“ALLAH’IM SENİYE GULULE ERİŞTİRSİN”

Benim Konya’da yaşayan ve artık Konyalı olmuş olan Kayserili bir abim var.

Fikret Çoşar.

Fikret abim ile bayramlaşırken rahmetli annesinin hep söylediği Kayseri lehçesi ile şöyle dua ettiğini söyledi;    

“Allah'ım yeni seneye/ yıla güle güle eriştirsin”.

………………

O zaman bize de tekabbel Allah demek düşer.

Yüce rabbim cümlemizi bir dahaki bayramlara sağlıklı mutlu huzurlu ve hayırlı bir şekilde kavuştursun inşallah,

…………….

Arife gününden bu yana bayram notlarımız hazır.

İzin verirseniz lafı uzatmadan kısa kısa sizlerden gelenlerle, gördüklerimiz, yaşadıklarımızla, duyduklarımızla kısa bir bayram değerlendirmesi yapalım.

BAYRAM ÖNCESİ ŞEHİR İÇİ

TRAFİK YİNE REZİL İDİ

Arife günü şehir içi trafik tek kelime ile kepaze bir vaziyette idi.

Haa unutmadan tarihe not düşelim.

Bayram öncesi ve bayram süresince başta polislerimiz, sağlıkçılarımız, belediye çalışanları kamunun görevlileri bizlerin huzuru için güvenliği için 24 saat alarmda idiler.

Ama tabii ki sonuç sıkıntı bizden de kaynaklanmış olsa genel görüntü hem çirkin hem de geleceğimiz adına düşündürücü idi.

Kimsenin kimseye saygısı olmadığı gibi bencillik tavan yapmıştı.

Herkes önce ben diyordu.

Kural kaide saygı sevgi yoktu.

Yolda ilerlemek yaya olarak kaldırımda yürümek can sıkıcı idi.

…………..

KONYA’DA HER YER TRABZON İDİ

Zaferde Trabzonspor forması ile geçenlerden bayram süresince turlarken balkonlarından pencerelerinden Trabzonspor bayrağı sallandıran Trabzonluları gördükçe hem kıskandım hem de taktir ettim.

Kendi kendime “Bize her yer Trabzon” sloganı boşa denmemiş demek ki dedim.

Zaten Pazartesi günü KON TV de katıldığım spor programında da binlerce kişiye karşı içimden geceni söyledim.

Trabzon’u hem kıskandım hem fesatlandım hem de taktir ettim.

Bu sene bahanesi senaryosu tiyatrosu siyaseti ile ne olursa olsun Trabzon şampiyonluğu her takımdan daha fazla hak etmişti.

ULAŞIMDA ARİFE GÜNÜ

PAZAR TRAFİĞİ UYGULANMIŞ  

Arife günü toplu taşıma kullanan özellikle de Belediye otobüslerinden yararlanan insanlarımızdan Büyükşehir’in ulaşımda Pazar tarifesi uygulamasına devam etmesine büyük öfke vardı.

Hani Pazar günleri diğer günlere göre sefer sayısı daha az olur ya.

Arife günü de böyle olmuş.

Zafer’den Aymanas’a, Sille’den Beşyola bize tepki şikayetleri geldi.

YAĞMUR YAĞINCA

YOLLARDA ARAÇLAR YÜZDÜ

Bayramın rahmeti boldu.

Ama yollarda olan insanlarımızdan suya gömülüp sularda kayık misali yüzerek ilerlemeye çalışan araçların fotoğrafı geldi.

KAĞIT TOPLAYICILARI

ÇÖPLERİ BÖYLE BELLEMİŞLER(!)

Bayramın birinci günü Meram’dan önce böyle görüntüler geldi

…………

Bu görüntülerde bir yanlışlık vardı.

Çünkü Belediyelerin temizlik ekipleri 24 saat çalışmışlardı.

Sonra başarılı bürokrat dostumuz yazınca mevzu anlaşılmış oldu.

“Selamünaleyküm Uğur abim, bayramın mübarek olsun, sağlık sıhhat dolu şekilde bir daha ki Ramazan a ulaşırız inşallah cümleten.

Burası da bizim mahalledeki çöpün bayram sabahındaki hali abi.

Anasını belliyor devamlı kağıt toplayıcı seyyar elemanlar bunları yapanlar.

Konya’nın bütün ekabir takımı godamanı vekili bürokratı önünden geçer her gün burasının.”

