ÜMİDİMİZİ, KARDEŞLİĞİMİZİ VE DE İNSANLIĞIMIZI KAYBETMEYELİM…
18 Nisan 2019, Perşembe 09:01Sıkıntılı bir süreçten, seçim sürecinden geçiyoruz. Bir türlü bitmedi.
Kahvede siyaset, çayda çorbada siyaset. İş yerinde okulda hatta camide siyaset.
Üzüntüm sonsuz. Nereden nereye geldik. Televizyonu aç koro halinde siyaset.
İnsanlığımızı unuttuk, diyorum. Zira insanlığımızı kaybettik desem, inanın bulmak çok zor?
Bu siyaset uğruna, kaç kalp kırdık kaç dostluğu sonlandırdık.
Yaptığımız şey içimizdeki kin ve nefret duygularını ayaklandırdık. Körelmesi geren bu duygular yeniden ayaklandı.
Derdimiz ne? Neyi paylaşamıyoruz? Birilerinin belirli makamlara gelmesi için kendimizi yırtıyoruz.
Kimimiz siyasete öyle odaklanmışız ki, üç öğün yetmiyor.
Bir parti tutuyoruz. Onun yücelmesi kazanması için yalanlar düzüyoruz, yalandan düzenlere inanıyoruz.
Acaba diyorum rabbim bunlara akıl mı vermedi?
İnsanlar kendi doğrularını oluşturmuşlar. O doğrunun yanlış olduğunu bile bile savunuyorlar.
Biz Konya’lıyız inançlıyız.
İnancımıza, imanımıza gölge düşsün ister miyiz?
Ama öyle bir hal almışız ki yalan yere yemin eder hale gelmişiz.
Bu dünyamızı, secdemizi, ahretimizi karartıyoruz haberimiz yok.
Bir Konyalı din adamı seçimler için bu Hak’la Batılın mücadelesidir diyor. Hey haaat! Bu nasıl mantık.
Şeytan insana bu kadar musallat olur ancak.
Tutuğunuz partinin kazanması Hak kardeşinizin partisinin kazanması Batıl…
İşte siyasetin insanları getirdiği nokta bu…
Bir diğer konu ADALET…
Lehimize adaletsizliğe göz yumuyoruz. Onu adaletmiş gibi yansıtıyoruz. Kısacası “Adalet” duygumuzu da kaybediyoruz. Yarabbi ne günlere geldik.
Tarafsız kimse kalmadı. Herkesin yolu “Doğru” oldu.
Başkanlık sistemindeki ilk yerel seçim, kardeşliğimize de ket vurdu.
Gönül istiyor ki, tarafsız bir Cumhurbaşkanı olsun. Milletçe güvencemiz olsun. Seçim meydanlarına çıkıp, bir partiyi desteklemesin, bir partinin genel başkanı değil de “Milletin Genel” Başkanı olsun.
Bizi bütünleştirsin, partiler üstü olsun.
Biz bunun sıkıntılarını ileride çok çekeriz. İnşallah zaman beni haksız çıkarır.
Devletin kurumlarının bu kadar “Taraf” olacağı aklıma gelmezdi. Devletin kurumları bizim tuttuğumuz partiyi tutuyorsa “Süper”. Böyle bir dünya yok. Kurumlar tarafsız olmalı.
Parti yüzünden, kardeş kardeşe kırdırıldı, küstü. Seçimler bunu iyice tetikledi.
Bazen diyorum Yarabbi biz ne kadar günahkar bir toplum olduk. Akşamdan sabaha, sabahtan akşama kadar senin adını zikretmek yerine, kişilerin adını zikretmeye, onların söylemlerini dillendirmeye başladık. Yazık çok yazık.
Kur’an’ın ne dediğini bilmiyoruz. Okuyoruz anlamıyoruz. Anlasak, bunları yapar mıyız?
Fransa’da 850 yıllık bir ibadethane yandı. Sosyal medyaya bakıyorum. Kına yakıyor. Senin dinin sana benim dinin bana demiyor. Dinde zorlama olmadığını bilmiyor.
İnsanlar yaptığı ibadetleri kendi için yaptığını bilmeyecek kadar aciz. Yaptığı ibadetleri topluma gösteriş olarak sunuyor.
Yüce Peygamberimiz (S.A.V.) “İnsanların yaptığı ibadetlere değil, nakitle olan ilişkilere bakın” diyor.
Düşünün bir partili, belediyeden maaşa bağlanmış. Belediyede hiçbir görevi yok. Teşhir etmenin anlamı yok. Bayan olan bu partili bankamatikten aldığı parayı HELAL diye yiyor. İşte geldiğimiz nokta. Çoook örnekler verilir.
Helalle Haram karışmış demiyorum. Kendi kendimize fetva verip haramı, helal diye yiyoruz. Buna sebep yine siyaset ve parti tutuculuğu.
Gelelim en önemli konuya. ÜMİDİMİZE… Dedik ya, kardeşliğimiz, insanlığımız sıkıntıda diye. Bunları inşallah yeniden sağlayacağız. Aklımız başımıza gelecek.
Yeter ki ümidimizi kaybetmeyelim. İnanan insan hiç ümidini kaybetmez.
“Allah’tan ümit kesilmez” deriz. Öyle yüce bir rabbimiz var ki, yoktan var eder.
Bir akrabam rahatsızlandı. Kötü hastalık teşhisi kondu. Patologla görüştük, altı aylık ömrü olduğunu söyledi. Sene 1989… Sonra bir ameliyat daha oldu. Doktor niye bunun kötü bir hastalığı olduğunu söylemediniz? Açtık kapattık dedi. Yine patoloji raporu çok kötü.
Sene 2019 ve akrabam şükürler olsun iyi, kötü hala yaşıyor. Onun için ümidimizi kaybetmeyelim. Ümidini kaybeden inancını kaybeder.
Gelin bir siyaset uğruna kardeşliğimizi, insanlığımızı hatta ümidimizi kaybetmeyelim. Dünyamızı, secdemizi ve ahirimizi bir siyaset uğruna karatmaya değer mi?
Aklımızı başımıza alalım. Birileri bir yerlere gelecek diye bu kadar fedakarlık fazla.
Doğruluktan, dürüstlükten, kardeşliğimizden, insanlığımızdan ayrılmayalım. Ümidimizi hiç kaybetmeyelim. Unutmayın İLAHİ ADALET var ve er geç tecelli edecek. Kalın sağlıcakla…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.