1984 MALATYA’SINDAN 2022 KONYA’SINA GELDİĞİMİZ NOKTA
13 Temmuz 2022, Çarşamba 00:01Vefalı, samimi, içten okurlarımız geçmiş bayramınız mübarek olsun.
Sizde bana aynı dileklerde bulunmak isterseniz benim için geçen bir bayram yok.
Çünkü bana her gün bayram.
İnşallah sayılı ve nadir bayram günleriniz iyi güzel geçmiştir.
Özellikle ülkenin genel durumundan iyi geçmiştir diye ümit ediyorum.
Bu mübarek bayramda niye bir den hüzünlendim.
Birazdan açacağız inşallah.
……………..
Bizim için sizin için olmazsa olmaz üç ana alan vardır.
EĞİTİM, SAĞLIK VE ADALET.
Bunlar insanlık için olmazsa olmazlardandır.
Konya’da Şehir hastanesinde yaşanan olay insanlık adına ne kadar acı ise mübarek Cuma günü Selçuklu’da ki bir camide hoca efendinin mihrapta ki konuşması da bir o kadar acı idi.
Bu konuda çok hassas bir konu.
Çünkü kaş yapalım derken göz çıkarmanın bir anlamı yok.
Biz o hoca efendinin doktorları sağlık çalışanlarını açık beyan hedef gösterdiği gibi bir hata yapıp güzel din görevlilerini asla aynı kefeye koyamayız.
Her mesleğin güzel ve çirkin örnekleri olabilir.
İşin orasına da girmemek gerekir.
Burada sorun hatta sorundan da öte insanlarımızın geldikleri acı ve vahim durum.
Evet Sayın Cumhurbaşkanımız birileri için “Giderlerse gitsinler” dedi.
Ama Cumhurbaşkanımız bütün doktorları ya da sağlık çalışanlarını da kastetmedi.
Ancak ister iktidar olsun isterse muhalefet bu milletin her konuda olduğu gibi bu konuda da Adana karpuzu gibi şaaaak diye ikiye bölünmesinden beslendiği için iş gele gele her kızanın doktor dövdüğü ya da dövmeye kalkıştığı çok kızanın ise doktor vurup öldürdüğü noktaya kadar geldi.
Birileri amaçlarına ulaştı.
Aferin sizlere(!)
………………
Hani 2022 de Dünya ülkesi olmaya namzet Türkiye’de ve bu Türkiye’nin Başkentlik yapmış Konya’sında muayene odasında bir doktoru öldürdük(!)
………….
Bu insanlık dramının ardından bir imam efendi de kalktı Cuma günü mihrapta yine başta doktorlar olmak üzere sağlık çalışanlarını hedef gösterdi.
Mutlu musunuz?
……………
Bakın bu asil millet paralı pullu olmadan Dünya ülkesin olmadan çok daha anlayışlı, çok daha hoş görülü ve çok çok daha insancıldı.
Biz bizi biz yapan değerlerimizi kaybettik.
……
Filmi geriye sayıyoruz.
Yıl 1984.
Yer Malatya’nın Yeşilyurt ilçesi.
Bir doktor Yeşilyurt’ta tayin olur.
Yeşilyurt’ta ne bir kiralık ev vardır ne de bir lojman.
Bölgenin ağır abisi güçlü ismi Refah Partisi İlçe Başkanı doktoru çağırır ve evinin bir odasını doktor beye tahsis eder.
İlçe başkanı eşi ile yaşamaktadır.
Başkan doktordan ev kirası almadığı gibi yaşlı eşinin yaptığı yemekten iki kapta akşamları genç bekar doktora vermektedir.
İlçe Başkanı ile doktorun kahve sohbetlerinde her iki isimde birbirini artık çok iyi tanımıştır.
İdealist doktorumuz sosyal demokrattır. Başkan ise malum Milli görüşçü.
Yüreği pırıl pırıl insancıl çalışkan dürüst bir hekimdir.
Seçimler yaklaşırken Başkan yine bir akşam sohbetinde genç doktora Refah Partisinden Belediye Başkan adayı olmasını teklif eder.
