Balkan Savaşında Batılıların Barbar Tutumları (1)
06 Mart 2017, Pazartesi 07:54Târihte “İngiliz siyâseti” diye bir tâbir vardır. Bunun özü Osmanlı ile Rusya’yı devamlı bir birine takıp savaştırmak, güçlerini zayıflatmak, Rusların Akdeniz’e inmelerine, Süveyş Kanalına müdahil olmalarına mâni olmak, Osmanlıyı da zayıflatıp, parçalayıp, sömürgeler hususunda karşısına dikilmesine fırsat vermemek ve Osmanlı idâresindeki devletleri de sömürgelerine katabilmektir.
Bu baptan olmak üzere Rusların güçlendiğini gören İngiltere ve Fransa Kırım Savaşında bizimle beraber olup Ruslarla savaşmışlar, kısa bir müddet sonrada Balkanları aleyhimize kıyam ettirmiş, Arapları ve Ermenileri isyanlara sevk edip Osmanlıyı parçalamışlardır.
Kırım savaşında güya Osmanlının yanında olan İngiltere 20 sene içinde Türk düşmanı parlamenter Gladstone ve benzerlerinin sayesinde Türk düşmanı kesilmişler ve Balkanların Ermenilerin ve azınlıkların isyanına sebep olup Osmanlının yıkılmasını hazırlamışlardır.(1)
Balkan halkı târihte olduğu gibi, Balkan Savaşı yıllarında da Batı ve Papalığın yardımını alabilmek için, öldüm, yandım bittim havası estirmiş, biri on gösterip Batıya bizi çok kötü satmış, Türklerin kendilerine soykırım uyguladığı propagandası yaptırmış,(2) Batı basını da bu yalanların ve iftiraların aleti olmuş, Türklere yapılan zulüm ve katliamları bile Balkan halkına yapılmış gibi gösterip medyaya intikal ettirmişler ve Batıda Osmanlı aleyhine kamuoyu oluşmasına sebep olmuşlardır.(3)
Osmanlıyı barbar, Balkan Hıristiyanlarını da mazlum ve mağdur gösteren Batılılar, onların esir Mehmedçiklere veya içlerinde kalan Türk halkına yaptıklarını ve hâlâ balkanlarda yapmakta olduklarını hiç görmemiş, güya Türklerin yaptığı Ermeni soykırımını hiç gündemden düşürmeyen Haçlılar, Balkanlarda evlad-ı Fâtihan tâbir edilen Osmanlı artıklarına uygulanan soykırımı hiç gündeme getirmemiş ve getirmemektedirler.
Târihçiler Moğol istilâsını İslâm aleminin en dramatik olayı, Osmanlının Balkanlardan çekilişini de Türk târihinin en dramatik vakıası olarak değerlendirirler. Gerçekten bu savaşta ordunun münhezim durumu, soykırım uygulanan Balkan Türklerinin göçü ve bu göç esnasında yaşanan felâketler, İstanbul’a can havliyle kendini atan insanların aç bî ilaç sokaklardaki sefâleti, İstanbul’a yaralı ve ser sefil dönebilen askerlerin bile memleketlerine gidemeyip birçoğunun sokaklarda ve yollarda can vermesi,(4) Osmanlının 230 senede, yüz binlerce şehit vererek vardığı Viyana önlerinden, yani balkanlardan, kaçarcasına 46 senede çekilişini, 23 milyon km. kare toprağı kaybedip 780 bin km. kareye (1 milyon bile değil)(5) sıkıştırılmamızı düşündüğümüzde, Devlet-i Âliyye târihinin en acıklı, en dramatik olayı diye değerlendirmek yerinde bir tespit olur.
Çünkü bir karış toprak vermemek, her Osmanlı Pâdişahının nihai gâyesi ve hedefidir. Son zamanlarda verilen her karış toprak, her çakıl taşı pâdişahları ve Osmanlı milletini kahretmiştir ama neylersin kaderin önüne geçilemiyor. Çünkü toprak vermek Osmanlının kırmızı çizgisidir. Fransa İmparatoru 3. Napolyon, Osmanlı Hariciye Nâzırı Keçecizâde Fuad Paşa’ya “Girit’i bize satmaz mısınız?” demiş, paşa “hayhay satarız” deyince Napolyon heyecanla “kaça?” demiş.
Fuad Paşa “aldığımız fiyata” deyince bozulmuş. Çünkü Osmanlı Girit’i alabilmek için 25 sene uğraşmış ve 300 bin şehit vermiştir. Ama son zamanlarda içimize düşen fitne ve fesat ateşi bize bugünkü vatanımızdan 30 kat daha fazla bir toprak parçaşı kaybettirmiş, milyarlarca şehide mal olmuş ve Osmanlı adı “Hasta Adam’a” çıkmıştır. Bulgarlar Balkan Savaşında esir olan Mehmedçiklerden binlercesini, Tunca Nehrinin çevrelediği küçük bir adaya aç susuz bırakmış, ölmemek için ağaçların bütün kabuklarını yemişler, L’illüstration gazetesinin muhabiri olayı fotoğraflamış ama Batılı bunları görmezden gelmiştir.(6) Artık 470 yıllık rüya bitmiş, İttihat ve Terakki Osmanlının ipini çekmiş, Avrupalının Çingenesi (celladı) olmuş;
Dipnotlar:
1-Taha Niyazi Karaca, “Büyük Oyun”, Timaş Yay. İst. 2011, s. 104.
2-Geraud Poumaredez, a. g. e. s. 30.
3-Batı basını da bu yalanların ve iftiraların aleti olmuş, Türklere yapılan zulüm ve katliamları bile Balkan halkına yapılmış gibi gösterip medyaya intikal ettirmişler ve Batıda Osmanlı aleyhine kamuoyu oluşmasına sebep olmuşlardır.
4-Dursun Gürlek, “Ayaklı Kütüphâneler”, Kubbealtı Yay. İst. 2011, s. 167.
5-Târih ve Medeniyet Dergisi, sayı 6, s. 8.
6-Nevzat Kösoğlu, “Şehit Enver Paşa”, Ötüken Yay. İst. 2008, s. 169; Ağaçların resimleri, Derin Târih Dergisi Ekim 2012 s. 66-73.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.