BAŞKAN AHMET PEKYATIRMACI’NIN HAYALLERİ, HEDEFLERİ

Bugün yazımıza izninizle Selçuklu Belediye Başkanı Sayın Ahmet Pekyatırmacı ve Selçuklu’nun yeni yüzü ile başlamak istiyorum

Önceki gün Sayın Başkan Pekyatırmacı, Başkan Yardımcısı Ali Düz ve Basın Müdürü Zafer Şahin ve dört gazeteci meslektaşımız ile birlikte yaklaşık 4 saat 45 dakika birlikte olduk.  

Bir araya gelmemizin nedeni kesinlikle Başkan anlatacak biz dinleyecek şekilde bir araya geliş değil idi.

Sadece Başkan ile sohbet idi.

Ama karşımızda başkan olurda biz gazeteciler Selçuklu’yu konuşmaz olur muyuz?

İnanın en az 4 saat Selçuklu’nun bugünü yarını ve Balkanlar’dan Türk Cumhuriyetlerine Selçuklu’nun izlerini konuştuk.

Bu sütunlarda birkaç defa yazdım.

Ahmet Başkanı son beş altı aydır tanıyamıyorum.

Başkanı takip edemiyorum.

Bunu fark ettiğim anlarda Türkiye erken seçim gündemi bile yoktu.

Ama Ahmet Başkan sanki bir yerlerden düğmeye basmıştı.

Başkanın o koltuğa oturduğu ilk günlerden bugüne Ahmet Başkanı tanımakta mümkün değildi.

Başkanın kilosundan giyim tarzına her şeyi sıfırdan değişmişti.

Başkan çok hızlı bir şekilde kendisin geliştirip yeniliyordu., her karşılaşmamızda bir adım daha öteye, bir adım daha öteye yelken açıyordu.

Ahmet Başkan yazın yazmayın demedi ama iki yıl çerisinde Selçuklu ilçesinin tanınamayacak şekilde gelişimini özetliyordu.

Mesela Selçuklu sınırları içerisinde öyle bir kültür vadisi çizdi ki Konya’da bir gece dahi gecelemeyen yerli yabancı turist en az iki günü Selçuklu’ya ayırmak zorunda kalacaktı.  

Gerçekten Başkanın hayallerini ve hedeflerini buradan yazıp pişmiş aşa su katmak istemiyorum.

Ama Başkan dediklerini yaparsa gerçekten bugün için yanılmıyorsam 50 şehirden büyük olan Selçuklu 60 ilden mi 70 ilden mi daha büyük olur orasını bilemem.

Ahmet Başkan Selçuklu’nun vizyonunu çok büyütmüş.

Mesela Selçuklu’da bir sanayi sitesi organize sanayi bölgesi istemiyor.

Selçuklu tamamen Üniversiteler ilçesi konutları insanları yaşayanları ile çıtayı çok çok yükseklere çekmeyi istiyor.

Selçuklu Belediyesi’nin başta Balkanlar olmak üzere Orta Aszya’ya kadar olan bölgelerde imzasını atmak arzusunda.

Başkan Balkanlarda Bosnalı bir gencin su gibi Türkçe konuşmasına, Kur’an-ı Kerim’i çok güzel okunmasına şahit olunca sormuş.

Genç kendisine bu soruyu soran kişinin Selçuklu Belediye Başkanı olduğunu bilmeden “Ben Selçuklu Belediyesinin sınıfında öğrenci idim. Türkçeyi de Kur’an-ı Kerim’de orada öğrendim” deyince başkan gözyaşlarını tutamamış. 

Sayın Başkan bunu bizimle paylaşırken gözleri yine doldu kelimeler boğazında düğümlendi.

Yani iş sadece bina yapmak bahçe yapmak göl gölet yapmak değildi.

Selçuklu Belediyesinin kulakları çınlasın ilk Belediye Başkanı İsmail Öksüzler’den Adem Esen’e, Uğur İbrahim Altay’dan, Başkan Ahmet Pekyatırmacı’ya hep şanslı ve ballı bir yönü vardı.

Bence bu şans bal değil gerçek güçte HAFIZA en önemli unsurdu.

Ne demek mi istiyorum.

