AMERİKA BELASINI BULACAK
11 Ağustos 2018, Cumartesi 08:18Allah’ın kanunlarına isyan eden batıl bir medeniyetin sözde temsilcisi olimpos’un gayrimeşru çocuğu olan Amerika elbet bir gün belasını bulacaktır. Bu kaçınılmaz tarihi süreç içerisinde er geç meydana gelecektir. Toplumsal tekâmül bunu göstermektedir. Devletler belli bir aşamaya basamak basamak ulaşırlar ama her üst noktanın birde tabana ulaşan iniş noktası vardır. Bizim temennimiz Lut Kavmi mensupları gibi bu ilkel devletin tüm ahlaksız vasıfları üzerinde toplayan kimlik ayanı ile yok olmasıdır. Saltanatını insanları ezip sömürerek devletleri birbirine düşürüp silah ticareti yaparak ve öldürmeden aleni zevk alarak yerine getiren bünyesinde batıl birçok pislikleri barındıran menfaati için her şeyi yapmaktan çekinmeyen kapitalizmin en güçlü temsilcisi bu sapkın pislik yuvası devlette günü gelince hak ettiği lağıma düşecektir. Milyonların ahını alan, suçsuz masum insanların kâbusu haline gelen tüm fitnenin ele başılığını sistemli ağı ile yerine getiren, tüm kötülüklerin ve şer güçlerin birleşmiş odak/ortak noktasını oluşturan bu Fir’avni devlette elbet yıkılacaktır.
Ülkemizde değerli iki bakana karşı yaptırım uygulayan ve haklı hiçbir sebebe dayanmayan gayrimeşru uygulamalarıyla tepki çeken bu zorba devlet ülkemizdeki aleyhimize muhalefet kanadından veya kendi menfaatlerine aykırı ne varsa hepsinin de içinde yer almışlardır. Pkk/Pyd teröristlerine iki bin Tır dolusu silah veren bunu da açıktan yapan ve Türkiye aleyhine kurulan kampanyaların başını çeken bu müstemleke ruhlu zebaniler Allah’ın gönderdiği kasırgalarla milyon dolarla zarara uğramakta içindeki yaşattığı ataşları kendi içini ejderha kükremesiyle yakmaktadır.
Tüm dünyanın gözü önünde İslam coğrafyasını yaşayamaz duruma getiren Irak, Suriye, Afganistan istediği gibi at oynatan bu fetişist devlet gün gelince tarihin çöplüğünde yerini alacaktır. Hiç bir zorba ebedi hükümdar olamaz. Zulüm asla ilelebet olamaz. Zulme rıza göstermekte zalimliktir. Bu bilinçle emperyalizmin sulta nöbetçisi İngiliz piçi bu devletin geçmiş dönemindeki katliam uygulamalarına bakıldığında tam bir genosit özlemcisi olduğu görülür çünkü bunlarda bir şeyi elde etmek için mutlaka öldürme eylemi teşvik edilir ve zorunlu hale gelir. Bu meyanda çağdışı uygulamalarıyla gündemden hiç düşmeyen insanlıktan nasipsiz gayri ahlaki devlet mutlaka yıkılacak ve çöplükte yerini alacaktır. İstiklal Marşı derneğinin genel başkan şair yazar İsmet Özel’in Konya’da gerçekleştirdiği bir konferansta bahse konu sözleri hala tazeliğini korumakta ve bu habis devletin yıkılacağı umudu inancımızda sımsıkı saklı durmaktadır. Duamız Amerikan medeniyetinin belasını Türklerin elinden bulmasıdır diyen Şair-Yazar İsmet Özel ilgili konuşmasında; ” hakikati tanımadan yaşamanın mümkün olduğunu ve birçok insanın yaptığının da bu olduğunu, ancak hakikati fark etmenin yerini hiçbir şeyin tutmadığını ifade ederek, Hak olanın ne olduğunu bilmeden ölenin cennete gidebileceğini düşünmenin beyhudeliğine işaret ederek, insanların ortaya çıkıp çılgınca şeyler yapmalarının gerekmediğini, Kelime-i Şahadet’in ne demek olduğunu ve Allah’a şirk koşmamanın ne demek olduğunu bilmenin ise zorunlu olduğunu söyledikten sonra konuşmasını şu cümlelerle tamamladı:
“İslam kıldan ince, kılıçtan keskindir. Biz kabaca Müslüman olamayız. Müslüman olmak estetik bir olaydır. Bir güzellik olayıdır. Her Müslüman Allah’ın ona bahşettiği güzelliği temsil eder. Estetik ameliyatla elde edilemeyecek bir güzellikten bahsediyoruz. İslâm Âdem Aleyhisselam’dan beri gelen dindir ve hiçbir zaman dejenere olmamıştır.
