YURTİÇİ KARGOYA ÖZÜR BORCUMUZ VAR

Geçtiğimiz hafta 27 Ağustos Perşembe günü yazımda, Yurtiçi Kargoyu elemanlarının maske takmaması nedeniyle eleştirmiştim. Hemen söyleyeyim bu olay ARAS KARGO ile ilgiliymiş. Sonradan farkına vardım. Günahsız bir kargo şirketinin vebalini aldım. İnanın çok üzüldüm. Benim kalemim doğruluktan şaşmaz, Allah şaşırtmasın. Ama gel gelelim bazen böyle yazılarım olabiliyor.

Bu arada yazıma, Yurtiçi Kargonun duyarlılığı şapka çıkarttı. Özellikle bölge sorumlusu Yasemin Hanımın duyarlılığı ve tepki vermesi hatamızın düzeltilmesini sağlamıştır.

Gelelim olaya Tarih 25 Ağustos Salı saat 14:30-15:00 suları yer Şems mahallesi, Şems Türbesinin karşısında ki bakkal.

Üç tekerlekli, ARAS KARGO’nun elektrikli motosikletinden iki kişi iniyor. Birinin maskesi var ziya çenesinin altında. Öbürünün maskesi yok. Bakkaldan alışveriş yapan ve kronik rahatsızlıkları olan biri olarak gençlere maskelerini takmalarını söylüyorum. Maskesini çene altında tutan personel maskesini takıyor ve özür diliyor. Daha dükkânın dışındayız. M.B. adına paket getirmişler. Maskesi olmayan kişi benim söylemlerimi hiç dikkate almayarak bakkala giriyor. Bakkal maskeli, Aras Kargo’nun elemanı maskesiz. Bu şahıs maskesiz her yere girip çıkıyor, sanki koli dağıtıcı değil, Virüs dağıtıcı.

ARAS KARGO’nun yetkilileri duyar ise gazetemden telefonumu alıp bana ulaşabilirler. Virüs nasıl yayılır? İşte böyle yayılır.

Böyle bir yazım olmuştu. Maske takmayan kişi hemen elektrikli üç tekerlekli motosiklete binip (kırmızı branda kaplı) uzaklaştı. Gözlük kullandığım için çevremdekilere bu araç hangi şirkete ait dedim. Birisi Yurtiçi Kargo dedi: onun logosu var dedi ve bizi yanılttı. Sonra Yasemin Hanım (Yurtiçi Bölge Sorumlusu), kendilerinin o gün oraya bir dağıtım yapmadıklarını, bir elektrikli motosikletlerinin olduğunu ve beyaz branda kaplı olduğunu söylediler. İstanbul’dan Yurtiçi Müşteri İlişkileri müdürü Mustafa GENÇ Bey aradılar.

Gerçek ortaya çıkınca, kendilerini tek tek arayıp yaptığım hatadan dolayı özür diledim.

Şimdi ARAS KARGO ne yapacak merak ediyorum. Personelinin kulağı çekilecek mi? Maske ve Sosyal mesafeye duyarsızlar mı? Bekleyip göreceğiz. Konya’da vaka sayısı herkesçe malum.

VİRÜSLE İLGİLİ RAKAMLAR NE ALEMDE?

Hemen söyleyelim rakamlar inandırıcılığını kaybediyor. Belki de kaybetti. Virüsün bulaştığı, kronik rahatsızlığı olan veya bazı yaşlılarımız hayatlarını kaybediyorlar. Vefat sayısı bütün illerde arttı. Her ilin vefatları Belediyelerce kaydediliyor.

Bu arada bazı vatandaşlar, sosyal medyada abuk-subuk yorumlar yapıyorlar, biz onların kafalarının arkasında ki art niyeti anlıyoruz. Vatandaşlar kurallara uymuyormuş, buna devlet ne yapsınmış.

İnsan bu kadar mı küçük düşünüp taraf olur. Toplumsal kurallara uymayanlara devlet bir şey yapamıyorsa, devlet vatandaşı hizaya getiremiyorsa, devlet niye var ki o zaman?

Trafik kurallarına uymayanlar için Trafik Polisleri var. Cinayet işleyenlere, yaralayanlara, kaçakçılık yapanlara, hırsızlık yapanlara v.b. devletin güvenlik güçleri müdahil olup yakalıyor. Yargı önüne çıkıp ceza alıyorlar. Bu konularda vatandaş kurala uymuyor, devlet ne yapsın diyebilir miyiz?

Konu can meselesi. Adam maske takmayarak, sosyal mesafeye uymayarak, yasakları hiçe sayıp virüsü üretiyorsa, yayıyorsa bunun bedelini ödemelidir. Birinin ölümüne sebebiyet Cinayettir. Benim ifademle kişi bu şekilde de KATİL olur. Bilim kurulunun profesörü de maske takmamak cinayete teşebbüs demişti ve ben size geçen yazımda aktarmıştım.

Vaka sayısı aldı başını gidiyor. Artık 1500 lü rakamları telaffuz ediyoruz. Biliyoruz ki vakalar bu rakamların çok üstünde.

Ağır hasta sayımız 1000 lere yanaştı. Vefatlarımız 40 lı rakamlar da ama gerçek bunun çok üstünde.

Toplam vaka sayımız ürkütücü 270 binlere doğru gidiyor. Diğer ülkelerle bir kıyas edersek dereceye girdiğimizi anlarız.

Bu arada geçtiğimiz gün virüsten kaybettiğimiz İlker KÜÇÜKTUNÇ Ağabeyime de Allahtan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Unutmayın kaybettiklerimizi çok basit sebeplerden kaybediyoruz. Daha dikkatli olmalıyız.

Mümkün olsa maske takmayanları ağır hastaların başına nöbetçi koysak.

Tedbir için illa bir yakınımızın ölmesi mi gerekiyor? Yapmayın etmeyin. İnsanların yaşamlarına, hastalıklarına müdahil olmayın.

TRT’den BEKLENTİMİZ!!!

İnsanlara evde kal diyoruz, iyi pekala. Ama onlara bir meşguliyet bulmalıyız. TRT Spor üzerine düşeni yapmıyor. Hiç değilse 1. Ligin yayınlarını, yayıncı kuruluştan alıp, yeniden 1. Ligin maçlarını verebilir.

Bu arada şahsen ben Show Tv de güldür güldür programlarını ve bazı TV lerde ki güzel filmleri seyrediyorum.

Açık oturumlar, tartışmalar bıktırdı. Ruhumuz daraldı her akşam aynı şey, aynı kişiler, aynı konu. Bütün kanallarda siyaset.

Yeni siyasi kanallar açılabilmeli ve televizyonlar insanları mutlu edici yayınlara dönmeli. Siyasi haberleri sadece televizyonlar vermeli. Virüssüz günlere erişebilmek dileğiyle hoşçakalın.