ANTİ SİYONİST YAHUDİLER (2)
18 Aralık 2019, Çarşamba 08:56Yahudilerin gayelerine nasıl ulaştıklarını, dünya hegemonyasını nasıl kurduklarını, 1.5 milyarlık İslâm alemine, 6 milyonluk İsrail’in nasıl kafa tutabildiğini, hatta onları gülünç durumlara nasıl düşürebildiğini, Müslümanların çok iyi bilmesi gerekir. Çünkü kesin teşhis konulabilirse hasta yarı yarıya şifaya kavuşmuş demektir.
İlk İntifada'nın yaşandığı yıllarda Beytüllahim yakınlarında, bir Hıristiyan kasabası olan Beit Shaur'da yaşayan ünlü yazar Norman Finkelstein'ın, şahit olduğu bir olay, İsrail askerlerinin müdahalesinin savunma amaçlı olmadığını gözler önüne seren örneklerden biridir:
“Jalazoun mülteci kampında çocuklar etrafına toplandıkları bir lastiği yakıyorlardı. Derken bir araba geldi. Birdenbire kapılar açıldı ve dört adam (ya yerleşimcilerdi ya da sivil kıyafetleri içinde İsrail askerleri) indi arabadan. Rastgele etrafa ateş açmaya başladılar. Hemen arkamdaki çocuk sırtından vuruldu. Kurşun karnından dışarı çıkmıştı. Ertesi gün Jerusalem Post'da askerlerin kendilerini korumak için ateş etmek zorunda kaldıkları yazıldı.”(1)
Siyonizm din dışı, ırkçı bir ideolojidir. Dindar Yahudilerden, ilim adamlarından, hatta akl-i selim hahamlardan bile buna karşı çıkan, eleştiren, bu fikirlerin Yahudi milleti ve insanlık için tehlike arz ettiğini söyleyen, çabalayan, mücadele eden dindar Musevî’ler vardır.
Nitekim bugün pek çok dindar Yahudi, İsrail'in Siyonist ideolojisine ve bu ideoloji uğruna gerçekleştirdiği vahşetlere karşı çıkmaktadır. Örneğin İsrail'de farklı Yahudi mezheplerine bağlı dindar hahamlar tarafından kurulan "İnsan Haklarını Savunan Hahamlar" (Rabbis For Human Rights) gibi. Söz konusu kuruluşun metinlerinde, Yahudi inancının temelinde adalet ve merhametin yattığı söylüyor ve Siyonizm’in İsrail halkını vahşi yaratıklar haline getirdiğini dile getiriyor.
Bu ılımlı, insancıl, samimi ve gerçek anlamda dindar yaklaşımı savunanlar, "İnsan Haklarını Savunan Hahamlar" ile sınırlı değildir. İsrail'de veya Yahudi diasporasındaki diğer pek çok Yahudi, İsrail radikalizminin Yahudi dinine aykırı bir sapma olduğunu savunmaktadır. İngiltere'nin Baş hahamı Prof. Jonathan Sacks, 2002 Ağustosu'nda İngiliz The Guardian gazetesine yaptığı bir açıklama ile bu konuda oldukça bilge yorumlar yapmıştır.
İsrail'in Filistin topraklarında sivil halka karşı uyguladığı şiddeti kınayan Baş haham Sacks, "İsrail'in şu andaki durumu Yahudilik ile bağdaşmamakta ve Filistin'le olan bu mücadeleleri Yahudi kültürüne zarar vermektedir" diyerek, şöyle devam etmektedir:
“Bir Yahudi olarak yaşanan olaylar içinde beni rahatsız eden şeyler oluyor, İsrail askerlerinin, öldürdükleri Filistinlinin üzerine basıp, gülümseyerek poz verdiklerini gördüğümde şok oldum.”
Baş haham Sacks, ayrıca İsrail gibi yıllarca sürgünde yaşayan bir milletin, Filistin'in şu andaki durumunu anlaması gerektiğini ise şöyle açıklamıştır:
“Kutsal kitapta 36 kez tekrarlanan 'Sürgün olmanın nasıl bir duygu olduğunu bilmek için sürgün edildiniz” buyruğunu görmezlikten gelemezsiniz. Ben bunu Yahudilik prensiplerine bağlı bir devletin temel projelerinden biri olarak görüyorum.
Jonathan Sacks'in bu açıklamaları bazı İsrailli çevrelerden tepki görse de, pek çok dindar Yahudi kendisini desteklemiştir.(2)
Kur’an-ı Kerim’de onların içinden çıkmış ve çıkacak bu aklı selim insanlardan övgüyle bahsedilir:
“... Kitap Ehli'nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır. Onlar hayırdan her ne yaparlarsa, elbette ondan yoksun bırakılmazlar. Allah, muttakileri bilendir.”(3)
“Gerçek şu ki, iman edenlerle Yahudiler, Sabiîler ve Hıristiyanlardan Allah'a, ahiret gününe inanan ve salih amellerde bulunanlar; onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.”(4)
“Gerçek şu ki, Biz Tevrat'ı, içinde bir hidayet ve nur olarak indirdik. Teslim olmuş peygamberler, Yahudilere onunla hükmederlerdi. Bilgin-yöneticiler (Rabbaniyyun) ve yüksek bilginler de (Ahbar), Allah'ın kitabını korumakla görevli kılındıklarından ve onun üzerine şahidler olduklarından (onunla hükmederlerdi.”(5)
Dipnotlar:
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.