YAZIN YAZABİLDİĞİNİZ KADAR!
04 Aralık 2018, Salı 09:00Trafik Cezaları Durmak Bilmiyor
Devletin paraya ihtiyacı olunca, ilk akla gelen trafik cezalarını artırarak yazmak oldu.
Ben bu durumdan son derece memnunum.
Acaba neden paraya ihtiyaç olunca, kurullara uymayanlar yoğun biçimde ceza alırlar?
Benim ülkemde kurallara, kanunlara uyanlar neden mağdur edilir?
Vergisini günü gününe ödeyen vatandaş acaba enayimidir?
Bir bakıyorsunuz vergi affı çıkıyor. Vergiyi ödemeyenler adeta ödüllendiriliyor.
Bir bakıyorsunuz imar affı çıkıyor. Bina yaparken ruhsatını alıp, proje vs. parasını ödeyenler mağdur oluyor.
Ruhsatsız, kaçak bina yapanlara gün doğuyor.
Bir bakıyorsunuz öğrenci affı geliyor.
Hem de ne af?
Devamsızlıktan bile kalanlar bir üst sınıfa geçiyor.
Alttan, üç dersten kalanlar bir üst sınıfa geçiyor
Efendim o kaldıkları dersten tekrar kurtarma sınavına girecekler diye kılıf hazırlanıyor.
Bir alt sınıfta öğretmen var ve dersi anlatırken, dersten kalan bir üst sınıfta, bu alttaki dersleri hiç görmeden sınava gidip bu derslerden geçenlere hayret ediyorum.
Bu birkaç örnek anlatıyor ki, çark kurallara yasalara uymayanların lehine dönüyor.
Dönelim trafik cezaları meselemize…
Konya trafiği zaten malum.
Bu trafiği içinden çıkılmaz hale getirenler kural tanımayan sürücüler.
Kurallara, kanunlara uyan sürücülerin günahı ne?
Medyada yazarların başından geçen trafik olaylarını hep okuruz.
Adam getiriyor yaya kaldırımına araba bırakıyor.
Yaya kaldırımından yürüyorsunuz, araya tali yol giriyor. Adam getirip aracını buraya bırakıp yayaların caddeye çıkmalarına sebep oluyor.
Adam getirip arabasını öyle bir yere koyuyor ki, siz aracınızla çıkamıyorsunuz.
Sadece sürücüler değil, vatandaşta da sıkıntı var.
Vatanda, dolmuşa binecek, tam kavşakta veya yola girişlerde bekliyor. Sonra dolmuşa el kaldırıyor.
Bir yolcu için duran minibüs yüzünden, trafik konvoy halinde duruyor.
O yolcu orada durunca, trafiğin de duracağını bilmez mi?
Dolmuşlar için yapılan ve durağı gösteren ‘D’ harfli levhalar süs için mi yapılmış?
Dolmuşlarda otobüsler gibi kendi duraklarında dursa şehre bir disiplin düzen gelir.
Nerede bunları sağlayacak idare?
Sokak aralarının trafik kontrolü Belediyelere verilmiş, gelin görün sokak aralarının halini.
Selçuklu Kaymakamlığının arkasından geçen sokağın haline bir bakın.
BELEDİYE YASAĞI NE DEMEK?
Hemen özetleyeyim, kısa süre (takriben 3-4 gün) uyulan kurallar demektir.
Sonra otomatikman eski rezil haline döner.
İsterseniz birkaç örnek vereyim.
Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim ALTAY, göreve başlayınca bir heyecanla çarşıdaki Aziziye Caddesinde düzenlemeler yaptı.
Çok memnun olduk. Vatandaş gelişi güzel park edip, trafiği katledemiyordu…
Yollar reflektörlerle bölündü.
Gelin bir de şimdi bakın.
Heyecan mı bitti acaba? Eski tas, eski hamam…
Bir aracın ana arter üzerine park etmesi, trafiği alt üst ediyor.
Sadece trafikte mi Belediye yasağı var?
Bir örnek daha vereyim.
Uğur İbrahim Bey, Selçuklu Belediye Başkanı iken, özellikle Nalçacı Cad. üzerindeki Cafe, Nargile salonları ve lokantaların, haksız işgal ettiği, şeffaf bir asetatla çevrilip kapatılan ve içinde sigara içilen yerleri yasal kuralları uygulayıp yıktırmıştı.
Şimdi bakıyorum Kulesiteye yakın cafe ve nargile salonları, bu yerleri yeniden inşa etmişler.
Belediyeler, gençlerimizi zehirleyen sağlığa uygun olmayan bu yerlere neden müdahale etmezler?
Sigara sağlığa zararlı da, nargile faydalımıdır?
Hani siz gençliğe önem veriyordunuz?
İnsanın aklına şu geliyor; acaba bu işyerinin sahipleri hatırlı siyasi kişiler mi? veya öyle tanıdıkları mı var?
Toplum olarak laçkalaştık.
Kurallara, kanunlara uymayınca, nasıl olsa bir şey olmuyorsa, adamlar bedel ödemiyorsa, niye kurallara uysunlar ki?
O zaman bu kurallar kanunlar ne için yapılır?
Belediyelerin elinde insanları eğitmek için büyük bir imkan var. REKLAM PANOLARI.
Bu panolarında, insanları eğitmek, kurallara uymaları için uyarıcı bir ikaz görür müsünüz?
Varsa, yoksa REKLAM. Onu da benim değişimle, ‘PERA KADAR HİZMET, DEVE KADAR REKLAM.’
Bu reklam panolarına;
Yerlere Tükürmeyin,
Araçlarınızı gelişigüzel park etmeyin.
Kötü yakıt kullanıp havayı kirletmeyin, gibi uyarıcı ikaz yapılsa.
Olaya Diyanet de girse ve paralı işlerden kendini biraz arındırıp, kurallara uymayanların kul hakkı yediğini söylese, olayı pekiştirse kötü mü olur?
Birkaç yıl önce Nalçacı da Büyük Parsana Camiinin önündeki yola aracını bırakıp Cuma namazına giren ve trafiği katleden, Müslüman kardeşimizin, çıkışta mazeret olarak Namazdaydık demesinin izah edilebilir bir yanı olmayacağını ve o kıldığı namazında sıkıntılı olacağını bir idrak edebilsek!
İnsanları eğitmek zorundayız.
İnsanları toplumsal kurallara uymaya zorlamak zorundayız.
Bu yüzden diyorum ki, trafik kurallarına uymayan bu magandalara yazabildiğiniz kadar ceza yazın, araçlarını çekiciyle çekin ki, kurallara uyanlar rahatlasın…
Bunu sürekli hale getirin. Belediye yasağı gibi de olmasın.
Kalın sağlıcakla…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.