YOKUŞ’TAN ÇELME TAKMA HAREKETİ

Çelme takmak: Yürüyen bu koşan da olabilir bir insanın arkasından gizlice yaklaşarak onun iki ayağının  arasına kendi ayağını sokmak suretiyle, önündeki insanı yere düşürme eylemidir.

Çelme takma hareketi her ne kadar fiziksel bir eylem olarak bilinse de, bu fikren de olabilir. Toplum çoğunluğunun tasvip ve takdir ettiği hizmetler karşısında, “Çatlak Ses” çıkarmak da, bir çelme takma eylemidir. Anlayacağınız bunun illa ki fiziksel olması gerekmiyor.

Nedeni, şekli ve sonuçları ne olursa olsun sevmediğin ya da rakip olarak gördüğün bir insana çelme takmak ya da takmaya çalışmak ilkel bir mücadele örneği olarak  değerlendirilmekte. Kamu yararı söz konusu olduğunda ise bu hareketi yapanlar hakkında şüphe meydana geliyor. Bu kadarla sınırlı kalmayıp da “Mısır’daki sağır sultan duysun” anlayışından hareket edildiğinde de, duyulan şüphe ihanet değerlendirmesine kadar gidebiliyor.

Mücale mertçe yapılmalı.

Mücadelede hangi nedenlerle yapılırsa yapılsın, fayda ve zarar hesabı da çok iyi yapılmalı.

Siyasetçiler arasında yapılan mücadelede de kamu yararı mutlaka dikkate alınmalı.

Aksi takdirde, kaş yapıyım derken göz çıkartılıyor.

Söylediğiniz sözler ve  yaptığınız  eleştiriler daha sonra bir bumerang gibi dönüp dolaşıp sizi buluyor.

Aslında geçen haftanın gündeminde olan bir konuydu.

İyi Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş’un, Büyükşehir Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum  hakkındaki görüş ve eleştirileri.. Bu benim girmek istemediğim bir konuydu. Fakat olayın ulusal bir gazetede  yer almasından rahatsızlık duydum. Biz ulusal gazetelerin bu tür haber ve yorumlarını yıllar var ki yadırgıyoruz. Aramızda daha ileri gidenler ise bunu “Konya Düşmanlığı” olarak değerlendirdi yıllarca. Hele de bilgilerin içimizden sızdırılmış olması daha da yürek yakıcı geldi bu şehrin insanlarına. Dolasıyla “Kol kırılır, yen için de kalır” olmalıydı, son olayda da.  İçerden takmaya çalıştığımız çelmeler yetmedi, dışardan da destek arar hale gelindi.

Siyaset, bu olmamalı.

Siyaseten muhalefet bu şehrin aldığı ve alacağı hizmet paketlerinin üstüne “şaibe” etiketi yapıştırmak olmamalı.

Bu şehirde yaşayan insanlar sayesinde siyaset yapıyor ve milletvekili seçiliyorsunuz. Sonra tarihin birinde muhalefet yapmak adına o insanlara gelecek hizmetler karşısında, arkadan sokulup çelme takmaya çalışıyorsunuz. Bu aymazlığa “Muhalefetin işi bu” anlayışı ile bakmak mümkün mü? Bu şehre gelecek hizmetleri şehre tavrı ile bilinen vasıtaları bilgilendirerek, ulusal  ölçekte tartışmaya açmak aynı şehre ama farklı partilere mensup siyasetçilerin görevi olabilir mi?

Biz Fahrettin Yokuş beyin Büyükşehir Belediye Başkanı  Uğur İbrahim Altay hakkında yaptığı eleştiriler kısmında değiliz..Başkanın dedikleri ya da maksadı aşan ifadeleri  karşısında İyi Parti Milletvekilinin yaptığı eleştirilerin  bu yazının ilgi alanına girdiğini söyleyemeyiz.. Fahrettin bey başkanın sözlerini beğenmemiş, eleştirmiştir. Bu normal bir durum.