………….

Bende temiz çöplerimizi bu hale getirenlere koskocaman bir aferin (!) diyorum.

Bu çocukları bu hale biz getirdik ama öyle değil mi?

Hatta Sayın Bakanımızın dedikleri gibi bunları başta sigortalı yapmak üzere kadrolu yapmamız lazım(!).

DİLENCİLER AİLE BOYU

BAYRAM MESAİSİNDE İDİLER

Güzel temiz Konya’mızın Ramazan ayından sonra mübarek bayram günlerinde de vicdan sömürüsü yapan   dilencileri her semtte her kavşakta, merkezden kenar semtlere kadar sabah başlayıp akşam saatlerine kadar çok çalıştılar doğrusu(!)

Bizim vicdanlı hayırsever insanlarımıza(!) küçük bir şey iletmek istiyorum.

Hani her seferinde camdan elinizi uzatıp bu kadınları kızlara çocuklara bir şeyler veriyorsunuz yaaa.

Bunların bir müddet sonra bu işleri hap işinden kötü yollara kadar her türlü felaketin bir parçası olduğunu da biliyorsunuzdur diye düşünüyorum. 

Yani bir şeyler vererek yardım etmenin ötesinde vicdani sorumluluk altına giriyorsunuz.

İnanmayan bu işleri emniyette güvendikleri dostlarına sorabilirler.

ERENKÖYDE CİRİT ATAN

MALI GÖTÜREN HIRSIZLAR (!)

Bayram gibi güzel günlerde insanlarımızın burnundan gelen bir diğer kesim ise Erenköy’ü mesken tutan hırsızlardı.

Hatta hırsızı kamera görüntülerinden yakalayıp polis gelinceye kadar ellerinden kaçıran insanlarımız hırsızlığın videolarını bile bize gönderiyorlardı.

Hiçbir şey çıkmaz.

Sonuç da alınamaz ama isteyen polislerimize bu görüntüleri de ilgililerin telefonlarını da verebiliriz.

Hatta Erenköy’de bu iş o kadar resmi hale getirildi ki Sille Sulama Kooperatifi insanları hırsızlara karşı uyarıyordu.

Çünkü bir günde onlarca çalıntı ihbarı alan ilgililer çalınan sayacın tanesinin bin 500 TL vananın ise 100 TL olduğunu söylüyordu.

İyi para değil mi?

Desenize bu bayramda hırsızlar iyi para kazandılar.

Erenköy’de bir türlü sonu gelmeyen hırsızlık olayı ile ilgili olarak AK Parti eski milletvekili bugünde Cumhurbaşkanlığı Sağlık Bilim Kurulu üyesi olan Sayın Hüsniye Erdoğan Hanımdan dahi yardım istendiği de bu konuda bize iletilen bilgiler arasında yer alıyordu.  

3 MAYIS TÜRKÇÜLÜK GÜNÜ MÜ

YOKSA MİLLİYETÇİLİK GÜNÜ MÜ?

Bayram sonrası hiç siyaset yapmadık değil mi?

Yapmazsam rahat edemem.

O zaman şu konuyu bilen birileri bana bir daha anlatsın.

Benim de bildiğim 3 Mayıs Türkçülük Günü idi.

Ama Milliyetçi ve duruma göre Türkçü olarak kendilerini kabul eden başta siyasiler olmak üzere belli bir kesim ilk defa bu sene 3 Mayıs’ı Milletçiler günü olarak kutluyorlardı.

Böyle bir durum karşısında Üniversitede ki Türkçü tarihçi bir hocama durumu sordum.

Hocam cevaben şöyle yazdı;

“Bu nedir?

Milliyetçiler günü ne demek?

Alman milliyetçisi mi Arap milliyetçisi mi?

Ermeni milliyetçileri ile kutlasınlar bari…”

………………

Bu konu hassas teğet geçmek istiyorum.

Aksi takdirde bizi merkezden oyarlar Allah muhafaza.

……………..

İnşallah bayram notlarımıza yarında kısa kısa değinerek devam ederiz.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Fırtına çıkınca saklanan ödlekleri, gemi batarken gemiyi ilk terk eden fareleri, düştüğünde kalkman için uzanmayan eli, hayatından çıkar

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Seleye oturduğu zaman ayağı yere bile değmeyen bebeler bisikletleri ile motorları ile ana caddelere çıkmadığı zaman daha iyi ADAM oluruz.