Allah bize, rahmeti gazabını aştığı için Kur’an-ı nazil etti. Yapacağımız tek iş Kur’an’a ulaşmak olmalı. Başka bir şey değil. Biz bugün kitapmış gibi, kâğıt üzerine yazılmış, ciltlenmiş bir Kur’an’dan bahsediyor gibiyiz. Kur’an-ı Kerim insanlarda olan bir şeydi. Bizim tekrar Kur’an’a kavuşmamız demek o kütüphanelerde olan şeye kavuşmamız demek değildir.
Biliyorsunuz kırk hafız birden şehit olunca bizimkiler biraz telaşa kapılmışlar, ‘Ya Kur’an’ın tamamını bilen insan kalmazsa dünyada!’ diye. Tam bir bütün olarak yazmaya niyet etmişler. Orada Ömer ile Ebu Bekir arasında bir tartışma var. Ömer yazılmasından yana. Ebu Bekir, ‘Resulullah bunu yapmadı, bizim bunu yapmaya ne hakkımız var?’ diyor. Ama sonradan Ebu Bekir Radıyallahu anh diyor ki ‘Allah kalbimi Ömer’in haklı olduğunu anlayacak kadar genişletti.’
Bizim Allah’a teslim olmaktan başka bir yaşama yolumuz olamaz. Bizim duamız, Allah’tan beklemekten başka bir şey olamaz. Allah’tan gayrisinden bir şey beklersen, Allah bütün insanları iddialarından vurur. ‘Benim kafam diğerlerinden daha iyi çalışıyor!’ derseniz hepsinin alay konusu olacak kadar berbat bir zihni performansa Allah sizi sürükler. ‘Benim servetim beni kurtarır!’ derseniz aç ölürsünüz.
Bu sadece Müslümanlara mahsus bir şey değil. Uzaya gönderdikleri aracın adı “Challenger” idi. “Meydan okuyan” demek. Sen misin Challenger, daha bir dakika geçmeden havada patladı.
Bugünkü Amerikan medeniyeti de öyle bir çöküş yaşayacak ki… Bunu kehanet olarak söylemiyorum, işin tabiatı bu. Bütün dünyanın büyük bir karanlığa mahkûm olmasını sağlayan bir medeni kuruluştan bahsediyoruz. Bunlar belasını bulacak. Bizim duamız o ki, bunlar belasını Türklerin elinden bulsun!”…
Kıymetli Şairin bu milli cepheden bakış açısı elbette istiklal harbini yaşayan ve Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırtmasın diyerek yaşanılan en güçlüğü dile getiren Mehmet Akif’in sözlerinden mülhem hareketle; Türkiye’mizin artık amerikanya hükümetinin her istediğini yaptığı bir ülke olmadığını anlaması açısından önemlidir. Kaldı ki meşhur papazları Brunson’a gösterilen ilgi beslenilen sevgi iki ülke arasında soğuk rüzgârlar estirdiğine göre; bu papaz resmi ajan ve başka sıfatları olan bir askeri temsilcidir bana göre.
Bizde onlardan alın papazınızı verin papazımızı diye mütekabiliyet ilkeleri çerçevesinde öneride bulunsak ta Amerika sümüklü papazı ve iç çamaşırı fetişistlerinin önemlilerini vermekten kaçınıyor. Nedeni ise bağlantılarının resmileşme aşamasına gelmesi. Korkusu bundan gâvurun. Verse de şayet sümüklü konuşsa her şey ifşa olacak ve bütün kirli çamaşırları çıkacak kamuoyu nezdinde abd’nin işte bundan çekindiği için papazı vermemekte ama papazını almak için bakanlarımızın mal varlıklarına el konulmaktadır.
Elhasıl biz sıkı bir toplumsal kardeşlik kaynaşması ile bunu da atlatacağız. İnanıyoruz çünkü ,sefer bizim zafer ise Allah’ındır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.