YANLIŞLARA DEVAM EDİYORUZ?
01 Mart 2016, Salı 08:58Terörle Mücadelede
Terörle mücadelede hayretler içerisinde kaldığım hususlar var. Hergün şehit haberleri alıyoruz. Birileri bizim için canların feda ediyorlar. Anadan, babadan, eşten, çocuklarından ebediyen ayrı kalacak bu insanların hatıralarına bir şey yapmıyoruz. İşte bunu anlamıyorum.
Bizler günlük yaşamımıza normal devam ederken, vatanın bölünmez bütünlüğüne göz diken hainlerle mücadele eden ASKER ve POLİSLERİMİZ, her şeyden mahrum yani doğan çocuklarını bile göremeyen bu YİĞİTLERİN yaşamlarını bir düşünün. Bu yiğitlerden şehit olanlar, gazi olanlar ve mücadeleye devam edenlerin yüzüne nasıl bakacağız.
Televizyonların programlarında hiçbir değişiklik yok. Vur patlasın, çal oynasın. Sanki atan onların vatanı değil.
MECLİS GÖREVİNİ YAPMIYOR…
TBMM’de terörün habisi bir parti var.
HDP… Bu parti artık belikli bırakın terörün hamiliğine soyunmayı terörün ve teröristin ta kendisi…
HDP’yle mücadele sadece ‘LAF’la olacaksa Mecliste, hükümet de görevi bıraksın.
Şimdilerde moda olmuş KÜRSÜ DOKNULMAZLIĞI diye bir söz.
Yahu adamlar, vatanı bölmeye çalışıyorlar, teröristlerin cenazelerine katılıyorlar. Katliam yapıp canlı bomba şeklinde insanlarımızı katledenlerin taziye çadırına gidiyorlar. Teröristleri kurtarmak için her yolu deniyorlar. Efendim neymiş KÜRSÜ DOKUNULMAZLIĞI…
Beyler! Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Yüceliği, büyüklüğü teröre destek verenler tarafından KİRLETİLMEKTEDİR… Bunun adı DEMOKRASİ olamaz. Bunun adı KÜRSÜ DOKUNULMAZLIĞI olamaz.
Şu olanlar başka bir Avrupa ülkesinde olsa ne HDP diye bir parti olur, ne de bu insanlar elini kolunu sallayarak dolaşırlar.
NUMAN KURTULMUŞ BEY! FİKİRLERİNİZİ KENDİNİZE SAKLAYINIZ!
Terörle boğuşuyoruz. Başbakan Yardımcımızın açıklamalarına bakın.Yeni Anayasa çalışmaları için konuşuyor herhalde Numan Bey. ‘Gelin’ diyor. Diğer partilere sesleniyor. “İdam cezasının hukuki alt yapısını ortadan kaldıralım” diyor. Bu ülkeye yapılmış en büyük kötülük, Terörle boğuşurken, idam cezasının kaldırılmasıdır. Veya İdam cezasının olduğu dönemde idamların uygulanmamasıdır. Bunun en büyük müsebbibi de rahmetli ÖZAL’dır.
Bağımsız yargı İDAM diyor. Ama her zaman HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ diye bağıran siyasiler bu yargı kararına uymuyorlar. Malum İDAM cezasının onay makamı TBMM’dir. Özal zamanının milletvekilleri yargı kararlarını uygulamayarak bu ülkeye en büyük kötülüğü yapmışlar ve teröre de destek vermişlerdir.
İngiltere’de metroya konan patlayıcı ile 8-10 kişinin ölmesi ile idam cezası geri gelsin tartışmaları yapılırken, demokrasinin beşiği ABD’de idam cezası varken, hergün toprağa verdiğimiz şehitlerimizin kahpe katillerine biz moral veriyoruz.
‘İdam yok korkmayın’ diyoruz. ‘Biz sizi hapislerde besleriz’ diyoruz. ‘Sizleri Avrupa’dan siyasiler ziyaret eder, sizlere her türlü imkanı veririz. Hatta koğuşlarınıza LİG TİV koyup sizlere maçları bile seyrettiririz’ diyoruz. Ey teröristler! Numan Bey gibi demokratlar(!) olduğu sürece korkmayın. İdam falan olmazsınız.