Sosyal demokrat doktor şoklardadır.
Duyduklarına inanamaz.
İlk ve ikinci şoku atlattıktan sonra arka arkaya Başkana sorular sormaya başlar;
“Neden ben?”
“Niye Ben?
“Ben Milli görüşçü değilim ki”
…………….
Gerçekten de güngörmüş ilçede ağırlığı olan Başkan o gün içinde Refah partisinin bölgede birinci parti olduğu dönemde niye sosyal demokrat bir doktoru partiden aday gösterir?
Şunun için gösterir.
“Siyasi görüşü ne olursa olsun bölgenin sevilen sayılan temiz dürüst çalışkan ismi bizi layığı ile temsil edebilir”
………………
Sözüm ona 1984’ün cahil aç, yokluk yoksulluk içindeki insanımızın doktora bakışından, gönümüzün refah seviyesi yüksek çok bilgili, çok görmüş pardon “çok bilmiş” insanımızın doktora bakışına…
……………
Tehlike ne doktorda ne imamda.
Tehlike bizi biz yapan değerlerin çöpe atılıp paranın pulun sahte duruşların el üstünde tutulmasındadır.
Bu tehlikeyi görmezden geldiğimiz sürece kötü günler bizi beklemektedir.
…………..
Sağlık diye başlamışken izninizle devam edebilir miyim?
AK Parti ile birlikte devrimlerin yaşandığı evet lafta değil özde Avrupa’nın gıpta ettiği Sağlık sistemimiz maalesef bugün çökmek üzeredir.
Kimse neden niye? Diyerek zıplamasın.
Buyurun bayramda yaşanmış küçücük bir örnek ile korkularımızı çivilemeye devam edelim.
…………….
Polis şehit olduğu zaman görevi mi bırakıyor?
Asker şehit olduğu zaman görevi mi bırakıyor?... diyen zihniyet te yanlış yolda.
Niye?
Polis asker belinde silah, elinde silah ile ölmemenin ve gerektiği zaman öldürmenin eğitimi ile yetişir ve yaşarlar.
Doktorları polisimiz ile askerimiz ile nasıl aynı yere koyuyorsunuz?
………………..
Haaaa doktorlarda adı ister eylem olsun isterseniz gizli eylem olsun hastaneye gelen insanımızı kapı dışarı edemezler.
Bayramın üçüncü günü bu şehrin en büyük hastanelerinden Numune hastanesi yaşlı bir hasta ile kızı girerler.
Yaşlı hanımefendinin raporlu ilacı bitmiştir ve ilacını yazdıracaktır.
Doktor bey girişi yapar ve durumu sorar.
Yaşlı hastanın yakını durumu anlatınca doktor bey “Ben bunu yazamam pratisyenim. Uzman doktor yazabilir” der.
…………..
Eeeee yani şimdi ne olacak?
Koca hastanede ilaç yazacak bir tane uzman doktor yok mudur?
Demek ki yokmuş ve iş ilacı yazmamakla noktalanır.
Pratisyen hekim çok akıllıdır.
Sorun olmasın diye girişi de siler.
Ama hastanın elinde sıra için aldığı fiş vardır ve feryat etmektedir.
Şimdi bu şehrin koskoca hastanesinde bir tek uzman doktor bulundurulamaz mı?
Bunun sorumlusu ya da suçlusu doktorlar mıdır?
Yoksa çökmek üzere olan sistem midir?
………………
Şimdi bayram sonuna kadar ilacını alamadığı için dengesi bozulacak olan hastanın yakını bu durum karşısında doktoru vurup öldürmeli midir?
Birbirimizi dövmek için öldürmek için suçlu aramayı bırakmalıyız.
Kimse kimseye vurmak öldürmek şöyle dursun hakaret bile edemez.
Yeter ki sistem adam gibi çalışsın.
……………
Bu konuda yani şehrinizde Türkiye’yi utanç günü haline getiren olay için de iki satır yazmak zorundayım.
……….
