Tövbe Karanlıktan Aydınlığa Çıkıştır
05 Ekim 2020, Pazartesi 09:36Yüce Allah (c.c.), insanı şerefli bir varlık olarak yaratmış (Tîn, 95/4.), onu yeryüzüne halife tayin etmiş (Bakara, 2/30.) ve verdiği nimetlerle diğer yaratılanlara onu üstün kılmıştır.(İsra, 17/70.)
İnsan her ne kadar Cenâb-ı Hakk’ın mükemmel bir şekilde yarattığı varlık olsa da zaman zaman bilerek ya da bilmeyerek hata, kusur ve günah olarak nitelendirilebilecek türden davranış ve tutumlar sergileyebilir. Günah işlemek, hata etmek, belki de insanı meleklerden ayıran özelliklerin başında gelir. Kulun isyandan itaate yönelişi Allah’ı razı ve hoşnut kılmaktadır.
Tövbe, günah kirlerinden temizlenme ve bir daha işlenmeyeceğine dair Cenâb-ı Hakk’a söz vermedir. Tövbe, dönmektir; dönüş yapmaktır. Tövbe, günahtan sevaba geçiş, şerden hayra dönüştür. Tövbe, Mevlâ’ya dönüş ve karanlıktan aydınlığa çıkıştır. Günahlardan, isyandan vazgeçip Allah’a itaate dönmektir.
Bilerek veya bilmeyerek her gün büyük ya da küçük bir ya da birkaç günah işlemekten hiçbirimiz güvende değiliz. Bize verilen ömür de ne zaman biter belli değil. Bu sebeple tövbe etmekte geç kalınmamalı, bir an önce hatadan dönmek ve manevi kayıpları telafi etmek gerekir. İşte bundan dolayı Allah Teâlâ ayet-i kerimede, “Ey müminler! Hep birden Allah’a tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.”(Nûr suresi, 24:31.) buyurmuştur.
Bu âyet-i kerîmeye göre, herkesin her günahtan tövbe etmesi zorunluluğu vardır. Çünkü tövbe olmadan tam bir kurtuluş mümkün değildir.
Cenâb-ı Hakk, mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde bizlerden günahlarımız için tövbe etmemizi istemekte, yapılan hatalar için edilen tövbelerin geçerli olduğunu bildirilmekte, yapılan tövbelerin sonucunda Allah’ın ve kullarının razı olacağı bir yaşam sürdürüldüğü takdirde cennet müjdesi verilmektedir. Konumuzla ilgili ayetler ve bu ayetlerin anlamları şöyledir.
“Ey iman edenler! Allah’a samimiyetle tövbe edin!”(Tahrim, 66/8.)
“Hepiniz Allah’a tövbe edin, ey mü’minler! Belki böylece korktuğunuzdan kurtulur, umduğunuzu elde edebilirsiniz.”(Nur, 24/31.)
“Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra da O’na tövbe edin ki sizi belirlenmiş bir süreye (ömrünüzün sonuna) kadar güzel bir şekilde yararlandırsın ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum.”(Hud, 11/3.)
Hz. Peygamber (s.a.v.)’den tövbenin önemi hakkında bizlere pek çok hadis ulaşmıştır. Bu hadisler ve anlamları şöyledir.
“Güneş batıdan doğmadan önce kim tövbe ederse, Allah onun tövbesini kabul eder.”(Müslim, “Zikir” 43.)
- “Ey insanlar! Allah’a tövbe edip ondan af dileyiniz. Zira ben ona günde yüz defa tövbe ederim.”Müslim, Zikir 42.)
“Bütün insanlar hata yapar, hata yapanların en hayırlısı ise hatasından dönendir. ”(İbn Mace Zühd, 37/30 (II, 1420)
Gazzâlî de insan için tövbenin gerekliliği ve kaçınılmaz olduğunu Hz. Adem (a.s.)’i örnek vermek suretiyle şöyle açıklamaktadır: “İnsanoğlunun babası bile tövbeden müstağni kalamamıştır. Babanın yaratılışına uymayan ve babanın güç yetiremeyeceği şeye, çocukları hiç güç yetiremez.” (Gazzâlî, İhyâu Ulûmi'd-Dîn, Beyrut, ty., IV, 2.)
Tövbe mevzuunda Sahabelerden alacağımız birçok ibretler vardır. Hz. Hamza’yı şehit eden Vahşi, yapmış olduğu günaha günlerce ağlayarak ve tövbeler ederek bağışlanma dilemiştir. Hz. Peygamber Efendimizi nice izlemiş, kendisine bir gün gel diyeceğini ümit etmiştir. Kendisinin günahı affedilmiş ve Sahabelerden birisi olmuştur.
İslâm Dini ile müşerref olmadan önce günahın her türlüsüne bulaşmış olan insanlar İslam ile Yıldızlar haline gelmişler ve Peygamber Efendimizin ashabı olma şerefine nail olmuşlar, İslâm Dinine ilk intisap edenlerden olmuşlardır. Ömer, Sevgili Peygamberimizi (s.a.v.) öldürmeye giderken hatasından dönmüş ve Hz. Ömer (r.a.) olmuştur.
Ne mutlu günahlarını idrak edip tövbeye koşanlara!
Allah Teâlâ, kendisine samimiyetle açılan elleri, yönelen gönülleri asla boş çevirmez. Mevlâ’nın tövbe kapısı her daim açıktır. Bu kapının açık olması kullarına olan sonsuz merhametini, onların ebedî kurtuluşa ermesini arzu ettiğini bütün açıklığı ile göstermektedir. Bu sebeple günahtan dönüşün özünde Allah’a karşı işlenen suça duyulan pişmanlık üzerine verilen bir söz yer alır.
Mevlâ’mızdan, dünya ve ahirette bizi huzura kavuşturmasını istiyorsak, öncelikle günahları terk ederek af, mağfiret ve bağışlanmak dileyelim. Fudayl b. Iyaz (r.a.)’ın dediği gibi; “Günahları terk etmeden Allah’tan af ve mağfiret istemek, yalancıların istiğfarıdır.”
Her günah Allah’a karşı sergilenmiş bir isyan eylemi olup, gönül dünyamızı, ruhî yapımızı kirleten davranış ve eylemlerdir. Tövbe, kulun yaptığı yanlışın farkına vararak bu yanlıştan dönmesi, bozulan mânevi hayatını yeniden düzene koymasıdır.
Bununla birlikte, sadece günahları terk etmek yetmez, sâlih amelleri de işlemek gerekir. Çünkü cennete götürecek iki şeyin birisi günahları terk etmek, diğeri ise sâlih ameller işlemektir. Rabbimiz bizi bunu başarmakta muvaffak eylesin. Âmin! Gönülden Muhabbetlerimle…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.