TOPRAK, TARIM ÇİFTÇİ, SİYASET GEÇİM VE ….

Ben bir çiftçi çocuğu değilim.

Babam bir işçi emeklisidir.

Çok şükür bende emekli bir işçi fikir işçisi olarak yalan dünyanın farklı imtihanlarından geçtim.

Ve de geçmeye devam ediyorum. Tek duam Yüce Rabbim bizleri başımızı öne eğdirecek hatalardan korusun. Muhannete muhtaç etmesin. Ve de hayırlı sıralı ölümle göçüp gitmeyi nasip etsin.

Ama mesleğimiz gereği her kesimle birlikte olup özellikle de yazılamayan çizilemeyen konulardaki derinliklere vakıf oldukça bir şeyleri heybeye koyuyorduk.

Mesela Türk tarımındaki gelişmeleri bir dönem birlikte olduğumuz Sayın Başkan Recep Konuk’tan öğrendim.

Dahası tarım politikamızı.

Bu iş hoşuma gitti.

Mesela biraz anlasam tarım ekonomisi muhabiri olmayı çok isterdim.

Ama hâla yaprağına bakarak ağacın elma mı armut mu olduğunu bilmem.

………..

Neyse hani biz siyasilerin sayesinde ikiye bölünmüş Adana karpuzu gibi olduk yaa,

Son yıllarda bakıyorum toprak ile uğraşan herkes mutlu.

Ama az toprak ama çok toprak.

Yani Konya’nın toprak ağalarından filan söz etmiyorum.

Benim Hadim’de üzümden pekmez kuru üzüm yapan gariban hemşerim de mutlu, Doğanhisar’da ceviz işi yapan dostlarda.

Yani buğday mısır seracılık yapanlardan filan söz etmiyorum.

Toprağa kim el attı ise para alıyor.

Tarım sektörünün teknolojisi ise apayrı bir dünya.

Özetle toprak hayattır toprak berekettir toprak candır gibi sözlerin hiç de boş olmadığını görüyorum.

Ama bir noktadan sonra herkes ağlıyor.

Herkes bir şeylerden şikayetçi.

Şu geçen haftaki benzin mazot zammından sonra millet gibi ikiye bölünmüş basın da malumunuz.

Yandaş basın benzin mazot zammını görmezden gelirken, candaş basın çiftçi öldü bitti, yok traktörünü sattı, yok çiftçinin arazisi gitti gibi ülke bitmiş.

…………

Günümüzde artık kendime güvenim kalmadı ki söylenenlere gördüklerime inanayım?

Her konuda olduğu gibi bilmediğim her konuyu sektörün ya da alanının duayenlerine başarılı olmuşlarına sorarım.

O günde tarımla ilgili pek çok şey okudum dinledim yaaa.

Soluğu bu sektörün marka isimlerinden ALPTARIM’da aldım.

Alptekin İlgün abiyi ne zaman görsem hep tarım konuşuruz.

Aslında kendisi ile siyaset konuşmak biraz damarına basmak isterim ama akıllı adam Alptekin abi.

O sıkıntılı sulara hiç girmez.

Tarım deyince eline kalemini alır geçer tahtının başına dersini verir.

O gün kafamdaki soruları Alptekin abiye tek tek sordum.

Benim çiftçiden tüccardan esnaftan duyduklarıma göre bu kesimin ağzına kaşık sığmıyormuş.

Yağış özellikle kar yok diye kimse endişelenmesin.

Yine rekolte bekleniyor.

Esnaf mutlu. Bekliyor.

Alptekin abi yağışlar konusunda tedbirli.

Mayıs 15’i görmemiz lazım diyordu.

…………..

10 milyon ton stok buğday varmış.

Bu yılki hariç.

Türkiye eski tarım bakanlarından Hüsnü Yusuf Gökalp zamanında çok iyi bir karar almış.

Hala bu politika uygulanıyormuş.

