ALİ HOCAM “KÖLE AYAZ”I BİZ Mİ OKUMALIYIZ? BİZ Mİ BUNDAN DERS ÇIKARMALIYIZ?
17 Haziran 2023, Cumartesi 00:00Bugün hafta sonu dahası pek çok okurumuz için tatil günü.
Biliyorum ki tatil gününde siz değerli okurlarımızın işi gücü de yok da Uğur Özteke’yi mi okuyacaklar?
Boş verin siz bizim gibi fanilerin dediklerine hayatınızı yaşamaya bakın.
Vallahi hayat boş.
Benim ve benden büyüklerimiz ne demek istediklerimi anlayacaklar. Anlıyorlar da.
Benim yaşıtlarım eh biraz daha.
Ama yaş 50’den küçük olanlar için ne desek boş.
Bende zaten bizim çileli kuşağa demiyorum.
Gençlere 50’lilik delikanlılara sesleniyorum;
“Spordan siyasete ekonomiden eğitime ….
Her şey boş.
Hepsi birer tiyatro oyunu.
Büyüklerinizin sözlerini dinleyin.
Tecrübelerinden istifa edin.
Benden size diyebileceğim tek cümle;
Hastane ve hapishane yoksa bu çekilmez dünyanın cennetinde yaşıyorsunuz demektir.
…………..
Aslında bugün şehirden insanlarımızdan yaşanılanlardan örnekleri ile isim isim fotoğraflarla nokta atışlı yazılar yazacaktım.
Sabah tam 2 buçuk saat MTTB merkezli Reisçi bir abimi dinledim.
Zaman zaman da tartıştık.
Saygı kuralları içerisinde tabii.
Abimiz bütün herkesi kabahatli buluyor sadece ve sadece Reis’in hiçbir şeyden yani altlarda olanlardan ülkedeki yanlışlıklardan (Vallahi yanlışlıkları da abim kendisi söylüyordu. Ben tek eleştirisel kelime etmedim)
Sadece Konya’dan örnekler verdim.
Ama abimiz benim başvekilim Hasan Angı’ya kızıyor, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’a kızıyor Ak Partili kim varsa kızıyordu
Peki abi oyunu kime attın?
Tabii ki Reise.
Tabii ki AK Partiye
……….
Dayanamayıp iki de bir soruyordum;
“Abi bu AK Partililer bu kadar kötü, bu kadar sıkıntılı, bu kadar yanlış adamlar da niye oyunu attın?”
………..
“Bunlardan Reisin haberi yok ki
Bunlar Reise hiçbir gerçeği söylemiyorlar.
Reis bilse bunlara izin verir mi?”
Sonra abimiz üç gün içinde markette sırık domatesten patatese nasıl zam geldiğinden yanıp;
“Daha emekli maaşına zam gelmeden bunlar zam yapıyorlar?” diyordu.
…………..
Neyse bende abimin gazına gelip bir şeyler yazmak için kafama notlar alıyordum ki sosyal, örnek, çağdaş din görevlisi hocam Ali Bitim hocam aşağıda hepimizin bildiğini sandığım olayı gönderdi.
Gelin Ali hocamın bizimle paylaştığını birlikte okuyalım;
……………….
Bir zamanlar Ayaz adlı bir köle varmış.
Taktir bu ya, köle bir gün Sultan Mahmud'un kölesi olmuş.
Sultan, köleyi taşıdığı asil karakteri sebebiyle çok sevmiş.
Derken Sultan'ın öylesine itimadını kazanmış ki, bütün sultanlığın haznedârı tayin edilmiş ve en kıymetli ve zarif mücevherler, taşlar ona emanet edilir olmuş.
Bu gelişmeyi gören saraylılar ise durumdan pek rahatsız olmuşlar.
Hasetleri ve kibirleri yüzünden, sözüm ona basit bir köleye böyle bir mevki verilmesini ve kendi rütbelerine çıkarılmasını bir türlü hazmedememişler.
Bu duygular içinde, özelikle Sultan yakınlardaysa ondan gün geçtikçe daha çok şikayet etmeye başlamışlar ve asil ruhlu kölenin itibarını zedelemek için ellerinden geleni yapmışlar.
Bir gün Sultanın huzurunda bir saraylının bir diğer saraylıya şöyle dediği duyulmuş:
"Köle Ayaz'ın sık sık hazineye gittiğini biliyor musun? Aslında her gün gidiyor; hatta izinli günlerinde bile gidip orada saatlerce kalıyor.
Onun mücevherlerimizi çaldığından adım gibi eminim"
Sultan kulaklarına inanamamış.
"işin aslını kendi gözlerimle görmeliyim" demiş.
Böylece o da hazine dairesine gidip Ayaz'ı gözlemek istemiş.
Duvara küçük bir delik yaptırıp, içinde olanları seyretmeye hazırlanmış.
Ayaz hazine dairesine bir daha ki sefer geldiğinde Sultan dışarıda beklemeye koyulmuş.
Kölenin sessizce içeri girdiğini, kapıyı kapattığını ve sandığa gittiğini görmüş.
Köle Ayaz, sandığın önünde diz çökmüş, kapağı usulca kaldırmış ve içinden bir şey çıkarmış.
Orada sakladığı küçük bir bohçaymış bu.
Bohçayı öpmüş alnına koymuş ve sonra da açmış.
İçinden çıkan köleyken giydiği yırtık pırtık bir elbise!
