ZOR İŞ BELEDİYECİLİK…

Hakikaten çok zor.

Muhatabınız direk insanlar.

Yaptığınız işle, hizmetle herkesi beğendiremezsiniz.

Bazen kaş yapayım deren, göz çıkarırsınız.

Geçen hafta böyle bir haber genel medyaya düştü.

Haber Konya merkez ilçe belediyelerinden birini ilgilendiriyor.

Efendim bu belediyemiz, geçtiğimiz yıllarda, Ramazan ayında bir ay süreyle Uğur IŞILAK’a program yaptırıyor.

Yapılan program Kanal 24 diye bir ulusal kanaldan yayınlanıyor.

Buraya kadar her şey normal ama konu paraya gelince işte durun burada.

Bir aylık sürede Uğur IŞILAK’a 1,2 milyon, eski parayla 1.2 trilyon ödeniyor.

Rakam çok büyük.

Yazık oluyor milletin parasına.

Programı yayınlayan kanal beş kuruş ödemeden programa sahip oluyor.

Yayınlayan kanalın başında da veya yönetim kurulunda meşhur biri, Cumhurbaşkanımızın danışmanlarından Yiğit BULUT olduğu söyleniyor.

Uğur Işılak’ı bilirsiniz, hani Türkü söyler.

Üç aylık kısada olsa milletvekilliği nasibi vardır.

Olay vicdanlara sığar mı, sığmaz mı? yorum sizin…

Unutmayın insanlar önce vicdanlarında aklanmalıdır.

BU SÖZÜMÜZ KARATAY BELEDİYEMİZE

Hani dedik ya belediyecilik zor iş diye…

Bundan yaklaşık 10-15 gün önce Karatay Belediyemizi aradık.

Konu Aziziye caddesinde, Süleyman Ahibaba Camii yanındaki tuvaletti…

Ayaklarınızı bastığınız yerlerde su ve başka şey birikintileri vardı.

Yere döşenen, kalebodurlar hem kaygan, hem de gider meyili tam verilmemişti.

İki lavabo var. Elinizi yıkarken de sıçrayan sular yerlere birikiyordu.

Aslında önceki yıllarda bir tadilat geçiren tuvalet çokta güzel olmuştu.

Zaman içinde bu hoş olmayan durum ortaya çıkmıştı.

Hele geçen kış bu tuvalete girmek için büyük mücadele veriyordunuz.

Zira yerler acayip kayganlaşıyordu.

Neyse uzatmayalı, dedik ya 10-15 gün önce belediyemizi telefonla arayıp, Çevre Koruma da biriyle görüşüp durumu izah ettik.

O da ilgileneceğini söyledi.

Aradan geçen 10-15 günlük sürede bir şey yapılmayınca 16 Kasım saat 16.00 civarında ikindi namazından sonra tekrar belediyemizin santralini aradık.

Santralde görevli kişiye kısaca konuyu özetledik, geçen hafta Çevre Koruma’dan birine derdimizi söylediğimizi ilettik.

Santraldeki görevliye yine bir yetkiliye bağlanmak için rica ettik.

Bu arada en hoşuma giden görüşmelerimizin kayıt altına alınacağı ve beklerken kulağa hoş gelen muhteşem ezgi…

Neyse santraldeki görevli bir yere bağladı bizi.

Derdimizi sorunca izah ettik. Dilekçe verip vermediğimizi sordu.

Yahu ne dilekçesi vereceğiz dedim. İşi gücü bırakıp oraya gelip, bu basit konuyla ilgili dilekçemi vereceğiz dedim.

Karatay Belediyemizin internet sitesine yazdınız mı? dedi.

Hayır yazmadım dedim.

Gittikçe gerilmeye başladık.

Yahu kardeşim bu işler telefon edince olmuyor mu? dedim.

Efendim kendisinin kayıt memuru olduğunu, zaten tek kişi oluğunu falan söylemeye başladı…

Bana dese ki; ben kayıt memuruyum yanlış olmuş dese ne ala…

Ama biz her telefona çıkana onların merakımıdır bilinmez derdimizi anlatıyoruz.

Zaten bir önceki telefonda görüştüğüm Çevre Korumadaki arkadaş da ne ismimizi aldı, ne numaramızı…

Dostlar alışverişte görsün…

Karatay Belediye Başkanımızın sadeliğini, reklamsız iş yaptığını ve Karatay’ı ne kadar güzelleştirdiğini biliriz.

İş ekibe gelince takılıyor.

Bahsettiğim tuvalete gelin girin ve üzeriniz temiz kalsın.

Amaç aksayan bir konuyu iletmekti ama gelin görün…

Yetkililer duyarlı olsa bugün biz bu yazıyı yazmayacaktık.

SELÇUKLU’DA YENİDEN Mİ BU SIKINTIYI YAŞAYACAĞIZ?

Geçtiğimiz yıl Selçuklu Belediyemiz vatandaş lehine çok güzel bir iş yapmıştı.

Lokanta, kafe, nargile salonu, restoran gibi işlerlerinin haksız işgal edip camekanla kapattığı yerleri yıktırmıştı.

Bu yerler kapalı olup açık görüntüsü verdiği için sigarada içiliyordu.

Vatandaş bu ortak kullanım alanlarının işgalinden ve yapılan açık görüntülü kapalı yerlerin yıkılmasından son derece memnundu.

Nalçacı’da  Kule civarında iş yerleri sahipleri epey ayak diretmişti.

Geçen hafta baktım. Yine o nargile salonları kafeler kendilerine açık görünümlü kapalı yerler yapmaya başlamışlar.

Aklıma önce önümüzdeki yılın yerel seçimlerinin hoş görüsü mü? diye geldi.

Sonra araştırdık bu iş yerleri uyarılmış.

Selçuklu Belediyemizden ricamız  konunun üzerine gidilmesi ve yeninde yapılanmaya fırsat verilmemesi.

Devletimizi de anlamıyorum.

Sigara yasağını getiriyorsunuz kapalı yerlerde.

İyi de sigaradan daha tehlikeli, sağlığı büyük boyutta tehdit eden Nargileye neden hoşgörü ile bakıyorsunuz?...

Gençlerimizin buralarda köhneleşmesine, verimsiz hale gelip sağlıklarının bozulmasına devletimizde müsaade etmemelidir.

Belediyelerimizin verdiği ruhsatların yeniden değerlendirilmesini vatandaş olarak rica ediyoruz.

Hele meskun mahal altındaki bu tip işyerlerinin vatandaşı ne denli rahatsız ettiğini söylemeye gerek var mı?

Yetkililerden anlayış ve çözüm bekliyoruz.

Not:Hava kirliliği hat safhada. Zehir soluyoruz. Bunu ayrı bir günde dile getireceğiz.

Hoşçakalın.