BAKAN ELVAN ADAM GİBİ ADAMDIR

Eğri oturup doğruyu söyleyeyim mi?

Bu satırları yazmak için klavyenin karşısına geçtiğim anda cep telefonumdan Sibel Can’ın o muhteşem sesi ile “DELİ GİBİ SEVERİM SENİ BEN” şarkısını keyifle dinliyordum.

Elimde de mis gibi bir sade kahve.

Oysa önceki gün hala çılgın gibi Reisci olan bir kuaför abim “Adamımım alternatifi yok Uğur abim. 2023 de bizim 2073 de bizim.

Ama ah Reis ah.

Benim bir sade kahve keyfim vardı. Artık onu da içemiyorum. Kilosu ….. şu kadar olmuş” diyordu.

Peki ben bir yanda Sibel Can, bir yanda türüm türüm kokan sade kahvemle niye bu kadar keyifli idim?

Çünkü gazetedeki Haber toplantısında televizyon ekranlarında günün bombası EKONOMİ’deki yeni değişimin yorumları vardı.

Yazı İşleri Müdürümüz Zekeriya Sağlık’tan tüm işçi arkadaşlarımız asgari ücret tahminlerinden zam haberlerine kadar “neyi yapalım, neyi yapmayalım, neyi zaten yapamayız (!)”ları tartışıp duruyorduk. Dahası onlar tartışıyorlar ben seyrediyordum.

Hiç topa girmiyordum.

Onlar dertlendikçe ben keyif alıyordum.

Çünkü ne hikmetse dediklerimde, iddialarımda hep haklı çıkıyordum.

İzninizle 40 yılı aşan gazetecilik hayatımda savunduğum bazı şeyleri tekrarlayayım.

Eğer siz katılmıyorsanız, yanıldığım yerlerde beni düzeltin.

YAZILI BASIN Türk basınında ve Dünya basınında en asil, en yasal yayın organıdır.

SOSYAL MEDYA günümüzün en hızlı, en yalan dolanı bol ama ülkelerin bile yönetildiği haber mecrasıdır.

Amerika’yı yönetenler ülkelerini twitter ile yönetiyorlar.

Peki Türkiye nasıl yönetiliyor?

Vallahi bizde artık Amerika gibi olduk.

Birazcık sosyal medyayı takip edin.

Bugünü bir ay öncesinden görürsünüz. 

Sosyal medyada gördüklerimi size tek tek anlatayım.

Dünden bugünün geleceğini hatırlatayım siz yanlış deyin. (Sıkıyorsa)

……………

Önce Sayın Damat Bey ile yeni Maliye Bakanımız Nebati Beyin İstanbul’da bir pastanede baş başa görüntüleri sosyal medyaya servis edildi. 

Oysa o ana kadar tüm basın özellikle muhalefet kanadı “DAMAT NEREDE?” diye yaygara yapıyordu.

Pastane sohbetinin servis edilmesinin zamanı mıydı?

Sonra Sayın Bakanın perde arkasından ülkenin maliye ve ekonomisini bire bir yönettiği iddiaları yayıldı.

Ardından Sayın Bakan hemşerimiz Lütfi Elvan Beyin Cumhurbaşkanından iznini ile bakanlıktan ayrılmak istediği haberleri el altından yayıldı.

Yaydırıldı.

Daha sonra Sayın Bakanın Cumhurbaşkanımız kürsüde konuşurken bir anlık kendisini alkışlamıyormuş gibi durduğu an ki fotoğraf ve görüntü karesi kamuoyuna pompalandı.

Ardından Sayın Bakan Elvan’ın Davutoğlu ile birlikte yol yürüyüşüne katılacağı dedikoduları yaygınlaştırıldı.

Sayın Bakan Sayın Davutoğlu ile yürür yürümez.      

O kendi tercihidir.

Ama tüm bunlar ile bir kanaldan yayılan ve pompalanan sosyal medya gelişmeleri ile ekonomide bu kritik eşikte önemli olan Sayın Elvan’ı itibarsızlaştırma operasyonu gerçekleştirildi.