İşte köle Ayaz, saraylı giysilerini çıkarmış bu elbiseyi giymiş ve sonra aynanın karşısına geçmiş.
Kendi kendine:
"DAHA ÖNCELERİ BU ELBİSEYİ GİYDİĞİN ZAMANLAR KİM OLDUĞUNU HATIRLIYOR MUSUN?" DİYE SORMUŞ.
"BİR HİÇTİN SEN...
HEPSİ HEPSİ SATILACAK BİR KÖLEYDİN VE ALLAH, SULTANIN ELİYLE SANA RAHMETİNDEN BELKİ DE HİÇ HAK ETMEDİĞİN NİMETLER LUTFETTİ.
İŞTE AYAZ, ŞİMDİ BURDASIN, AMA ASLA NEREDEN GELDİĞİNİ UNUTMA! "
"ÇÜNKÜ MAL MÜLK İNSANIN HAFIZASINI UÇURUR, UNUTULUŞLARA SÜRÜKLER."
"ŞİMDİ SENDE, NİMETÇE SENDEN AŞAĞI OLANLARA KİBİRLE BAKMA VE DAİMA HATIRLA AYAZ, HATIRLA!"
…………..
Sandığı kapatmış, kilitlemiş ve sessizce kapıya doğru yürümüş.
Hazine dairesinden çıkarken birden Sultanla yüz yüze gelmiş.
Sultan gözlerini Ayazın yüzüne dikmiş dururken, yanaklarından aşağı yaşlar süzülüyormuş ve boğazı öyle düğümlenmiş ki, konuşmakta güçlük çekmiş.
"Bugüne kadar mücevherlerimin hazinedârıydın, ama şimdi... kalbimin hazinedârısın.
Bana benim de önünde bir hiç olduğum kendi Sultanımın huzurunda nasıl davranmam gerektiğini ders verdin"
……………..
İşte hep nereden geldiğimizi unuttuğumuz an ve elde ettiklerimizi hep kendimizden bildiğimiz an ve önemlisi de bunlarla kendimizi insanlardan yüksekte farklı ayrıcalıklı ve üstün hissettiğimiz an kaybederiz.
Çaba ve gayretimiz sürekli olacak ama ahlaklı adil anlayışlı ve tevazu içinde şükürde olacağız.
Bu dünyadaki sahip olduğumuz ama hiçbirini götüremediğimiz mal varlıklarımız ve ayrıcalık saydıklarımızın hesabını vermekte çok zorlanacağız.
O yüzden haddimizi bilmeliyiz.
İnsanız; farkımız anlayışımız, ahlakımız ibadetlerimiz, insanlarla ilişkilerimiz adaletimiz ve asla ve asla acizliğimizi güç ve kuvvetimizin zaafını unutmamaktır.”
………………
Şimdi bu MTTB’li AK Partili büyüğümün anlattıklarını dinliyorum.
Ali abimin gönderdiğini okuyorum.
Farkında olmadan siz de okudunuz.
Peki bundan kim kendi payına düşecek dersi alacak?
Allah aşkına ben mallaştım.
Bana bir yardımcı olun.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İnsanda büyüklüğün ölçüsü küçüklüktür. Yani tevazudur. Küçüklüğün mizanı büyüklüktür. Yani kibirlenmedir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Belh Kavşağı’nda motorlular şeritlerde zik zaklar yaparak iki şeridi birden tehlikeye düşürmediği zaman daha iyi ADAM oluruz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Oguz Oguz
17-06-2023 11:16Oscar Wilde derki "insanın kendisiyle yüzleşmeye yüzü yoksa, başkalarının hatalarıyla oynar durur." Abert Einstein son noktayı koymuştur " Savaşmak istiyorsan kendi cehaletinle paylaş." Piyasada dolaşan para, maldan fazla ise enflasyon oluşur. Mal/Zenginlik dolaşan paradan fazla ise enflasyon olmaz. Mal varlığı ile para arzı eşit olmalıdır. Gelişmiş toplumlarda enflasyon olmaz. Çunku urettikleri mal ve deger kadar paraları vardır. Fazlası olmaz. Olanın ya enflasyonu vardır, yada dunyanın en borçlu ulkelerindendir ve geleceği ipotekli ve karanlıktır. Faiz ve enflasyon geri kalmış ve ne yatığını bilmeyen, tutarsız ulkelerde olur. Mal varlığı varken, doğal kaynaği bol iken enflasyona yenik düşen ulkelerde vardır. Arjantin, Venezuela gibi... oda emperyalizmin ve kapitalizmin ayrı bir hikaye konusudur... Atatürk devrim ve ilkelerinden uzaklaşan, bağımsızlık, adalet, hukuk, ve uretim olçegini kaybeden ülkeler yok olmaya mahkumdur...Herkes cehaleti ile yuzlesecektir..
Rgndgd
17-06-2023 10:45Ne güzel bir kıssa anlayana....
Yağmur Yağmur
17-06-2023 09:58Son zamanlarda okuduğum en güzel hikaye idi. (ben de mallaştım) Teşekkürler. Allah hayırlı ömür versin.
selami
17-06-2023 05:21ağbim benim bu memleketten fayiz kalkmadıkçan enfilasyon belasıda kalkmaz. fayiz sebep enfilasyon sonuç. bunu okumuşlarda biliyo emmen işlerine gelmiyo. çünkü fazyiz lobisi için çalışıyolar. derhal fayizin sıfırlanması lazım.