YAPAY ÇOCUKLAR YETİŞTİRİYORUZ
24 Haziran 2024, Pazartesi 00:58SAHİ, NASIL ÇOCUKLAR YETİŞTİRİYORUZ?
Çocuklarımız, hiç şüphesiz hayatımızın en büyük güzellikleridir. Ömrümüzü adeta onların yetiştirilmesi, gelecekleri ve hayatlarını nasıl idame edeceklerine dair proje ve meşguliyetlerle geçiriyoruz. Hayatta en büyük yanılgılarımızı da, bu sahadan alıyoruz. Çoğu zaman hayatın gerçek yüzünü bu şekilde görebiliyoruz.
Ne acı bir tablo ki, sınır tanımaz, her şeyi hak ettiklerini düşünen, bencil ve egoları şişirilmiş, kendinden başka hiç kimseyi düşünmeyen, enaniyet ve bencilliği tavan yapmış, adeta hormonlu çocuklar yetiştiriyoruz. Değer bilmez, insani evrensel değerlere aldırmaz bir nesil yetiştirdiğimiz kesin…
Asıl sorunumuz şu olsa gerek: Allah’ın bize emanet olarak takdim ettiği çocuklarımızı, yukarıda saydığım olumsuz karakterlere bürünmemeleri için acilen ne yapmalıyız? Gerçekçi bir kişilik algısına nasıl ulaştırabiliriz? Hayatın tozlu yollarında geçerken, gönül kırıklıklarına girmemeleri için anne-babalar olarak nasıl davranmalıyız?..
Biz ebeveynlerin, en büyük yanılgılarından biriside, “Çocuğum çok özel ve her şeye sahip olmayı hak ediyor. Toplumda her yaşantıya liyakatı var, en üstün makamlara, mevkilere gelmeli ve bu işi tatmalıdır. Böylece ebeveyn olarak yaşamadığımız güzellikleri evlatlarımız yaşamalılar…” gibi algılarımızdır.
Çocuğumuz asla acı ve ıstırap çekmemeli, zaten biz yeterince hayatın tokatlarına maruz kalmışız, bari çocuğumuz maruz kalmasın. Asla başarısız olmamalılar ve başarısızlık, kötü bir deneyim olduğu için onların dünyasından uzak durmalı ve biz gerekirse saçımızı ‘süpürge ederek’ çocuğumuzu korumalıyız gibi yüzlerce korumacı tavır ve düşünceyle evlatlarımızın dünyasına korumacı bin anlayışla giriyoruz…
SAHİ, NASIL ÇOCUKLAR YETİŞTİRİYORUZ?
Etrafımıza baktığımızda, birçok anne-babanın çocuklarından gerçekçi olmayan beklentilerinin olduğunu görürüz. Evlatlarının hayatlarını, onların duygu ve arzularını dikkate almadan yönettiklerini, adeta çocukların dünyalarını kendi egoları çerçevesinde yönetmeye çalıştıklarına tanık oluyoruz.
Adeta çocukları, kendi korku ve endişeleri ile tedirgin eden, çocuğun henüz gelişmekte olan duygusal dünyasının kaldıramayacağı yükleri bir çırpıda onun ruhuna boca eden, hayatın sanal yüklerini çocuğun sırtına yükleyerek, yürümesi gerektiğine inanan ve bu uğurda gayret sarf eden nice anne- babalar görüyoruz…
Bir yandan kültürel etkiler, bir yandan yanlış algılanan ve her şeyi çocuğun hizmetine sunmaya çalışan anne-babalık figürleri, türemeye başladı. Çocuğun her dediğini yerine getirmekle, bir dediğini iki yapmayarak, çözebileceklerine inanan nice aile ile karşılaşıyoruz. Bu durum tam bir ‘çıkmaz sokağa’ dönüşmektedir.
Böylece egosu şişirilmiş hormonlu çocuklar, anne ve babanın sınırsız desteğiyle hayatın acımasızlığı karşısına kısa bir süre de olsa anne ve babanın o korumacı kalkanı altında özgüvenle hayatlarını idame edebiliyorlar. Fakat o koruyucu kalkan, hayatta bir musibetle sarsıldığında o çocuklar bir anda hayatın gerçeğiyle karşı karşıya gelerek, gerçek bir cehennem hayatına maruz kalabiliyorlar.
