Arkadaş dediğin!...

Birçoğumuz masallarla büyüdük. Başımızda durup masal okuyarak, uyumamız beklenmese de toplum içerisinde duyarak yada okuyarak hafızamıza kazıdığımız masallar olmuştur.

Bunlar içerisinde de en çok okuduğumuz yada duyduğumuz arkadaş seçerken alacağımız kıstaslar olmuştur. Tecrübeli insanlardan duyar ve bilinçaltımıza yerleştiririz masalları. Günü geldiğinde de kullanırız.

Örneğin arkadaş seçerken üç ana kuralın olduğunu duyarız. Bunlardan birincisi, seçeceğin arkadaşına sırrını vereceksin. Saklarsa ilk aşamayı geçer. İkincisi olarak yola çıkacaksın, satmazsa ikinciyi de geçer. Üçüncü ve son olanı ile para vereceksin günün de verirse bu insanla arkadaş olacaksın. Bundan zarar gelmez derler. Ne kadar doğrudur tartışılır ama bunu duymayanımız da yoktur.

Duyduğumuz bir diğer hikaye ise yılan ile tilkinin arkadaşlığıdır.

Ormanda dolaşan yılan ile tilki, bir dereye gelir ve karşıya geçmek isterler. Yılan tilkiye yüzme bilmediğini söyler.

Bunun üzerine tilki yılana boynuna sarılabileceğini ve karşıya geçirebileceğini söyler. Yılan tilkinin boynuna sarılır ve dereye girerler.

Biraz ilerledikten sonra yılan tilkinin boğazını sıkmaya başlar. Tilki, yılana boğulmak üzere olduğunu ve fazla sıkmaması gerektiğini söylese de yılan sıkmaya devam eder. Öleceğini anlayan tilki, bir plan kurar ve yılana seslenir.

Yılan kardeş beni sever misin?

Evet der yılan. Peki senden bir şey istersem yapar mısın? Der ve yılan da kabul eder.

Gözlerin çok güzel diyen tilki, yılanı gözlerinden öpmek ister.

Yılan kardeş, uzata gözlerinden bir öpeyim der. Yılan tilkinin boynunda önüne doğru süzülür ve öp tilki kardeş der.

Tam o sırada tilki yılanın kafasını ısırır ve koparır. Öldürdüğü yılan ile karaya çıkan tilki, yılanı boylu boyunca serer ve…

Yılan kardeş, Arkadaş dediğin böyle dosdoğru olur der.

Tikli gibi olaya maruz kalmamak için arkadaşlarımızı doğru seçmemiz gerekir.

Sağlıkla kalın…