ARABASINI YIKAYAN BAŞKAN

Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş bir benzinlikte özel arabasını yıkarken görüldü.

Bir elinde fırça öteki elinde su hortumu ile arabasını yıkıyordu başkan.

Arabanın cinsi üzerindeki yoğun köpükte dolayı görülmüyordu. Beyaz renkteki arabanın piyasa değeri  olsa olsa 200 bin lira olabilir.Anlayacağınız başkanın arabası orta direk vatandaşın sahip olabileceği  bir araba.Belki bir tık üstünde de olabilir.

Başkan Kavuş’un özel arabası öyle 50-100 bin dolarlık bir araba değil anlayacağınız.

Bazı seçilmişlerin hele de atanmışların özel araçlarının çok lüks ve pahalı olduğu bir ortamda, başkanın mütevazı bir araca sahip olduğunu görmek doğrusu hoşumuza gitti. O lüks araçların yanında başkanın arabası bize kızmasın ama bildiğiniz Tofaş.

İyi ki böyle ve ederi 200 bin lira kadar.

Vatandaş olarak buna sevinmemek mümkün değil.

Ayrıca takdir etmemek de mümkün değil.

Peki Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş istese lüks ve pahalı bir araç alamaz mıydı?

Elbette alabilirdi.

Her şeyden önce kendisi esnaflıktan gelen bir insan.

Ailesiyle birlikte yaptığı esnaflık döneminde az ya da çok bir para kazanmış olmalı.

Sonra Büyükşehir Belediyesi’nde yıllarca üst düzey bürokrat olarak önemli bir görevde bulundu. Muhtemelen iyi de maaşı vardı.

Sonra siyasetin içinde olan bir insan. Son iki yıldır da Meram Belediye Başkanı.

Esnaf Mustafa, bürokrat Mustafa, belediye başkanı Mustafa olarak 50-100 bin dolarlık araba alabileceği gibi, 100-200 bin dolarlık araba da alabilirdi. Konumu itibarıyla bir şekilde de olsa yüksek standartta bir arabaya sahipi olabilirdi.

Görebildiğimiz kadarıyla çok önemli iki değer ve haslet Meram Belediye Başkanı’nda varlığını koruyor.

Bunlardan ilki haram ve helal.

İkincisi de, hazım.

Galiba  2019 yılının sonlarıydı. Başkanı değerlendiren bir yazı yazmış ve o yazı da, “ Sen hep böyle kal Mustafa” demiştik.  Kendisinden yaşça büyük olmamızın verdiği cür’etle ondan  bahsederken “Mustafa” demiştik. Yazıyı okuyunca aradı, memnuniyetini ifade etti ve “Eyvallah abi.Bana güvenenleri mahçup etmeyeceğim” demişti.

İşte o Mustafa bir benzinlikte özel arabasını yıkarken görüldü geçenlerde.

Başkanlığının üzerinden iki yıl geçti.

Aradan geçen bu iki uzun yıl kendisine  çok ufak da olsa bir kibir yüklemesi yapmamış. Geçmişte olduğu gibi,bugün de kibirden uzak ve doğal

Söz ve gülücükleri yapay değil, içten yani yürekten.

Kaşları çatık değil. Yüzünden tebebsüm zaten hiç eksik değil.

Kimseyi ötekileştirmiyor.Konuşurken karşısındaki insana güven ve  rahatlık veriyor.

Herkese aynı mesafede duruyor .

Konuşurken karşısındaki insanı küçümsemiyor ve ok tesirinde alaylı bakışlar fırlatmıyor.

Kendisini her konuda onaylamayan insanlar üzerinde, bakış ve tavırlarıyla tehdit fırtınaları estirmiyor.

Araba yıkama..

Bir Belediye Başkanı’nın özel arabasını yıkaması bu kadar önemli mi?

Evet, önemli.

Çünkü, bu bizim şehrimizde ve aslında ülkemizde  görmediğimiz bir olay. Görmeyi arzu ediyor ama göremiyoruz. Seçilmişler  de, atanmışlar da  göreve geldikten kısa bir süre sonra bambaşka insanlar olup çıkıyor.Çoğu da kibir abidesi oluyor. Statülüri değişirken, davranış ve karakterleri de değişiyor.Bazıları da fakirken zengin, binecekleri doğru dürüst  arabaları da yokken aile efraflarıyla birlikte birbirinden lüks araçları beğenmez hale geliyor.

Sorun, hazım sorunu.

Lakin hazmedemiyorlar.

Oysa hazım insanı rahatlatır ve yüceltir.

Günün birinde “At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.”

Olaya bu zaviyeden bakınca yiğit olmak gerekir. Yiğit olmak bu dünya da olduğu gibi, öbür dünyada  referans olacaktır insana. Bu fırsatı iyi kullanmak lazım.

Konumuza dönecek olursak..

Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş’un özel arabasını kendisinin yıkaması bize bazı batılı ülkelerin yöneticilerini hatırlattı. Başkan görebildiğimiz kadarıyla doğu/batı sentezi bir anlayışı temsil ediyor. Bu iki farklı blokun anlayış ve değerlerini aynı zamanda kullanabiliyor.

Bir bakıyorsunuz  benzinlikte özel arabasını yıkyor.

Bir bakıyorsunuz bisikletle  Belediyeye gidip geliyor.

Bir başka gün iftar saatinde elindeki sefer tası ile ihtiyaç sahibi bir ailenin kapısını çalarak, mahçup ve sıkılgan bir şekilde ikram da bulunuyor. Sanki belediye başkanı değilde, gittiği evin bir evladı gibi kapının açılmasını bekliyor.

Bir başka gün belediye sınırları içerisinde bir tarlaya ya da hobi bahçesine ansızın giderek, insanlara “Kolay gelsin” diyor.

Bir başka gün semt pazarlarına gene ansızın giderek “Pazarınız, Pazar ola abi, amca, teyze dede,arkadaş” diyebiliyor.

Başkan, hal ve hareketleri ile kendisine ve belediyeye olumlu bakışı  teşvik ediyor ve bunu da başarıyor..Meram Belediye Başkanı’nın halk arasında giderek artan  bir karşılığı olmaya başladı.

Bu şehirde ilk defa arabasını yıkayan bir belediye başkanı gördük.

Bisikletle belediyeye gidip gelen bir belediye başkanı gördük.

Ne denebilir ki “Sen hep böyle kal Mustafa” demekten başka?

Sen, hep böyle kal.

Farkının faydasını sahiciliğe, eşit muameleye,  tebessüme, gülen ve güven veren bir yüze hasret kalan bu şehir başta olmak üzere herkes görecektir.