Maalesef, gerçek hayatta en ufak bir hayal kırıklığı, çocuklardaki o ego balonunu söndürüveriyor. Hayatın o gerçek yüzüyle karşılaştıklarında; o yapay ve kırılgan dünyaları bir anda ‘tuzla buz olup’ başına yıkılıveriyor. Böylece gerçek hayatın yapay yaklaşımlarla değil de, aslında fıtratın gerektirdiği tarzda olması gerektiğini bize öğretiyor.
SAHİ, NASIL ÇOCUKLAR YETİŞTİRİYORUZ?
Şişirilmiş özgüvene sahip çocuklarımız, dünya hakkında dengesiz bir görüş ediniyorlar. İstediklerine hemen ve şimdi kavuşmak istiyorlar, bulamadıklarında adeta çılgına dönerek, bir yitirilmişlik duygusuna maruz kalabiliyorlar. Anne- babalar, çocuklarını kendi statülerinin bir aracı kılarak, kendilerini iyi hissetmek için çocuklarını da ‘pohpohlamaya’ devam ediyorlar.
Hormonlu yetiştirilen çocuklar, hayatın gerçek pratikleriyle karşılaştıklarında kendilerine karşı duydukları özgüven, kısa sürede ciddi bir ümitsizliğe ve derin bir boşluğa dönüşebiliyor. Her zaman özel olarak davranılmak isteyen bir çocuk, diğer insanlar onun gerçek olmayan ‘kendilik imgesini’ karşılamadığında, hayat boyu hayal kırıklığı ve ilişki sorunlarına maruz kalır.
Çoğu zaman, çocuklarımızı acının ve ıstırabın dışında tutmak isteriz. “Ben yaşadım o yaşamasın” şefkat dolu sözcükleri kullanırız. Maalesef ‘acı’, bu hayatın gerçek bir parçası. Çocuklarımızı ağrıdan sızıdan ne kadar korumak istesek te, çoğu zaman olaylar kontrolumuzun dışında gelişir.
Çocuklar, hayatın getirdiği buhran ve hayal kırıklıklarıyla yüzleşmek zorundalar ve bu konuda cesur yetiştirilmeleri gerekiyor. Bunu başardıklarında, daha güçlü olacaklar. Anne ve babaların şuurlu bir desteği ile zorlukları aşarak, karakter ve erdem sahibi bireyler olarak büyürler.
Çocuklarımızın, gerçek dünya hakkında gerçek bir fikre sahip olmalarını istersek, öncelikle bu hayatın içerisinde acı çekmelerine ve sıkıntılar yaşamalarına katlanmak zorundayız. Yoksa hayatın zorluklarına karşı nasıl başarıya ulaşsınlar. Bu durumu öğrenmeleri için mutlaka hayatın getirdiği olumsuzluklarla savaşmak ve kabullenmek zorundalar.
SAHİ, NASIL ÇOCUKLAR YETİŞTİRİYORUZ?
Hasıl-ı kelam, kıymetli anne-babalar, çocuklarımızın hayal kırıklığı, kayıp, yalnızlık, sıkıntı, suçluluk ve öfke gibi duygularla başa çıkabilecek fırsatlara ihtiyaçları vardır. Bu durumu da ancak, şuurlu, merhametli ve onlara yardımcı olmaya hazır erişkinler vasıtasıyla üstesinden gelebilirler.
Bugünün dünyasında, çocukları öz denetimli ve nasihat ettikleri şeyi kendileri uygulayabilen anne- babalara ihtiyaç vardır. Çocuklar ancak yüceltilebilen bir anne-babanın değerlerini içselleştirmek suretiyle şuurlu bir bilinç geliştirirler. Çocuklar, örnek şahsiyetler ve rol model olabilecek kişileri beğenerek ve severek kendilerini geliştirirler.
LÜTFEN,ŞÜKRÜ VE MERHAMETİ BİLECEK BİR NESİL YETİŞTİRELİM. YOKSA, GERİSİ ANNE VE BABALARIN FERYADI VE GÖZYAŞI…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Elif Yurtsever
24-06-2024 23:09Hocam Allah razı olsun çok güzel yazmışsınız Allah'ım bu ahir zamanda yar ve yardımcımız olsun tüm ümmeti Muhammed'in