Vatan hainliğinin, terörist eylemlerinin, vatanın bölünmez bütünlüğüne göz dikip, bombalı silahlı eylem yapıp cana kıyanların, polisi-askeri şehit edenlerin son mutlaka İDAM olmalıdır. Bu dünyanın her yerinde böyle olmalıdır. Bu yüzden YENİ ANAYASA çalışmaları şimdiden nefret uyandırmaya başlamıştır. Eğer Numan Bey’in söylemleriyle, çalışmalarıyla Yeni Anayasa yapacaksak bu Anayasa MECLİS ANAYASASI olacaktır. Bu Anayasa asla halkın düşüncelerini içermeyecek ve asla HALK ANAYASASI olmayacaktır. İdam konusunu şu halka bir sorun. Gidip dört entel burjuvaya soracağınıza. Cumhurbaşkanımızın deyimiyle, ‘Halka gidin’… Yiğitseniz İDAM cezasını halkın oylarına sunarsınız. Eğer korkup ‘AB ne der, şu ne der’ diye düşünürseniz bu ülkeyi şunun bunun oyuncağı yaparsınız…
Hodri Meydan. Vatandaş İDAM cezasını onaylamak için bekliyor…
‘MECLİS KANDİL Mİ OLACAK?’ DEMİŞTİM…
Sözlerimde haklı çıkıyorum. Türkiye Cumhuriyeti devletinin her kurumunu başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, her türlü hakaretleri yapıp, kandil ağzıyla mecliste konuşanlara bir şey yapılmayacak mı? Adamlar terör yandaşı Kürtleri sokağa çağırıyor. Sur ilçesine yönlendiriyor, oradaki teröristleri kurtarmak için her şeyi yapıyorlar. Kandille irtibatı kesilen teröristleri meclisten yönlendiriyorlar. Yazık vallahi yazık…
Ey vekiller, elinize şehitlerimizin çocuklarının resmini alın, o kürsüye çıkın! HDP’lilere dönün; “Sizin çocuklarınızın annesi babası var, bu çocukların babası yok. Bunun sebebi sizsiniz” diye haykırın. Meclisimizin sıralarını işgal edenlerden belki birkaçı çocuklarını düşünüp vicdana gelebilirler.
HERKES SAFINI BELİRLEMELİDİR…
Başbakanımız siyasi partileri kastedip ‘Herkes safını belirlesin’ diyor. Başbakanım onlar safını belirlemişler görüyoruz.
Cizre, Sur, Nusaybin bize başka şeyler hatırlattı. Yörede yaşayanlar da saflarını belirlemelidir. Evleri birbirine bağlayan tüneller, tonlarca mühimmat gıda stokları, tüplerle dolu evin sahiplerinin safı nedir? İlçeler cephanelik haline getirilirken, kadın kız sokaklara barikat kurmaya yardım ederken, devletin güvenlik güçlerine saldıranlar ve ona destek olanların safı nedir? Bunu anlamamakta büyük SAFLIK olur.
Hiç duydunuz mu? Vatandaş teröristleri öldürdü diye… Şimdi evlerini yıllar önceden terörün hizmetine sunanlara biz devlet olarak yeni ev mi vereceğiz? Verilen evleri yine terörün emrine mi verecekler?
Başbakanım yöne halkına seslenin! Onlar da safını belirlesinler. İçlerindeki hainleri tespit edelim.
Şu unutulmamalı. Kürt kardeşlerimizle hiçbir problemimiz yok. Beklediğimiz terörle mücadele de onları da yanımızda görmemiz. Yoksa onlarla yemeğimizi paylaşır, arkadaşlığımızı devam ettiririz. Kız alıp, kız veririz. Onların etnik kökenleri bizleri ilgilendirmez. Bizleri insanlıkları ilgilendirir. Haydi kardeşliğimizi daha da pekiştirelim. Esen kalın…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.