Türkiye Tek Yürek?

Tarih, insanların olduğu gibi milletlerin de sancılı ve zor zamanlarına şahit olmuştur. İşte  bugün de o zorlu ve sıkıntılı günlerin hatırlanmasına vesile olduğu için, ecdadımızı rahmet ve minnetle yad ediyor, aziz şehitlerimize bir kere daha Mevlâ’dan rahmet etmesini niyaz ediyoruz.  

15 Temmuz gecesinden itibaren genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle,  sokakları ve meydanları boş bırakmayan aziz milletimizi yüce Mevlâ’mız koruyup kollayacaktır. Zira bu necip millet, geçmişte olduğu gibi imanını, vatanını, istikbal ve istiklâlini en kutsal varlığı bilmiş, bu muazzez değerlerine namahrem ellerinin değmesine izin vermemiştir.

Aziz milletimizin her ferdini imtihandan geçiren bu zamanlarda, yüreklerimiz buruk, dualarımız ise yanıktır. Halkımız, askerlerimiz, polislerimiz ve nice masum evladımız şehadet şerbetini içerken, analarımızın yürekleri, yavrularımızın hayalleri dağlandı. Derin bir hüzün içindeyiz.

Milletimiz tarihte sayısız zaferler kazanmış ve diğer taraftan da bir çok badireler atlatmış, lâkin 15 Temmuz da olduğu gibi milletin kendi evlâdıyla ve kendi silahıyla vuracak kadar ihanet içinde olan bu hainleri tarih ve bu aziz millet hiçbir zaman unutmayacaktır. 

İstiklal şairimizin,’’Asım'ın nesli diyordum ya, nesilmiş gerçek. İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.’’ dizelerinde dile getirdiği gibi milletimiz, toprağını, haysiyetini, izzet ve şerefini çiğnetmeyip, canını hiç düşünmeden tankların önüne atmış, lâkin İradesini, aklını ve ruhunu başkalarına teslim etmemiştir.

Her şeyde bir hayır vardır. Bu ihanet ülkemizi, milletimizi, sağcısıyla solcusuyla, Türküyle Kürdüyle, Çerkeziyle Lazıyla, Alevisiyle Sünnisiyle, vehakeza millet olarak tek bayrağımız olan ay yıldızlı bayrağımızın altında yeniden birleşme ve kenetlenme fırsatı vermiştir.

Elbette bu sıkıntılı zor günler de geride kalacak. Allah’ın yardımıyla yaşadığımız acıların üstesinden gelecek, huzura ve sükûna yeniden kavuşacağız. Lâkin daha ağır bedeller ödememek için her türlü hile ve tuzağın farkında olmalıyız. Mümine yakışır bir şekilde basiret ve feraseti elden bırakmadan Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in ifadesiyle, “birbirine kenetlenmiş tuğlalara benzeyen” kardeşlik duvarımızda gedikler açılmasına kesinlikle izin vermemeliyiz. Fitne ve fesat üretenlerin oyunlarına alet olmamalıyız.

 Orta Doğu’da istediği senaryoyu sahneye koyup, kendi düşüncesinde olanları yönetime getiren bu şer odakları, bu necip milleti de bölüp parçalamak ve iç savaşa sürüklemek niyetinde olabilirler. Lâkin bu kahraman milletin hâlâ Osmanlının torunları olduklarını unutmuşlar herhalde. Ama olsun bu vesileyle tekrar Türk milletinin gücünü dünyaya göstermiş olduk. Hamdolsun.

Artık Türk milleti her daim nöbettedir. İç ve dış mihraklara karşı uyanık olma hâli daha da elzem hâle gelmiştir. Devlet kademelerinde temizlik hareketi devam ederken, kurumlarımızda yeniden yapılanma en hassas bir şekilde uygulanmalı. Böylelikle yeniden şer odaklarına fırsat verilmemelidir.

Gün, kardeşliğimizi perçinleme ve birbirimize kenetlenme günüdür. Gün, vahşete ve terör odaklarına karşı uyanık olma günüdür. Gün, birlik, beraberlik ve dayanışma günüdür.

Türk milleti, tarih boyunca yaşattığı ve değer verdiği tek bayrak, tek devlet, tek vatan, tek millet olgusu etrafında kenetlendiği müddetçe Allah’ın izniyle hiçbir güç, birliğimizi, dirliğimizi ve huzurumuzu bozamayacaktır.

Gönülden Muhabbetlerimle.