ABD ve BOB (3)
28 Ağustos 2020, Cuma 09:09Dolayısıyla bugün insanları eğiten, yönlendiren, istediği gibi sevk ve idare eden TV’ler ve onlarda verilen fikirlerdir. İnsanların zihnî ve fikrî faaliyetlerine ambargo konmaktadır. Onun için bir ilim adamı şöyle der: “Televizyonlar dünyayı ayağımıza, belâyı da başımıza getirdiler.”
Yazar John Holford şöyle demiştir: “ABD ve Avrupa başlarına ne gelirse hak etmiş olacaklardır. Çünkü dünya insanları onların şiddet ve sadizm filmlerini seyrederek yetişiyor”(1)
BBC de uzun yıllar vazife yapmış Martin Eslin’e göre şiddet gösterildikçe çoğalmakta ve film sektörü de reytingi yakalayabilmek için daha fazlasını göstermek durumunda kalmaktadır.(2)
TV nin etkisi hususunda yapılan şu araştırmada çok ibret verici: Psikolog Jung Bay Ra’nın yaptığı aştırmaya göre: Çocuklara “Babanızı mı daha çok seviyorsunuz, televizyonu mu?” diye sorulmuş D televizyonu seçmiş. Annenizi mi? Televizyonu mu? Sorusuna da “televizyonu” diye cevap vermiş.(3) ABD de bir çocuk ilkokulu bitirmeden 8 binden fazla cinayet sahnesi izlemektedir.(4) Bu sahnelerdeki öldürme, yaralama, işkence, terör, sadizm… sahnelerini göre göre çocuktaki şefkat, merhamet, acıma duygu ve hisleri dümura uğramakta, yani yok olup gitmektedir. Geriye insanı hayvandan ayıran fazilet duygularından soyutlanmış bir yaratık kalmaktadır.
New York’ta bir yılbaşı gecesi sabahı bir spiker çocuklara babanızın cebinden para alın ve bize şu adrese yollayın demiş ve o adrese dolarlar yağmıştır.(5)
Günün birinde başka bir psikopat çıkıp ta çocuklara şöyle şöyle yapın evlerinizi yakın, babalarınızı öldürün... dese ne olacak?..
Memleketimizdeki çok meşhur bir gazetecinin: “İhtilali ordu yapar ama bizi okuyarak yapar” sözü de medyanın değil çocuklar üzerinde, büyükler üzerinde bile ne kadar etkili olduğunu çok güzel dile getiren bir itiraftır.
Nitekim: Sultan Abdülhamid tıbbiyeli talebeleri çuvallara koydurup denize attırdı, Adnan Menderes askeri okul talebelerini kıyma makinelerinde kıydırıp yok etti(6) gibi yayınlarla ihtilaller hazırlanmış, ordu ve millet yönlendirilmiş, bu milletin yükselmesi ve yücelmesi önlenmiştir.
Dünyada ve özellikle Türkiye’de birçok basın kuruluşunun arkasında yine Yahudi veya işbirlikçilerinin olduğu görülmektedir. Bunların ne gibi çirkin oyunlar tezgâhladıkları, ne gibi hain senaryolar yapıp vizyona soktukları son zamanlarda adalete ve basına intikal eden olaylardan, çetelerden, mafya faaliyetlerinden daha iyi anlaşılmaktadır.
Bunun da ucu yine Yahudi’ye dayanmaktadır. Çünkü dünya medyasına Yahudiler hâkimdir.
Yakın tarihe kadar dünyanın tamamına film ihraç eden, bu husustaki ihtiyacın nerdeyse tamamını karşılayan ABD’nin 8 büyük film şirketinden 6 tanesi Yahudi sermayesi ile kurulmuş müesseselerdir. Bunlar çocukluk yıllarımızda ve hala filmlerini seyrettiğimiz, reklâmlarını gördüğümüz, hiçte yabancı olmadığımız: Universal Pictures, Metro-Goldwyn Mayer, Twentieth Century Fox, Paramounth Pictures, Columbia Pictures ve Warner Brothers isimli film şirketleridir. Bunlar tamamen Yahudi sermayesiyle kurulmuştur. Diğer ikisi, United Artists ve RKO (Radio-Keith-Orpheum Pictures'de ise bağımsız sermayenin daha ağır bastığı şirketlerdir.
1926 da kurulan ve halen etkili bir şekilde yayınlarını devam ettiren National Broadcasting System'i (Ulusal yayın sistemi) kuran David Sarnoff isimli bir Yahudi’dir. Aynı kuruluş o kelimelerin baş harflerini ihtiva eden NBS ismiyle hala yayınına devam etmektedir. Yine ABD’nin en büyük ve en etkili yayın kuruluşu olan CBS (Colombia Broadcasting System)yi de William Paley isimli bir Yahudi 1930 yılında kurmuş ve hala yayınına devam etmektedir.
Halen 300 milyonluk ABD de, 10 milyon Yahudi var. Nüfusun %3. Buna karşılık ticaret, siyaset ve medya alanlarında bu orandan çok daha fazlası ile temsil edilmektedirler. Medya sahasında ise etkileri tahminlerin üstündedir. Yani ABD medyası hatta AB medyası onların elindedir.
Bu yayın kuruluşlarının etki ve propagandaları neticesi, ABD kendisini doğrudan ilgilendirmediği halde, Almanlar Yahudilere zulmediyor diye, 1. ve 2. Dünya savaşlarına Yahudiler lehine müdahil olmuş, savaşların kaderini değiştirmiş, ve Almanların yenilmesine, İsrail devletinin kurulmasına vesile olmuştur.
Dipnotlar:
1- Holford John, “Kültür Terörizmi” Kubbealtı Akademi Mecmuası, Temmuz 1986,
2- İbrahim Refik, “Kültürde Dirilmek”, TÖV Yay. İzmir, 1998, 2. baskı, s.38,
3- Şener Erman, Televizyon ve Video. İst. 1984, s.57.
4- Omay Elvan, “Şiddete Karşı Kampanya Yayılıyor”, Aktüel Dergisi, sayı 136, 10-12 Şubat 1994,
5- Cemal Anadol, “Televizyon Yayınlarının Milli Kültüre Tesirleri”, T. M. K. V. Yay. İst. 1992, s.19.
6- Türk Edebiyatı Dergisi, Ekim 2004, sayı 372, s.30.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.