ANLAMADAN EZBERE (2)

İşte bizler kafa yapımızı yukarıda Uğur Mumcu’nun özetlediği metinlerle karma karışık bir yapı içerisinde sarmal hale getirdiğimizden; hala bunun etkisinde kalıp kurtaramadan/kurtulmadan batının öznelleri haline gelmiş zihniyetlerle hep bir mücadele örneği veriyoruz. Hala devletimize ait gerçekten bir millilik ve oluşum, manevi değerler manzumesi ve beslenme diye bir akışkanlık yok. Varsa yoksa Resmi çerçevesi yaklaşık yüzyıl önce çizilmiş dogma paradigmalarla hala cümleler kuruyor ve değişim gelişim inkılâp varoluş gelecek diye bir kaygıdan uzak yaşam sahneleri ve laik seküler dünyevilik kaygılar peşinde birbirimizle uğraşıyor ve meşgul ediliyoruz.

Dün bir açıklama yapıldı. O körü körüne hayranlık duyduğun batının pespaye salyangozları bu ülkede buldukları petrol kuyusunu kapatarak burada petrol yok demişler. Peki, şimdi ne oldu? Onların yok dedikleri yerde yeniden yapılan yerli milli ve vatanperverlik kokan çalışmalarla bilgi birikimi ve gayrete konu alın teri ile gerçekleri ortaya çıkarıp bir ihanetin foyasını meydana çıkarmışlardır.

Hani o zihniyetini aldığınız medeni ve insancıl dediğiniz batı nerede?

Hani o örnek aldığınız demokrasi ve insan hakları ilkeleri ve dürüstlük nağmeleri nerde?

Efendim şimdi Taksim Camii açıldı. Artık batı yaygaracıları şaşkınlıktan ne yapacaklarını şaşırdılar. Yani Sayın Cumhurbaşkanımız milli ve manevi değerlerle ilgili sürekli insanımızı sağlamlaştıracak ve kendi kodlarına dönecek hamleler yapıyor ya kudurdukça kuduruyorlar, çıldırdıkça çıldırıyorlar.

Mesela rahmetli Erbakan hocamız çok isterdi Taksime cami yapılmasını. O çevrede onlarca sinagoglar kiliseler var fakat bir cami yok iken karşı çıkmaları neden kaynaklanmaktadır batılı beslemelerin? Tabii ki, islama karşı duydukları kinden. Lakin öldüklerinde de Uğur Mumcu’nun dediği gibi yapılıyor bunlara.

Bence kim alenen açıktan kin ve buğz beslemiş ise hiç oraya götürüpte helallik istetmemek gerekir.

Evet, rahmetli hocamız Ayasofya’nın açılmasını isterdi.

Memurların rahat rahat insan hak ve özgürlükleri mevzuatıyla uyumlu bir şekilde cumalara serbestçe ve korkusuzca gitmesini isterdi.

Bayan memurların serbestçe başörtüsü takması ve çalışmasını isterdi.

Ana babaların evlatlarının askeri yemin merasimlerine ve mezuniyetlerine serbestçe katılıp izlemesini ve peygamber ocağının böylece şenlenmesini isterdi.

Peki, kim yaptı bütün bunları? Tabi ki Sayın Cumhurbaşkanımız. Şimdi niye düşmanlar anladınız mı? Yerli ve milli hamleler bunları niye kudurtuyor artık fark ettiniz mi?

İHA/SİHA petrol ve doğal çıkarmalar, Karabağ, Suriye, Libya, Doğu Akdeniz Mavi Vatan bütün bunlar kimi kudurtuyor? Tüm Türkiye düşmanlarını.

USA’ dan tutun gayri meşru çocuğu İtrail’e varıncaya kadar,Suudi Amerika ve İngiltere köpeği BAE gibi satılmış mahluklar ve tüm batı Avrupa Türkiye’nin yerli ve milli hamlelerini boşa çıkarma peşinde ve topyekun mücadele içindeler.

Bunun en son örneği yeraltı dünyasının mafya babasıdır. Sözde vatansever milliyetçi racon kesen kabadayısıdır.

Organize suç örgütü liderine bel bağladılar şimdi.

Böyle yaparak iktidar olmayı düşlüyorlar.

Böyle yaptıkları için de zaten milliyetçi dedikleri kesimin menfaatperestleri hiç düşünmeden mebus seçilme ve iktidarı devirme adına eli kanlı Pkk’nın meclisteki kravatlıları ile işbirliği yapıp vekil oldular. İstanbul’a Bizans aşığı birini başkan seçtirdiler. Hdp eşbaşkanlarının vatana ihanet kokan akla ziyan açıklamalarını içlerine sindire sindire demokratik vurgu yapıyorlar, hala pişkinlik peşindeler. Neymiş efendim milliyetçi imişler. Milliyetçi vatanını sevmek ve böldürmemek ise senin bölücülerle ne işin var? Hdp kandilden yönetilmiyor mu?

Neyse sözümüzü yine Erbakan hocamızın güldüren ve güldürürken de düşündüren bir sözüyle tamamlayalım.

“Bre fosil kafa, Taksim’e Cami yapılacak diye sen neden histerik nöbetler geçiriyor, kuduruyorsun?”

Ah rahmetli muhterem hocam. Siz milli ve maneviye ait ne değerler varsa savunurken şimdi sizin partinizi ele geçiren İngiliz tandanslı kafalar, talebeniz Sayın Cumhurbaşkanımıza muhalifler ve “İstanbul’u biz kaybettirdik” Erdoğan’a diye övünüyorlar. İster miydiniz siz? Sizden sonra böyle bir eser bırakmak? Ve hala bu adamın peşinden koşanlar var ne yazık ki: Temeli sağlam olmayan bu adamı Molla diye savunuyorlarsa yazıklar olsun, yazıklar olsun onca emeklere. Erbakan hocamızın kemiklerini sızlattınız.

Efendim insana duruş lazım duruş. Duruş olmadan olmuyor işte. Yerli, milli ve manevi duruş.