Bir Belediyenin hafızası olmazsa yaptığı işler suya yazı yazmak gibi olur.

Akşam birlikte olduğumuz eski gazeteci dostumuz Sayın Başkan Yardımcısı Ali Düz bu dört güzel başkan ile de çalışmıştı.

Şimdi anlaştık mı?

…………..

Başta Başkan Sayın Pekyatırmacı olmak üzere tüm Selçuklu belediyesi çalışanlarına bundan sonra ki hayatlarında da üstün başarılar dileriz.      

BU ŞEHİRDE EN TİTİZ ÇALIŞAN

VE EN MASUM KESİM POLİS OLUYOR

Sizde çok iyi biliyorsunuz ki hep sokakta yaya olarak tramvayda dolmuşta yolcu olarak zaman zamanda direksiyonda sürücü olarak oradan oraya uçmaya çalıştığımız için şehrin çekilmez hale gelen trafiği ile iç içe oluyoruz ve artık bu işten de zevk dönemini yaşıyoruz. 

Biz gördüklerimizi yazıyoruz.

Siz okurlarımız çektiklerinizi bize iletiyorsunuz.

Ve Emniyet Teşkilatının mensupları da bire bir bizi izliyorlar.

Zaman zaman bilgi veriyorlar.

Zaman daman yapılacak çalışmaları paylaşıyorlar.

Mesela trafikte benim de son derece canımı sıkan plakası dahi olmayan yapma bozma motorlarla hurda kağıt toplayan araçlar için rahat olun Konya polisi 24 saat takipte imiş.

Yunus ekipleri ile Şahinler 24 saat belirli saatlerde belirle bölgelerde tamamen bu konu üzerinde çalışıyorlarmış.

Fakat bu araçlar öyle bir toplama araçlarmış ki üç dört motordan bir motor yapılıyormuş

Ve sıkı durun dün yazmıştık.

Hani şu bin bin sürücüleri uyarılıyordu ya.

Çok yakında kurallara uymayan bin bin sürücülerine cezai işlem uygulamasına geçilecekmiş.

Ne kadar mı?

En az 420 TL.

……………

YAŞASIN TÜRK POLİSİ.

……………….

Polis Müdürleri ile görüşüyorum.

Trafiğin teşkilat içerisinde ki en yetkili isimleri ile dertleşiyorum.

Elbette şehri yöneten büyüklerinize büyük ve acil görevler düşüyor.

Ama bir müdürümüz öyle güzel bir teşhis koydu ki.

Konya trafiği üzerine konuştuk…Konuştuk…Konuştuk.

Müdürüm en sonunda dedi ki;

“Şöyle bir gerçek var.

Konyalı trafikte kendi kültürünü oluşturmuş.

Bunu değiştirmek gerçekten çok zor”

……………..

İşte gerçek acı nokta bu.

Biz dolmuşa bineriz.

İnmek için dolmuş durağını beklemeyiz.

“İnecek var” deriz.

Dolmuş durur tam da ya evimizin ya da dükkanımızın önünde.

Bizde ineriz.

Bir 4x4 jeep sahibi bile lüks aracını oto parka koymaz yolun en sağına ya da aracın yarısını tekerleri ile kaldırıma çeker orada bırakır. 

Çünkü bizim zenginimizde oto parka para vermeyi pek sevmez.

Yayamız için kırmızı ışıkta beklemek resmen enayiliktir.

Araçların önünden tavşan gibi zıplamayı maharet sayarız.

Yaya üst geçitleri kullanmak bizim için büyük zulümdür.

Mesela bizim Pazar kültürümüzde semt pazarlarına bile utanmasak aracımızı salatalık domates kasalarının önüne kadar süreriz.

Yol olsa araçtan yürümeden alış veriş yapmak isteriz.

………….

Tabi ki bunları yapanlarında yaptıkları yanlarına kar kaldığı için düzgün yasal insan olmak geri zekalılıktır.

Biz Konyalıyız.

Hepimiz akıllıyız.

O zaman.

Demek ki bizim trafik kültürümüz bu.

Yapacak bir şey yok.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İnsan üç kere doğarmış. İlki annesinden. İkincisi 18 yaşında. Üçüncüsü tercilerinden

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Yağcılığı ve yalakalığı bıraktığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.