Sayın Sağlık Bakanım sizin şehrinizde kan akıyor. Can alınıyor.
Meslektaşlarınızın sağlık çalışanlarının yanında olmak sizin için bu kadar mı zordu?
Yoksa siz Konya’ya gelmeyip Kayseri’ye gittiğinize göre ekibiniz size Kayseri Konya’dan daha mı yakın mı dediler?
Hiç olmadı Sayın bakanım hiç olmadı.
Taraflı tarafsız Konya Sağlık camiasını bu acı ve mübarek günde incittiniz.
……………
Aynı şey Konya’nın ve Türkiye’nin medarı iftiharı Sayın Bakanımız Murat Kurum için de söyleyebiliriz.
Türkiye’nin neresinde küçük büyük acı felaket varsa oraya anında giden.
Günlerce oralarda yatıp kalkan acıya dokunan Sayın Bakanımız Murat Kurum Beyde acı olayın duyulmasından iki saat sonra Konya’da olabilirdi.
…………….
Bayram arifesinde şehrin büyük bir kesimi derinden incindi.
Bana iletenleri yazmak zorunda kaldım.
Biliyorum sizler böyle cümlelere ve eleştirilere hiç alışık değilsiniz.
Belki bana kızacaksınız.
Ekibiniz ise çıldıracak.
Ama yüreklerin sesini size iletmenin başka bir kanal bulamadığım için bu satırları yazmak zorunda kaldım.
Keşke kanlı boş odayı ziyaret edeceğinize göz yaşı dökenlerin omuzuna dokunsaydınız.
Sizin yüreğinizin enginliğini biliyorum.
Her şeyi her an düşünemeyebilirsiniz.
Ama birileri düşünmek zorunda idi.
Bizde düşünülemeyeni amasız, kıvırmadan, herif gibi yazmak zorunda idik.
Acıları dostlar söylermiş değil mi?
Bizsizlerin dostuyuz.
Sizlere hep güvendik ve güvenmeye de devam edeceğiz inşallah.
Ancak bu işte bir eksiklik yaşandı.
Bilmenizi istedik o kadar.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Kalp mühürlenmesinin en büyük ip uçları para hırsı gösteriş ve kibirdir.
NE ZAMAN DAHA İYİ ADAM OLURUZ?
Bayramları tatil yatma yeme içme günleri olarak değil gerçek anlamı ile yaşayabildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
KONYALI HASAN
13-07-2022 12:29DOKTORLARIMIZ İKİ GÜN EYLEM YAPIP İŞ BIRAKACAĞINA, TATİLE 5 GÜN SONRA ÇIKIYORUZ DİYE NİYE SÖYLEMİYOR DA, OLUNSUZ DAVRANIŞLARDA BULUNUYORLAR. HEP EYLEM YAPTIKLARINDA DEVLETE KARŞI, İŞLERİNE KARŞI, ÇALIŞMAMMA YÖNÜNDE BİR EYLEM YAPIYORLAR. TAM TERSİ OLSA.... BİZ DOKTORUZ, İŞİMİZ HAYAT KURTARMAK, HASTALARI TEDAVİ ETMEK, İŞİMİZİN BAŞINDAYIZ, TATİLE GİTMİYORUZ DEMİYORLAR. BU İKİ GÜN EYLEM SONUCU OLARAK, İŞE GELMEME SUÇU İŞLENDİĞİNDEN MAAŞLARINDAN KESİNTİ YAPILMASI LAZIM VE SORUŞTURMA AÇILMASI LAZIM BENCE. DOKTORLAR CANIMIZ, CİĞERİMİZDİR. HİÇ BİR OLAY, NE OLURSA OLSUN, YAPILAN ŞİDDETİ MASUM KILMAZ. SONUNA KADAR YANLARINDAYIM, ANCAK HER BAŞARININ BİR MÜKAFATI OLDUĞU GİBİ, HER EYLEMİNDE BİR KÜLFETİ OLMALIDIR. SADECE BUNU HASTALAR VE HASTA YAKINLARI ÇEKMEMELİDİR.