Başarılıda oldular(!)

O günlerde kimse Elvan’a sahip çıkmadı.

Konya sahip çıkmadı diyeceğim.

Sonra dönüp kendime soracağım;

“Konya kime sahip çıktı ki?”

“Konya kime sahip çıkar ki?”

…………………..

Şimdi tekrar gelelim paranın başındaki göstermelik de olsa durduğu ve ekonomiyi yönettiği iddia edilen yeni bakanımız Nebati Beye.

Sayın Bakan Elvan Bakan iken kendisi de Sayın Elvan’ın yardımcısı iken ekonominin yeni reçetesini twit atmadı mı?

Ben geliyorum sinyali vermedi mi?

Gece ataması yapılmadı mı?

…………

Hemen ardından sabahın köründe yine bakanı getiren bakanı götüren sosyal medyada çiçeği burnundaki Sayın Bakanı yıpratmak için eski fotoğrafları paylaşılmaya başlamadı mı?

…………….

İster iktidar olsun ister muhalefet maalesef Türkiye’de sosyal medyayı iyi okuyabilirseniz bizde Amerika olduk.

Hatta en nefret ettiğim benzetme “KÜÇÜK AMERİKA” olduk.

Amerika denildi mi aklıma DALLAS dizisi gelir.

Ahlakı olmayan aile yapısı.

Sonra bakıyorum bizim millete son iğrenç Toroslar vakasından sonra Küçük Amerika inşallah büyük Amerika’yı geçmez diye dua edip ağlıyorum.

……………..

Son sözüm;

Sayın Elvan ile ilkokul arkadaşı olmama rağmen aramızda çok yakın dostlarımız olmasına rağmen, Bakan olmadan, hatta hatta vekil dahi olmadan Konya basınında kendisi ile ilgili ilk yorumları yapmama rağmen bir kez bile olsun yakın temasım olmadı.

Ama on yıllar öncesinden yazdığım yerdeyim.

Sayın Elvan adımın kralıdır.

Duruşu vardır.

Akıllıdır.

Çok iyi bir bürokrattır.

Temizdir. Düzgündür.

Allah yolunu açık etsin.

……………

İŞTE KONYA İÇİN YİNE MUHTEŞEM BİR KARE

Baştan beri diyorum ya sosyal medyaya inanmasanız da iyi takip edin.

Geçenlerde fırtınanın koptuğu insanların öldüğü günlerde İstanbul’da idim.

Bir ara sosyal medyada turlarken Başkan Selçuk Öztürk’ün bir paylaşımını gördüm.

Başkan Öztürk, Konya’nın sadece Türkiye’deki değil Dünya markası olan ATİKER markasının genç, istikrarlı, zeki, olgun beyefendi ismi Ömer Atiker ile ülkenin en gelecek vadeden bakanlarından Varank ile birlikte oldukları kareyi paylaşmıştı.

Bu üçlü beni o fırtınada bir anda ısıttı.

Kimseye de bir şey sormadım? 

Selçuk Başkanı arar sorabilirdim “Hayırdır abi?” diyebilirdim.

Yine Sayın Atiker’i arar “Bir mahsuru yoksa Bakan Beyi ziyaretinizin nedenini öğrenebilir miyim? Haber yapabilir miyiz?” diyebilirdim.

Demedim.

Çünkü görünce mutlu olmayı bileceksiniz.

Fotoğrafı okuyacaksınız.

Yeni çalışmalar yeni projeler Konya’ya ve ülkemize hayırlı olsun diyorum o da bana yetiyor.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Yoksulların savaşına terör, zenginlerin terörüne savaş denir

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bazı kavşaklarda yolun en sağındaki trafik ışıklarında sürekli yanıp sönen sarı ışıklarda yani kontrollü geç bölümünde gelip durup yolu şeridi kapatıp aklınca kendisini zeki uyanık sayan trafik akışını durduran bazı dolmuş sürücüleri gibi yapmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.