BAHRİ DAĞDAŞ SİYASİ MALZEME

Bir ucundan girip, kırpmaya başlamışlardı.

Şehir Hastanesi,

Tarım Kampüsü,

Emniyet birimleri kırpma eyleminin şehir halkı tarafından bilinen olanları.

Geçmişte şehrin bir hayli dışında şimdilerde ise şehrin içinde kalan Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsünün yaklaşık 11 bin dekar büyüklüğündeki arazisi, kırpa kırpa 9 bin dekara kadar düştü.

Şartların zorlamasıyla ya da keyfilik mi, kırpma eylemi.

Bahri Dağdaş’ın adının Hara olduğu yıllarda, yürek lazımdı oralara gitmek için. Mübalağasız ,” kuş uçmaz kervan geçmezdi”, o bölgeden. Yüreği yetenler bile en az 3-5 kişi halinde ve yürüyerek giderdi Hara’ya.

Aynı yıllarda Hara’nın alt taraflarında yemyeşil bir düz alanda Çayır denilen mevkii vardı. Çayır’da, cirit oyunları oynanır, mahalle maçları yapılır ve belli günlerde de aileler piknik yapardı. Çayır’ın bir ucundan diğer ucu görünmezdi. Son 30 yılda bu alan imara açıldı. Modern konutlar yapıldı. Karatay Üniversitesi burada konuşlandı. Adalet Parkı, Adalet Sarayı, Karatay Hükümet Konağı, plazalar, alış veriş merkezleri ile Çayır işlevsel hale getirildi. Şehrin gelişmesinin doğal sonucu olarak bakmak lazım olaya.

Belirtmeliyim ki ne Hara çayın kıymetinde, ne de Çayır Hara kıymetinde.

Kıymet ve işlevsellik olarak çok farklılar.

Biri mesela Çayır atıl, Hara ise üreten önemli bir değer. Tohum ıslahı, araştırma, verim artışı ve  hayvancılık konularında dünya ölçeğinde kıymetli bir değer. Dolayısıyla  benzer olmaları imkansız.

Tek benzerlikleri var o da artık şehrin içinde kalmış olmaları ve sahip oldukları kıymetli topraklar. Bu gibi durumlarda  faaliyet alanları özellikle şehir gelişirken fazla önem arz etmiyor. Arz etmiyor çünkü  şehrin ve şehir insanlarının çok farklı ihtiyaçları zaman ve şartları sonuna kadar zorluyor. Şehirler 100 yıllık önceki şehirler değil.

Yakın zamanda Bahri Dağdaş’ın sahip olduğu arazilerin bir kısmının üzerinde Şehir Hastanesi, Tarım Kampüsü ve Emniyet teşkilatı projesinin sebebide bu olmalı. Aynı şekilde son birkaç aydır Bahri Dağdaş’ın imara açılması meselesi de gene bu sebepten olmalı. Anlayacağınız,  şehrin zaruri ihtiyacına binaen.

Başka yer yok mu, ihtiyaçlara cevap verebilicek?

Akyokuş’tan, Altınapa Barajı’na kadar olan sağlı/sollu alan dikkate alınmadığında şehirde büyük uygulamalar için yer kalmadığı söylenebilir. Şehrin dışındaki alanlara çıkıp baktığınızda bunu göreceksiniz.

Peki Bahri Dağdaş gibi  dünyaya hizmet eden bilimsel kuruluş şehrin içinde kalan arazileri elinden alınırsa ne olacak?

Olması gereken, zorunlu olan.

Bahri Dağdaş ‘ın faaliyet ve değer olarak mutlaka yaşatılması.

Bu işin lamı cimi yok, güçlendirilerek yaşatılmalı bu kurum.

Yalnız ilgili bakanlığa, yerel yöneticilere ve siyasetçilere düşen bir görev değil herkese düşen çok önemli bir görev olmalı Bahri Dağdaş’ın yaşatılması.

Gıda darlığına her geçen gün biraz daha dünyada Bahri Dağdaş gibi Tarımsal Araştırma Enstitüleri her kesim tarafından himaye altına alınarak, güçlendirilmeli.

Bahri Dağdaş’ın imara açılarak TOKİ’ye devredilmiş olmasının farklı kesimlerden reaksiyon görmüş olması bu anlamda sevindirici. Siyasi  hesaplar dışındaki sahiplenmeler çok önemli. Bahri Dağdaş gibi bir dünya değeri siyasete malzeme edilmemeli ama ediliyor.

Bir takım siyasetçiler mal bulmuş mağribi gibi sarıldılar Bahri Dağdaş’a, imara açılıyor olmasının üzerinden.

Dağdaş’ın imara açılma eleştirileri karşısında ne söyleyeceğini  bilemeyen olaya taraf bir belediyle başkanı da şaşırmış olmalı ki,  buranın imara açılmasından elde edilecek gelirle Konya’ya su getireceklerini söyledi.

Bu saatten sonra düşünülmesi ve yapılması gereken..

İmara açılan Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsünün adıyla, yer üstü varlık ve değerleriyle  güçlendirilerek başka bir alanda yaşatılmasıdır. Bunu yapmamak ihanet olur. Dolayısıyla siyasetçilerin  bunu konuşması ve yapması gerekiyor.

Kesinlikle yok edilmemeli.

Kaybedilmemeli.