Ülke olarak diyelim ki 10 milyon ton buğday ithal ediyoruz yaaa.

10 milyon ton da işlenmiş buğday ürünü un irmik makarna bisküvi vs ihraç ediyormuşuz.

Ve ülke olarak da insanlarımız adına da bu buğday işinden daha karlı bir iş imiş.

Yalnız bu konuda son dönemde Rusya uyanmış.

Türkiye’nin Türk Cumhuriyetlerine Kuzey Afrika ülkelerine girmesinden rahatsız olan Rusya bu işi yine kendisine çekmek istiyormuş.

Rusya böyle yapınca bizim insanımız Ruslardan daha mı geri zekalı?

Bizimkiler Rusya’yı çaktırmadan kurdukları fabrikalar ile işgal etmeye devam ediyorlarmış.

Ve bu iş önümüzdeki dönemde de hızla büyüyecek.

Tabii Alptekin abi ile bazı konuştuklarımızı da burada yazamam.

Sonuçta bitip tükenen traktörünü tarlasını satan bir çiftçi yok.

Onu anladım.

Haaa Türkiye’yi bıraktık Fransa dahil pek çok ülkenin de tarımını da konuştuk.

Bizim bu sohbetimizde çok sevdiğim Prof. Dr. Süleyman Soylu Hocam, bizim İsmail Özkan, Zekeriya Sağlık ve Alptekin abinin yakışıklı oğlu Süleyman Yavuz İlgün’de vardı.

 Ama ben böyle güzel insanları seviyorum.

Sayıyorum.

Ne adına?

Bu topraklar adına.

Ülkemiz adına.

İyi ki varsınız güzel insanlar.

……………….

MERKEZDE BAŞKANLAR

YEDİ AY ÖNCE YAZDIĞIMIZ

GİBİ ÇIKTI DEĞİL Mİ?

AK Parti Konya Belediye Başkan adaylarını açıkladığı anlarda biz Konya’da değildik.

Bizim için pek sürpriz sonuç yoktu.

Çünkü kamuoyuna sızan isimler arasında bir iki tanesinin dışında hepsi söylenenler oldu.

Özellikle merkez ilçelerde mevcut başkanlar Ahmet Pekyatırmacı, Hasan Kılca ve Mustafa Kavuş ile yola devam edileceğini aylar önce yine burada yazmıştık.

Şükürler olsun mahcup olmadık.

İlçeleri ve bizim merkezi önümüzdeki günlerde küçük küçük değerlendirmeye devam ederiz.

MEHMET NÜKTE ABİ

İLE HASRET GİDERDİK

Sizlere malum zaman zaman şehrin ülkenin görünmeyen güzel güçlerinden söz ederim.

Birkaç defa köşemde yazdım.

Mesela Konya’yı bir kenara bırakalım. İstanbul’da Metropolitan Bosphours ve Metropolitan Taksim, Ankara’da Metropolitan otellerinin sahibi iki büyük şehrimizin gıda sektöründen ekonomisine çok büyük işler yapan ve bunu da başarı ile sürdüren Nükte ailesinin baş dinamiklerinden Mehmet abimiz Konya’ya yapmak istediği bazı yatırımları yerinde görmüş, kısa bir süre önce kaybettiği anne ve babası Hatice ile Faik amcanın kabirlerini ziyaret etmiş son yaptırdıkları Sağlık Merkezini gezmiş ve tekrar İstanbul’a dönüyordu.

Tabi yanında da benim “Adam gibi Adam” İsmail Nükte abim vardı.

Mehmet abi ile ağırlıklı olarak yeni dönemde İstanbul ve yeni seçim stratejisini konuştuk.

Sermayenin ağzından yeni beklentileri kafamıza not olarak aldık.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Sürekli eksik olan bir süre sonra da gerekli olmuyor.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

BÜSAN sanayi içerisinde kavşaklara hızla girmemeyi öğrendiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.