“ANAMIN ADI DÖNDÜ”
31 Mart 2021, Çarşamba 08:58Çocuk denilebilecek yaşta sokaktaydım.
Sokaktan kastım oturduğumuz evin önündeki sokak değil.
Oturduğumuz mahallenin sokakları da değil.
Bu şehrin sokakları. Çocuk yaşlarda çok sayıda sokak gördük.. Bilmediğimiz, girip çıkmadığımız mahalle, cadde ve sokak yoktu.. Şehir zaten toru topu 50-60 mahalleydi. Şehrin bir ucunda Şeker Murat Mahallesi ile Hacıkaymak Mahallesi, diğer ucunda da Küçükkumköprü, Büyükkumköprü ve Çimenlik Mahallerii vardı.Musalla Mezarlığı’nın iki tarafında da çok az sayıda ev vardı.. Şehir bu kadardı.
12-13 yaşlarında bir çok mahallenin, çok sayıda sokaklarını gördük. Sadece fiziki olarak değil, hayat ve yaşanmışlıklar olarak da gördük.. Esasen sokaktan kastımız da tam olarak bu.. Yani hayat ve hayatta bir şekilde karşımıza çıkanlar ve karşılaştıklarımız..Özel hayatımızda türlü müşgülatlar. Sonra çok farklı kültür, mizaç ve karaktere sahip insanlarla iletişim.
Bir şey daha.. Çocuk yaşlarda çalışmaya başladık.
Sonra gençlik.
Sonra orta yaşlar.
1971 yılında da ortaokul öğrencisi iken o dönemin en itibarlı ve en tesirli yerel gazetesi olan Yeni Konya Gazetesi’nde haftada bir kaç gün köşe yazısı yazmaya başladık.. Yazı hayatı ile birlikte yeni bir kulvara da girdik. Hayatımız ve hedeflerimiz değişmeye başladı.
Sokaklar da ve bu meslekte sayılarca insanla tanıştık ve konuştuk.
Toplumun üst katmanlarında abilerimiz, arkadaşlarımız ve dostlarımız oldu.
Toplumun alt katmanlarında da aynı şekilde abilerimiz, arkadaşlarımız ve dostlarımız oldu.
Demem o ki; çok sayıda insanla tanışıp konuşurken her türden sohbetin içinde de bulunduk..Argo, avam,teşbih,nitelikli, niteliksiz ,tanımlama gibi sözcükler başta olmak üzere binlerce söz duyduk insanların ağzından..Sonunda bir çok tanımlama ve nitelemeyi bildiğimi inanmaya başlamıştım ki, günün birinde yanıldığımı gördüm. Meğer duymadığımız ve bilmediğimiz başka sözler varmış ya da duyduğumuz halde bizim insan olarak o sözlerin adamı olamayacağımız için dikkatimizi çekmemiş ve aklımızda kalmamış da olabilir.
Biri yazının konusu diğeri de başka bir yazı konusu olmaya aday iki ayrı sözden bahsetmek istiyorum.
30 yıl kadar önceydi..
Aralarında ünlü işadamları ve siyasetçilerin bulunduğu bir grupla yemek yerken bir taraftan da sohbet ediyorduk.. İşadamı, birisinden bahsederken “ O tavan çakıyor” dedi.. Ben bu sözlere hemen müdahale ettim.. “Yok hayır! O tavan işi yapmıyor..” dedikten sonra, bahse konu şahsın mesleğini söyledim.. Bunun üzerine yemek masasında bulunanlar bir anda gülmeye başladı.. Gülüşmelerden sonra açıklama yapıldı.. Tavan çakma işi meğer bir çeşit tefecilikmiş. Bunu o gün öğrendim.
“ANAMIN ADI DÖNDÜ”
1998 ya da 1999 yılıydı.
O dönem şehirdeki iş ve siyaset hayatının baş aktörlerinden birisi olan bir insanla sohbet ediyorduk. Ben haddim değildi ama yıllardır “abi” dediğim o insanı, aramızdaki karşılıklı sevgi, samimiyet ve güvenden cesaret alarak bazı zikzaklarından, inanmadığı halde gösterdiği tavır değişikliklerinden dolayı uyarıyor ve eleştiriyordum.. “Olmaz abi sana yakışmıyor, takındığın tavır yanlış” demeye başlamıştım..
Ben bu milvalde konuşurken araya girdi ve şöyle dedi: “Dur bir dakika! Sen ne diyorsun? Anamın adı döndü, ben de döndüm..Ne var bunda kızacak?”
Ben hayatında ilk defa bu sözü duyan insan olarak hayret ve şaşkınlık içindeydim. “Abi” dediğimiz insan ise çok ama çok rahattı.
“Anamın adı döndü, ben de döndüm.” Çocuk yaşlarda sokağa çıkan insan olarak duymadığımız bir sözü de böylece duymuş olduk. Duymasına duyduk ama hayatımızın hiç bir döneminde rol/model olarak yer almadı karakter düşmanı bu sözler.
Aradan yıllar geçti.
Köprülerin altından çok sular aktı.
Hayatın akışı da değişti.
İnsanlar arasında samimiyet ve doğallık büyük ölçüde erezyona uğradı.
İnsanı vasıflar ve kişilik denilen yüce değer, değer kaybına uğradı.
Gerçek sevgi yerini, seviyormuş gibi davranışlara bıraktı.
Samimiyet yerine, samimiymiş gibi davarınışlara bıraktı.
Birilerine hiç inanmadığı halde inanmış gibi görünmek moda haline geldi.
Kesinlikle hayatında hiç bir zaman yer vermediği siyasi bir fikre inanıyormuş gibi yapmak, karakter oldu. Taraf olmadığı halde, tarafmış gibi görünmek marifet oldu.
Ülkeyi yöneten siyasi kadrolara ve devlet adamlarına içten içe karşı olduğu halde, onlardan birisiymiş gibi görünmek becerikli insan tipini yarattı.
Şehirleri yöneten yerel yöneticileri şu ya da bu olmakla kapalı kapılar arkasında yerden yere vuranlar aynı zamanda onların has adamı rolünü başarılı bir şekilde oynama becerisi gösterdi.
Ve.. İnsan bozuldu..
Tarihin birinde bu günler geçerse, bu karakter de olanlar ne yapacak?
Denecekler mi?
Hiç şüpheniz olmasın dönecekler.
Dönmeye alıştılar bir kere.
Dönmekle kalsalar iyi, yeni efendelerine yaranabilmek için muhtemeldir ki geçmişteki efendilerine söylemediklerini bırakmayacaklar.. İş hayatında, bürokrasi hayatında, siyasi hayatta e.. tabi medya dünyasında da bir hayli böyle özel insan var. Dön babam dön.
Dönenlerin, dönme nedenleri malum.. Yönetenlerin bunlara ne kadar inandığını ve güvendiğini ise bilemem. Umalım ki samimiyet ve her şart altında sürecek fikri birliktelik galip gelsin.
“Anamın adı döndü” den öte bir durum.
Bu bir davası olan insanlara, gönülden bağlı, gönülden ve karşılıksız seven insanlara göre olmadığı gibi, bize göre de değil.
Bizler almayalım..
Kalsın..
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
M.BAHATTİN CANBİLEN
31-03-2021 13:05Allah Kimseyi Şaşırtmasın. Makam ,Mevki, Koltuk Sevdası İçin Dönenler İnsanlığa ve Ülkeye Hiç Bir Değer Katamazlar. Dönenler Topluma da Kötü Örnek Oluyor .ADAM bulamıyoruz ADAMMM