AĞUSTOS’UN SONU EYLÜL
30 Ağustos 2019, Cuma 11:53Abdullah Gül-Ali Babacan ekibi bir tarafta, Ahmet Davutoğlu ekibi bir tarafta iki koldan; mensubu oldukları Ak Parti’nin içini oymaya, yeni parti/ partiler kurmaya hazırlanıyor. Bu olay bilindiği üzere yeni değil. Yeni parti hazırlıkları bir süredir kamuoyunun önünde yapılıyor. Mesela, Ahmet Davutoğlu aylardır yollarda. Yeni parti hareketi için önemli bulduğu illere bir kaç defa gitti. Gittiği her yerde nabız yokladı ve konuştu. Ayrıca Davutoğlu, Tayyip Bey’e de alenen meydan okuyor ve hatta geçmişte bazı önemli icraatlardan dolayı da Cumhurbaşkanı’nı ağır bir dille itham ediyor. Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı ve sisteme yönelik suçlayıcı bir takım sözleri şöyle. “FETÖ darbesinin baş sorumlusu olanların kardeşlerinin, akrabalarının en yüksek makamları işgal ettiği görülürse adalete güven kalmaz.“Siz geçmişin kaymağını yerken, bizim susmamızı beklemeyin, susmayız.” “Bu parti bir kişinin, ailenin, grubun partisi değildir.” “Devlet mimarisi kişilere göre inşa edilemez.” “Çarpık Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi. Sistemin sakıncılarını 3 saat anlattım. Eline yazılı metin verdim.” “Devlet yapısı ile aile ilişkileri ayrılmalıdır.” “Şamda Emevi Camisinde namaz kılma sözü bana ait değil.Böyle bir ifadem yok benim. Kimin söylediğini biliyorsunuz.” “Ben başbakan olayım ama hiç bir yetkim olmasın isteniyordu. Bunu sayın Cumhurbaşkanı istedi.” “Ben üç yıldır konuşmadığım için Suriye bagajı bana yıkılmak isteniyor.”“Çarpık parlamenter sistemden çarpık bir sisteme Cumhurbaşkanlığı sistemi adı altında geçildi.Cumhurbaşakınımıza düşüncelerimi 5 kez ilettim.” “Ak Parti bölünmesin diye başbakanlık koltuğunu bırakarak ayrıldım.”Eski başbakan hemşehrimiz Ahmet Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı’nın şahsını doğrudan hedef alan ve sistemi de eleştiren, suçlayan sözler bunlar. Daha ağır olanlar da var. Mesela; 7 Haziran 2015- 1 Kasım 2015 arasında terör olaylarının zirve yaptığı ve hükümetin kurulamadığı dönemlerle ilgili. “Şimdilik” kaydıyla o dönemin sayfaları kapalı tutuluyor. Lakin bu gidişle günün birinde illa ki açılacak. Hem Cumhurbaşkanı hem de Davutoğlu tarafından açılacak. Bu ikiliye Abdullah Gül- Ali Babacan ikilisinin de katılması kuvvetle muhtemel. Cumhurbaşkanı’nın karşı tarafın suçlamaları karşısında sessiz kalmasını beklemek , suçlamaları kabul etmek anlamına gelir. Böyle bir şey mümkün olmayacağına göre, Cumhurbaşkanı’nın söyleyecekleri çok önemli. Şimdilik Davutoğlu tarafı çok sert. İyi de o dönem “Madem durum bu kadar vahimdi de, neden bugüne kadar hizmet ettin ve bekledin?” diye, sormazlar mı adama. Aradan yıllar geçtikten sonra bir takım yanlış icraatlar üzerinden geçmişi “yok”sayarak, dava ve dostlukları yerden yere vurarak yeni bir parti kurmak ne kadar doğru olur? Düne dair sözlerle diyelim ki parti/partiler kuruldu. Başarılı olmaları mümkün mü? Dava ve yol arkadaşı Tayyip Beyle savaşa giren edep/erkan/bilim insanı bir çok insanın saygı duyduğu Ahmet Hoca; Davutoğlu değil de, sanki Malkoçoğlu. Öyle bir kılıç tutuşu ve vuruşu var ki, hayret edilmemesi imkansız. Demem o ki, hoca bu kadar sert değil de keşke biraz sakin olabilse. Madem cesaret gösterip bir işe soyundu keşke sükunet ve teenni içinde yeni parti çalışmalarını sürdürebilse. Aslında hocanın böyle bir yanı var