TRAFİK VE KONYA

Konyalıyım ve memleketimi çok severim.

Yıllarca gurbette yaşadım ve üç yıl önce döndüm sılaya.

Konya’dan bahsederken övgülerim içinde trafik sorunu olmaması da vardı.

Lakin son aylarda artık bu övgüyü yapamaz oldum.

Ankara’dan usanma nedenlerinden birisi trafikti.

Şimdi Konya’da da yaşamaya başladık bu sorunu.

Bir hekim olarak trafiği vücudumuzdaki dolaşım sistemine benzetirim.

Vücudumuzdaki damarları ve içinde akan kanı düşünün.

Yollarımız da damarlar gibi, yani bir şehrin damar sistemi yollardır.

Damarlarda tıkanıklıklar oldukça kan akışında sorun olur ve bir sürü hastalık oluşur.

Son zamanlarda Konya’nın da damarlarında bir sorun var.

Sanırım sorun ana arterlerde (damarlarda).

Eskiden 15 dakikada gidilen yer şimdi 30 dakika sürüyor.

Bir çok neden var belki bu duruma neden olan, belki geçici...

Lakin bir çok konuda örnek olan Konya’ya ben trafik sorununu yakıştıramam.

Düm düz bir ovaya kurulmuş şehir, doğal bir engel yok geniş yollara.

Yurtdışına çıktığınızda uçak şehrin üstünden geçerken hep özendiğimiz ‘cetvelle çizilmiş’ diye tanımladığımız düzen var mı Konya’da?

Acaba önce, en az on yıl sonraki nüfus düşünülerek yollar geniş planlanıp mı imar veriliyor yoksa hemen yolun kenarında bir daha yıkılamayacak binalar mı başlıyor?

Şehrin her yerinde tırlar dolaşıyor, acaba bu normal mi?

Niye yılan gibi kıvrım kıvrım bazı caddeler,düm düz ovada?

Damarda akan kanda sıkıntı varsa tansiyon olur, kriz olur, nekroz olur...

Şehir damarlarında sorun olunca gerilim olur, kazalar olur, huzursuzluk olur...

En değerli şeyimiz olan zaman israfı bu trafik.

Ailelerle geçirilecek zamandan çalıyor, geç geliyor eve çalışanlar.

İnsanlar üşeniyor artık, usandı sanırım, daha az görüşüyor.

Benzin tüketimi artıyor, maliyet artıyor...

Say say bitmez sonuçları ama zaman çözüm zamanı.

Ben Konya’ya yakıştıramadım bu trafiği, üzüldüm.

Düm düz bir şehir niye bu sorunu yaşıyor çok düşündüm.

Bu işin uzmanı değilim, yaşadıklarımı aktardım, uzmanlarda inşallah çözüm.