Anadolu-Patrikhane ve Avrupalılar (2)
12 Haziran 2021, Cumartesi 08:462002 de Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Ayasofya’nın Hıristiyan dünyasına iadesini istedi” Fener Rum Patriği de Avrupa Birliğinden “Anadolu’da önceden var olmuş Hıristiyan toplumların yaşadığı bölgelere yeni den yerleştirilmelerini istemiştir.(1) Ahir zaman yaklaştığında İsa Mesih’in gelip, Ayasofya’yı alıp yine Hıristiyanlara iade edeceğine ait birçok efsane uydurulmakta ve genç dimağlara kazınmaktadır. Avrupa’da Ayasofya minareleri arasına çan asılmış kartpostallar bastırılıp dağıtılmaktadır. Nerdeyse 600 seneye yaklaştığı halde hâlâ Avrupa’nın birçok harita ve dergisinde İstanbul adı değil, eski adı Kostantinapolis adı kullanılmaktadır.(2)
Bütün gaye ve idealleri, Yunanlıların Megola idea dedikleri; “Anadolu’ya bir gün mutlaka geleceğiz ve Türklerden alıp, tekrar tanassur ettireceğiz (Hıristiyanlaştıracağız).” felsefesi üzerine kurulmuştur. Vatikan ile Patrikhane bile bu hususta tarihi kin ve gayzlarını bir kenara bırakıp ittifak etmiş durumdalar.(3)
Onun için son 1,5 yılda Türkiye’mizden 4,4 milyon metre kare toprak, 8351 adet taşınmaz satın almışlardır.(4) Bu Yavru Vatan Kıbrıs’ın üç katından(5) fazla bir toprağa tekabül etmektedir. The Independent gazetesi, İngilizlere Kapadokya’dan ‘peri bacası’ alma çağrısı yapmaktadır. Gazetenin Internet sitesinde “Cebinize 20 bin sterlin koyup Kapadokya’daki yüzlerce mağara evden istediğinizi seçin, Londra’da bu parayla bir emlâkçiye varsanız yüzünüze gülerler” diye yazmıştır.(6)
1940 yıllarda İstanbul Nazım planı yaptırmak için getirilen Henry Prost; bu gayenin tezahürü olarak, bile bile Haçlı eserlerini meydana çıkarıp, İslâm eserlerini yok etmiştir.(7) Şu olaylar ibret alana ne kadar enteresan:
1925 de sınır dışı edilen ve ABD de ölen Patrik 6. Kostantin’in kemiklerini, Mart 2011 başlarında hükümetten izin alarak getirip İstanbul’a gömdüler. Ölülerini bile kutsal saydıkları bu şehirden ayırmak istemiyorlar.
Onlar bu kadar fanatik hareket ederlerken, Cumhuriyetten sonra dış Türklerle ilgilenmek hatta isimlerini telaffuz etmek ırkçılık sayılmış,(8) zavallı garibanlar Balkanlarda bile Haçlının insafına bırakılmıştır. ll. Meşrutiyet yıllarında Balkanların % 60 Türk ve Müslüman’dır.(9) Balkanlarda uygulanan terör, tedhiş ve yıldırma politikalarından sonra, sayıları bir avuca inmiş, onların da çektiklerini Allah bilir.(10)
Bir de onların şirretliklerine misal verelim: Yunanistan’ın eski Dışişleri Bakanı Teodoros Pangalos resmi bir toplantı vesilesiyle, 08.06.1998 de İstanbul’a gelmiş ama pasaportunu getirmemiştir. Küçük çaplı diplomatik bir kriz yaşanınca: "Ben pasaportuma Türk mührü vurdurmam.” demiş, Yardımcısı Nikita da: "Hem sonra burası Konstantinopolis (İstanbul) değil mi? İnsan kendi memleketine pasaportla mı gelir?" demiştir.
Rahmetli Prof. Sabahattin Zaim’in nakline göre; Mülkiyede (Siyasal Bilgiler Fakültesinde) hocalık yaparken Fethi Çelikbaş talebelerine şöyle dermiş: “Benim size vasiyetim olsun hanginizin eline fırsat geçerse Fener Patrikhanesini kapatmak için uğraşsın, çünkü burası bu vatan için fitne ocağıdır”(11)
Biraz insaflı olan Hıristiyanlar bazen bunun farkına varıyorlar ve itiraf ediyorlar: Yunanlı bir tarihçi şöyle demiştir: “Osmanlı Balkanlardan çekilince, onların eserlerinin %98’ini yakıp-yıkıp-imha ettik.”(12) Hâlbuki biz Balkanlardan çekileli bir asır olmadı ama Anadolu’ya gireli on asra yaklaştı. Türkiye’de 3000 Rum vardır.(13) Fener Rum Patrikliğine bağlı bugün Anadolu’da 4 metropolitlik, 61 kilise, 11 manastır dimdik ayakta durmaktadır.(14) O halde kim medeni, kim barbar?
Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Olimpiyat açılışı sebebiyle 07.05.2004 tarihinde Atina’ya yaptığı bir ziyaret esnasında Cuma namazı kılmak için cami aramış, açık ve faal bir tek cami bulunamadığı için Cuma namazını kılamamıştır.(15) Hâlbuki orası 400 sene bizim idaremiz altında kalmış ve yüzlerce cami var idi. Son zamanlarda bu durumdan utanmış olacaklar ki; Hürriyet Gazetesinin bildirdiğine göre Atina’da bir askerî hangarı cami yapıyorlar.(16)
Dipnotlar:
1- Banu Avar, “Hangi Avrupa”, Truva Yay. İst. 2008, s. 324.
2-Yüksel Subaşı,“Ve Akıllı Türkler Vardı”,Konya Taksim Ofse,2007, s.15.
3- Hürriyet, 28. 06. 2008.
4- Bayındırlık bakanı Zeki Ergezen’in açıklamaları, Milliyet Gazetesi, 21. 01. 2005.
5- Bilal Çağrı, Barem Dergisi, Aralık 2004, sayı 5, s. 12.
6- Milliyet Gazetesi, 03. 03. 2005.
7- İrfan Özfatura, Tarih ve düşünce Dergisi, Mayıs 2004, s. 5.
8- Sabahattin Zaim, a. g. e. s. 90.
9- Sabahattin Zaim, a. g. e. s. 34.
10- Geniş bilgi için bkz: Ahmed Davudoğlu, “Ölüm Daha Güzeldi”, Hece Yay. Ank. 2005.
11- Sabahattin Zaim, a. g. e. s. 117.
12- Milliyet Gazetesi, 26. 06. 2000.
13- Bu sayı daha fazla idi ama İstiklal savaşındaki hainlikleri yüzünden kendileri kaçmışlardır.
14- İsmet Bozdağ, Tarih ve Medeniyet Dergisi, Şubat 1996, sayı 24, s.50.
15- Milliyet Gazetesi, 08. 05. 2004.
16- Hürriyet Gazetesi, 08 Eylül 2011, Yorgo Kırbaki, Atina.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.