AHMAKLAR
30 Kasım -1, Pazartesi 00:00
Âlemi ahmak sanıp başladık âlâyişe
Hokkabazlık karıştı her davaya, her işe
Küfretmek âdet oldu şeref dolu geçmişe
Ağzını açsan hemen bir yumruk iner başa
Bu derde bir çare bul, muhterem Marko Paşa ([1])
Abdullah Çağlayan
“Mümin bir delikten iki defa sokulmaz”([2]) buyuran Peygamberimiz, bu hadisi ile; Müslümanların ahmak, bilgisiz, ferasetsiz ve uyuşuk olamayacaklarını dile getirir. Hz. İsa’nın da: “Allah’ın izni ile ölüleri dirilttim de, ahmakları uyandıramadım” dediği rivayet edilir.
Eskiden; “dolap beygiri gibi ne dönüp durursun” diye bir tabir kullanılırdı. Tekniğin bu kadar ileri olmadığı, elektriğin bilinmediği, su motorlarının icat edilmediği dönemlerde basit bir düzenekle kuyulardan iptidai usullerle su çıkarmak için, bir hayvan koşulur, o döndükçe su çıkarılır ve bağlar, bahçeler sulanırdı.
Bir şehre bir paşa vali tayin edilmiş, bir müddet sonra bağlar bahçeler arasına pikniğe gitmiş, görmüş ki; bir köylü bir eşeği böyle bir düzeneğe koşmuş, hayvan durmadan dolanıyor. Valinin canı sıkılmış ve “bu ahmak herifler bu hayvanlara neye eziyet ediyorlar” düşüncesiyle köylüye yaklaşmış ve hayvanın durmadan dolanışının sebebini sormuş. Köylü:
“Su çıkarmak için” demiş
“Peki, gözünü neye bağlıyorsun?”
“Ben iş yapacağım, hayvan başından ayrıldığımı görünce dönmez duruverir, görmesin beni yakınında zannetsin diye”
“Peki, boynundaki çan niye?”
“Ben ilerde çalışırken dinlerim, çan öttüğü müddetçe dönüyor demektir, ama ötmezse durduğunu anlarım.”
“Peki, hayvan dönmese, ama çanı öttürmek için başını sallasa nasıl bileceksin?”
“Hay paşam senin gibi akıllı eşeği nerden bulacağız” deyince Paşa içinden: “Yahu ben bunlara ahmak gözüyle baktım amma bak beni nasıl mars etti” demiş.
Koca Ragıp Paşa’nın yanında, Haşmet isimli şâir, muzip, nüktedan bir zat vardır. Paşanın himayesinde yaşar, bazen onunla takışır, bazen atışır, bazen şakalaşır, bazen paşayı esprileriyle güldürür bir zat. Bu kişi aynı zamanda hayatında tanıdığı ahmakların da listesini tutarmış. Bir gün birisi gelir, Paşa’dan çok büyük miktarda bir borç alır ve gider. Haşmet Paşanın adını ahmaklar listesine yazar. Paşa sebebini sorunca:
“Eh bu kadar büyük bir meblağı aklı başında olan birisi borç vermez, Çünkü göreceksin bu para gelmeyecek” der. Paşa
“Ya gelirse” deyince, Haşmet:
“O zaman senin adını siler, onun adını yazarım” der ve paşayı güldürür.
Dipnotlar:
1- Hilmi Yücebaş, “Hiciv ve Mizah Edebiyatı Antolojisi”, L & M Yay. İst. 2004, s. 523.
2- Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.