ama bunu kullanmıyor ya da kullandırmayanlar var. Bu vesileyse toplumun siyasette artık sertlik istemediğini ve sertliğe prim vermediğini biz söylemiş olalım. Ne de olsa kendisi üzerinde hemşehrilik hakkımız var. Gelelim Davutoğlu cephesindeki son duruma. Son durum şöyle. Önümüzdeki bir kaç ay içerisinde herhangi bir harp ve darp durumu olmadığı takdirde, Allah’ta emanetini almadığı takdirde Davutoğlu yeni parti kurma hazırlığını tamamlamış olacak.Ankara’da genel merkez binası başta olmak üzere bazı illerde parti binaları ve ve kimlerin il başkanı olacağı da belirlenmiş durumda. Bu hızla Davutoğlu yeni partiyi ilk kuran isim olacak. Bir şey daha: Hoca’nın partisi mevcut kurulu ve seçimlere girme hakkı olan partilerden de birisi olabilir. Yeni ve farklı bir bilgiyi de paylaşalım.. Abdullah Gül-Ali Babacan-Ahmet Davutoğlu arasında şimdilik kapalı kapılar arkasında dirsek teması yapılıyor. Burdan ne çıkar? Ne çıktığını önümüzdeki aylarda göreceğiz. Yeni parti kuracakları söylenen Abdullah Gül- Ali Babacan tarafına gelince. Bu taraf kelimenin tam anlamıyla içine kapanmış durumda. Dışarıya herhangi bir bilgi sızmıyor. Ayrıca Gül’de, Babacan’da Davutoğlu gibi açıktan açığa “ rest” diyerek, kavgaya girmiyorlar.Ne olacağını ya da olmayacağını bekliyorlar. Abdullah Gül sadece geçenlerde katıldığı bir toplantıda “ Mutlak yönetimlerde mutlak hakim olan mutlak otoritenin sürdürdülebilirliği mümkün değil;Mutlak hakimiyet sadece Alllah’a mahsustur. İnsan haklarının, demokrasinin, hukukun üstünlüğünün, diyaloğun, huzurun, bütün bunların sağlanması gerekir” dedi. Sonra “tık”yok. Bu taraf daha çok “Bekleyelim, görelim” havasında. Ak Parti’nin içerden altını oymak gibi bir hesapları da olabilir. Dolayısıyla Gül-Babacan ikilisinin kuracağı partinin tarihi 2019’un sonunu bulacak gibi görünüyor. Gelelim şimdi işin “püf”noktasına. Ak Parti’nin bir kaç ay öncesine göre savunucularının son günlerde fikir değiştirip, “Ak Parti’nin siyasi ömrünü tamamladığı” varsayımları doğru mu? Ak Parti’nin ve kadrolarının yorulduğu iddiaları doğru olabilir. Fakat Ak Parti’nin siyasi ömrünü tamamladığı iddiaları, “siyasette yeni kapı arayanların” bir yerlere selam yollama ve kendilerini hatırlatma hesabına dayanıyor. Yani böyleleri, siyasi hayatlarında ihaneti meziyet kabul edenler insanlar. Böyleleri Gül-Babacan-Davutoğlu üçlüsüne “Ben burdayım. Aman beni unutmayın” demeye getiriyorlar sözü. Biz burdan gördüğümüzü söyleyelim. Siyasi ortam, şartlar, konjonktür 2000-2001’e hiç benzemiyor. Bugün ayakta duran, bir günde bir çok yere gidebilen, uluslararası diyalogları güçlü ve partisine hakim olan, karar alan, karar verebilen bir lider var ülkede. 2000’in başlarında böyle miydi? Dolayısıyla Ak Parti ülkenin en güçlü partisi olmaya devam ediyor. Ayrıca geçmişte Saadet Partisi’nden bir Ak Parti çıkmıştı. Ama mevcut Ak Parti’yı o yıllardaki Saadet Partisi ile de kıyaslamak, bu düşüncenin sahiplerini yanıltır. Yanlışa sürükler. Neyse Ak Parti’nin içini oymaya, yeni parti/ partiler kurmaya hazırlananlar; kuracakları yeni parti için bugüne kadar Eylül ayını işaret etmişti. Fakat Gül-Babacan tarafı tarihte erken rötar yaptı. Ahmet Davutoğlu ise sürpriz bir gelişme olmadığı takdirde Eylül sonu gibi partisini açıklayabilir Kendisi bu konuda hem çok hırslı hem de çok kararlı.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.