1 milyonluk makam aracı!

Sevgili dostlar ülkem güzel günlerin gelmesini bekliyor. Ekonomimiz sıkıntıda ve baştan aşağı herkes kemerlerini sıkıyor. Yada biz en azından öyle olduğunu düşünüyoruz kendi kemerlerimiz sürekli sıkıldığı için.

Geliri işçilerin ödedikleri aidatlardan oluşan Şeker-İş Sendikası'nın Başkanı İsa Gök'ün, kendisine piyasada değeri 1 milyon TL'yi bulan bir makam aracı almış. Trafiğe çıkış tarihi 18 Eylül 2018 olan araçla ilgili Gök, ‘Araba arızalandı, mecbur kaldık aldık. Uzun yola gidiyoruz. Hem hızlı hem de güvenli olması gerekiyordu’ demiş.

1 milyon TL’lik araba alan Sendika Başkanıyla ilgili Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Ergün Atalay’da bir açıklama yapmış.  Atalay, ekonomik olarak sıkıntılı günler yaşandığına dikkat çekerek, "Biz işçinin parasının ve haklarının sadece emanetçisiyiz. Bu dönem sorumluluğumuz da hassasiyetimiz de iki katına çıkmak zorunda. Aksini yapanlarla anlaşamayız" demiş, demiş diyorum ama bu saklı gizli bir söylem değil Konfederasyon başkanı böyle söyledi. Makam araçları gibi konularla gündeme gelinmemesi gerektiğini de söyleyen Atalay, "Böyle bir kriz döneminde ve şeker fabrikası özelleştirmeleri yeni tamamlanmışken, yapılan hiç şık olmadı" diyerek biraz hedef saptırmaya çalışmış.

1 Milyon TL yani dile kolay eski parayla bir trilyon lira değerinde araba alan başkanla ilgili ‘Arkadaşımız da durumun farkında, çok üzgün’ gibi bir söylemde bulunarak şöyle devam ediyor Konfederasyon Başkanı Ergün Atalay;

"Arkadaşımız çok üzgün ve siparişin altı ay önce verildiğini söylüyor. Ben durumdan yeni haberdar oldum ve buradan tüm arkadaşlarıma net bir şekilde söylüyorum. Zaruri olmayan hiçbir harcama yapılmayacak. İşçimiz, çalışanımız, işverenimiz bu günlerde işini korumanın, işyerini korumanın derdinde. Böyle bir dönemde harcanacak her bir kuruşu, iki kez düşüneceğiz. Biz işçinin parasının ve haklarının emanetçisiyiz. Aksini yapanla anlaşamayız. Türk-İş çatısı altında olan herkes de bu gündeme göre önceliklerini belirlesin, kimi temsil ettiğini unutmasın."

Ne diyelim aslında haklılar. Bizde vatandaş olarak hep arıza yapan arabalarımızı yenisi ile değiştiriyoruz. Hem de arabanın hızlı olması lazım, otobanda 120 olan hız sınırını aşan arabalar lazım. Malum cezalar devletin bütçesine gidiyor, dolayısıyla kuralları ihlal edip ceza yemek ve devlete para kazandırmak lazım. Gerçi Başkanlar ceza yiyor mu?

Böyle bir şey olabilir mi? Fakirleri sömürüp krallık yaşama sistemi bu resmen. Peygamberimizin kuru tahta üzerinde uyuduğunu ve iki zeytinle oruç tuttuğunu söyleyen hocaların garibanların paralarını toplayarak lüks içinde yaşadığı bir ülkede işçiden topladıkları paralarla ultra lüks otomobile binmek normal karşılanmalı değil mi? Sen koskoca sendika ağasısın, hızlı ve güvenli ulaşım için jet alman gerekirdi hiç yakışmamış. Utanmadın mı jet yerine araba alırken. Yüzleri kızarmaz, dalga geçer gibi birde açıklama yaparlar. 6 ay önce sipariş edilmiş araba. Zaten ne olduysa şu 6 ay içinde oldu değil mi? Ondan önce herkes burjuva hayatı yaşayıp, ejder meyveli smoothie içiyordu.

Diyecek bir şey yok. 15 binin üzerinde maaş alan adamların, asgari ücretler ile çalışanların haklarını savunmasını beklediğimiz müddetçe, olacağı bu ve benzeri şeyler.