Bizi Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum hakkında, Fahretten Yokuş’un haksız bulduğumuz yargı ve eleştirileri rahatsız etti. Bu, bu kadar açık ve net.

Neden?

Bakın neden?

Çevre ve Şehircilik Bakanı göreve geldiği ilk günden beri, Konya’ya özel bir önem ve değer veriyor. Bundan bu şehrin insanları olarak mutlu olmamız gerekir.. Fahrettin bey günün birinde şayet bakan olursa mensubu olduğu şehirle yakından ilgilenmeyecek mi?

İyi Parti Milletvekili Fahrettin Yokuş’tan alınan bilgi dahilinde söz konusu ulusal gazetedeki köşe yazısında insanı rahatsız eden bilgiler var. Fahrettin bey, bakanın tasarrufları hakkında Türkiye’ye ifşaatta bulunuyor. Sözleri aynen şöyle.”Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Konyalıdır. Göreve geldiğinden bu yana eşbaşkan gibi çalışıyor. Belediyenin tüm yatırımlarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üstleniyor. Konya belediyesinin yapması gereken pek çok iş Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kaynaklarıyla yapılıyor. Bisiklet yolları, Toplu Konut, Millet Bahçelerini bakanlık finanse ediyor.” İddia aynen böyle.

Olmadı Fahrettin bey. Yapılan hizmetler Tekolonya’da bir şehre değil, bu ülkede ve sizin de mensubu ve milletvekili seçildiğiniz şehre yapılıyor. .

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum sizin bu  talihsiz açıklamalarınızdan sonra, ülkede ve hükümet içinde eleştiri konusu yapılırsa ne olacak?  Hiç sanmıyoruz ama bakan bey yılarsa ne olacak? Bu şehir kaybetmiş olmayacak mı? Lakin tanışmıyoruz ama takip ettiğimiz kadarıyla Murat Kurum’da yılacak ve tırsacak göz yok.. Konya için kafasına koyduğu hizmetleri yapmaya devam edecektir.. Atmaya çalıştığınız çelme de, zayıf bir tüşübbüs  olarak kalacak. Fakat sizin o sözleriniz öyle sanıyorum ki hep akıllarda kalacak ve unutulmayacak.

Sonra başka bir husus daha.. Bu şehirde yapılan sadece bisiklet yolları, toplu konut ve millet bahçeleri mi? Geride bıraktığımız 1.5 yıl’da çok sayıda hizmet projelendirildi. Yapımı tamamlanan ve  yapımı süren devasa projeleri nasıl olur da görmez insan? Muhalefetin gözü bu kadar kör olabilir mi? Anlaşılan size yanlış ve yalan bilgiler servis ediyor.

Görebildiğimiz kadarıyla ortada belge yok, duyum var.

Yeri gelmişken İyi Parti Teşkilatı’ndan da kısaca söz edelim.

Teşkilat, Fahrettin beye görebildiğimiz kadarıyla sağlıklı bilgi ve belge vermiyor.

İyi Parti il teşkilatı esasen başka bir yerde, genel merkez başka bir yerde duruyor gibi. Anlayacağınız aşağısı başka, yukarısı başka düşünüyor.. Aşağıdakilerin başları, bulduğu her fırsatta başına takke kapma resmi verirken, genel merkez büyük resmi arıyor ve görmek istiyor. Bunun için her kademedi teşkilat yöneticisinin, amasız, fakatsız çalışması gerekiyor. Lakin takke hesabı iddialara göre teşkilatta gerekli olan azim ve hırsa fren koyuyor.  

Fahrettin Yokuş bey de teşkilat tarafından belgeye dayanan bilgilerle beslenmiyor.

Son derece başarılı bir sendikacı ve son derece de doğal bir insan ve siyasetçi olarak gördüğümüz Fahrettin Yokuş’u, belgeye dayanan bilgilerle beslemek lazım..Bunu her şey den önce teşkilat yapmalı.. Yapılmadığı zaman, son örnekte olduğu gibi kaş yaparken, göz çıkartılıyor.