YILBAŞI ZENGİNLERİ NEREDESİNİZ?

Biliyorum zamların her türlüsü hepimizin ayarını bozmuş durumda. 

AK Partili MHP li dostlara, yetkililere siyasilere naçizane seslenmek istiyorum, ne olursunuz bugünlerde mutluluk edebiyatı yapmayın.

Siz siz olun milletin karnını doyurması için akıl filan vermeyin.

Bırakın biz kendi cezamızı kendimiz çekelim.

Bırakın kendinizi Allah rızası için Sayın Cumhurbaşkanını birazcık seviyorsunuz, Sayın Bahçeli’ye birazcık bağlılığınız varsa susun.

Susun ve ne olur ağzınızı açmayın parmağınızı oynatmayın yeter.

Sayın Cumhurbaşkanımız bile zamları açıklarken üzüntülü olduğunu söyledikten sonra siz hiç konuşmayın ne olur. Olur mu?

Millet artık ağzından burnundan değil poposundan nefes alıyor.

Haaa sabit gelirliler için bugünler daha iyi günler.

Eğer pazarda markette rakamlar düşmesin cebine üç kuruş zam girdiğini sanan bizlerin yarın cep delik cepken delik diye başımızda honilerle dolaştığımızı da görürüz.

Bir işçi emeklisi olarak elektriğe doğalgaza yüzde bilmem yüz kaç zam yapacaksın bana da yüzde 25 öyle mi?

Çok sevindim çooook.

O yüzden zamlardan söz etmeyeceğiz.

………………..

Sağlıktan ise hiç mi hiç söz etmeyeceğiz.

Dünya kırılırken biz güllük gülistanlık vur patlasın çal oynasın yaşamaya devam ediyoruz.

Ben beni bildim bileli “Bana bir şey olmaz” mantığı ile sürü bağışıklığını kazandık galiba.

Ama Sayın Cumhurbaşkanımızın ekranda milyonların kilitlenip zam müjdesini beklediği açıklamasında aylar sonra salgına dikkat çekmesini bilmem fark edebildiniz mi?

Sağlıkta ki resmi görevliler asla açıklama yapamazlar.

Ama özelde çalışan sağlıkçı dostlarımız.

Resmide görevli olup da isimlerinin yazılmamasını isteyerek acı gerçeği anlatan sağlıkçılarımız bugünlerde yine nefes alamıyorlar.

Bize inanmıyorsanız özel resmi hiç fark etmez hastanelerin acillerine bir bakın.

Muayene için sırada bekleyen insanlarımızın gözlerine bir bakın.

Adına ister klasik nezle deyin isterseniz korona.

Millet resmen kırılıyor.

Haaa Reis yine dedi.

Bize kimse kontak kapatamaz.

Sanayide devam edecek.

Okullarda.

Ama siz siz olun ne olur kendinizi ve sevdiklerini kollayın.

…………

Yine daldık yazımızın rotasından çıktık.

Yeni yılın ilk zengin olma hayalinde olan insanlarımızın vurulmalarını duydunuz mu?

İstanbul merkezli olarak yılbaşına zengin olma hayali ile giren yaklaşık 400 kişinin paraları yine buhar olmuş uçmuş.

Bizim insanımızın çalışmadan zengin olma hayalini çok iyi (!) değerlendiren vurguncular sosyal medya üzerinden yüksek kar payı vaadi ile yine yüz milyonları toplamışlar.

Yılbaşı olmuş.

Gün doğmuş.

Millet sabah bir bakmış ki paralarda uçup gitmiş.

…………

Milletin Yıl başında zengin olma hayalleri artık çok zeki, akıllı ve işini bilen Tüpçü(!) iş adamına devredilince ulusal basında yılbaşı zenginleri bir anda görülmez oldu.

Oysa yılbaşına kadar insanların saatlerce bilet kuyruğunda olduğu palavraları yayınlanıyordu.

Alın size mübarek Konya’mızdan şans oyunu kuyruğu.

Gerçekten merak ettim.

