BAKIŞ AÇILARI: SINIRLAR, ANLAYIŞ VE DESTEK
11 Ekim 2024, Cuma 00:03Evli insanlar kendi ailelerini kurduklarında, genellikle anne babalarının yanlış anlamalarına maruz kalırlar. Birçok ebeveyn, çocuklarının kendilerine artık ihtiyaç duymadığını düşünerek bu durumu reddedilmiş hissetmeye kadar götürebilir. Ancak, gerçek durum çoğu zaman böyle değildir. Evli çocuklar, sadece anne babalarına muhtaç olduklarında onlara gitmek istemezler; kendi ailelerini kurmak, kararlarını vermek ve sorumluluklarını üstlenmek isterler. Yani mesele, sadece ihtiyaç anında ebeveyne başvurmak değil, aynı zamanda yetişkin bir birey olarak bağımsızlıklarını kurma çabasıdır.
Birçok anne baba, çocuklarının bu doğal sınır koyma isteklerini yanlış anlar. Sanki çocuklar onları istemiyormuş gibi algılanır. Oysa burada esas mesele, çocukların kendi sınırlarını çizememesi, yetişkin bireyler olarak kabul edilmemeleridir. Ebeveynlerin her şeye müdahale etmesi, çocuklarının kendi kararlarını verememesi anlamına gelir. Çocuklar bu müdahaleleri sürekli gördüklerinde, hiçbir zaman kendi başlarına cesaretli adımlar atamazlar ve özgüven eksikliği yaşarlar. Karar verebilme yetileri gelişmez çünkü aile ortamında birey olarak kabul edilmemişlerdir.
Bu noktada önemli olan, ebeveynlerin çocuklarına sadece itaati öğretmemeleri gerektiğidir. Çocuklar, kendilerine aşırı müdahale edilen bir ortamda büyüdüklerinde, itaatkâr olmayı öğrenirler ancak hiç kimseye karşı seslerini çıkaramazlar. Çünkü çocukken fikirlerini söyleme ya da bir konuda görüşlerini bildirme fırsatı bulamamışlardır. Bu nedenle, karşılıklı olarak birbirini anlamak ve anlamaya çalışmak çok kritiktir. Ebeveynler ve çocuklar arasında kurulan sağlıklı bir diyalog, her iki tarafın da kendini ifade edebilmesine olanak tanır.
Mesele, çocukların anne babalarına karşı çıkmak ya da onların fikirlerini tamamen reddetmek değildir. Ancak evlilik gibi önemli bir adım atmış çocukların kendi yuvalarını kurarken, bu yuva sağlamlaşsın diye desteklenmeleri gerekir. Eğer evlenmiş bir çocuk hâlâ sürekli anne babasına bakmak zorunda bırakılıyorsa ya da onların her kararına göre hareket etmeye zorlanıyorsa, bu çocuk kendi ailesini hiçbir zaman tam anlamıyla kuramaz.
Sonuç olarak, her aile sunduğunu geri alır. Çocuklarımızın özgüvenli, cesaretli ve kendi kararlarını verebilen bireyler olmasını istiyorsak, onlara bu fırsatı vermeliyiz. Onları anlamalı, yetişkin bireyler olduklarını kabul etmeli ve kendi yollarını çizerken desteklemeliyiz. Sürekli müdahale ile onların gelişimlerinin önüne geçmek, evliliklerine ve kendi ailelerine zarar verebilir. Bu yüzden çocuklarımızı kendi ayakları üzerinde durmaları için cesaretlendirmek ve onlara güvenmek, hem onlar hem de bizim için en doğru yaklaşım olacaktır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.