Bizim yılbaşı zenginlerimiz yine mi olmadı?

Olsa ne güzel olurdu.

Çalışmadan milyoner olmak(!). Değil mi?

POLİS DEDİĞİN HOLLANDA POLİSİ GİBİ OLACAK!

Biz hala vur patlasın çal oynasın hayatımızı yaşarken Dünya salgın nedeni ile kırılıyor.

Kapanıyor diyoruz ya.

Birazcık dünyayı takip eden herkesin gördüğü çok acı örnekler var.

Mesela önceki gün Hollanda’da aşı karşıtlarının gösterisine Avrupa’nın anlayışlı(!), örnek(!), insancıl(!) polisleri göstericilere öyle şefkatli (!) yaklaşıyorlardı ki göstericiler sadece coplanmıyor, polis köpekleri ile adeta parçalatmak isteniyordu.

90 lı yıllarda Alman polisinin bir meydanda göstericilere atlarla müdahalesini gördükten sonra Türk polisi ile tek satır yazmadım. Yorum yapmadım.

Haaa arada bir de olsa bizde basına yansıyan kötü örneklerinde bize hiç yakışmadığını hatırlatmadan geçemem.

KIRMIZI IŞIKTA DURMAYI ÖĞRENMELİYİZ

Çok sevdiğim inandığım ve heyecanına hayran olduğum genç avukat dostum akşam saatlerinde şu fotoğrafı bize gönderiyor

Ve şöyle diyordu;

“Yine bir olay :)

Gece gece Real’in önünde oldu abi.

Resmen IŞIK ihlali yaptı beyaz araba.

Gözümün önünde yapınca göndereyim sizinle paylaşayım istedim”

………….

Bu şehirde şehir merkezinde genelde en büyük sorun şehir içi trafiği değil mi?

Evet bazı yerlerde bazı şeyler yeniden elden geçirilmeli.

Mesela şu hız limiti olan yollar baştan tek tek ele alınmalı.

Okulun caminin kavşağın olmadığı dümdüz yolda önce 60 km hız limiti yüz metre sonra 50 km hız limiti, 100 metre sonra dur.

Örnek mi?

Dedeman Otel’den Sille’ye doğru gidip gelenler nereyi kastettiğimi hemen bildiler değil mi?

Sürücülerin aklı ile oynamanın bir anlamı yok ki?

HIZ LİMİTİ DEMİŞKEN

Şehir içi trafikte bir de şöyle bir durum var.

Bakın bunu da yine resmi bir kurumda çalışan duyarlı bir abimiz bizimle fotoğrafla şöyle paylaşıyordu;

Real’in sinema girişi tarafında Kardelen Kim evleri önünde trafik lambası ve yaklaşık 50-70m ilerisinde Yakamoz Sitesi önünde yine trafik lambası var.

Kırmızıda bekliyorsunuz yeşil yanınca geçip 70m ilerideki lambada tekrar kırmızı IŞIK ve lambada bekliyorsunuz.

Peki hani nerede bu şehirde ki yeşil dalga.

Vallahi 50 metrede bir ışıkta beklemekten şikayetçi değilim.

Bu iş bir milli servet.

Bu para bizim paramız. Devletimizin parası.

Bu neyin uygulaması?”

…………….

Abimiz yüzde yüz haklı.

Ben size şehrin göbeğinden bir örnek vereyim mi?

Bera Holdingin önünden Sille yoluna doğru gidin.

İki trafik ışığı var.

Burada ne yeşil ne de kırmızı dalga uygulaması var.

Siz sürücü olarak istediğiniz kadar kurallara uyun.

Hep bekleyeceksiniz. Hep bekleyeceksiniz. 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Herkesin yükü farklıdır bu hayatta. Kimi kaderini kimi kederini taşır heybesinde

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Adana Çevre yolundan yeni Grand Millennium otel önünden alt geçide girerken sağ şeritten hızla gelen sürücüler sinyalsiz en sol şeride geçmediği zaman daha iyi ADAM oluruz.