BATININ ÇİZGİSİNDE DÜŞÜNENLER (1)
09 Aralık 2020, Çarşamba 09:22Roma ,Bizans ve Eski Yunan artığı batı medeniyeti.! Erişmiş olduğu teknik güce rağmen insanlığın yok edilmesi mevzuunda tam bir otomasyon görevi yürütmektedir. İnsana değil makineye özel önem veren bu zihniyet insanlığa dirilişi ve huzuru sunmaktan ziyade düşmanlık ve egoizmi çekişmeyi yok etmeyi öldürmeyi gaye edinen sistemiyle bugünkü başımıza musallat olan belaların büyük müsebbibi olarak temsil ettiği kanlı medeniyetin Kabil postunda oturmaktadır.
Kabil postunda taht kuranların, iddia ettiği gibi insanlığa huzur vereceğini beyan edenlerin dünya üzerinde ki uygulamalarına baktığımızda, dar kalıp ve bağnaz bir ölçünün Hıristiyanlık misyonerliği kapsamında sadece kendini ihtiraslarıyla yaşatan argümanlara odaklanan, ölümü ve öldürmeyi birinci planda uygulayan, dar kalıpların cenderesine sıkıp kalıp, ateizmin ekolünde reçeteler sunan fikirlerine güvenerek, aklı putlaştırıp dini hüviyet ne varsa tüm kavramları reddeden ve maddi sömürü planına mükemmelen bağlı kalarak insanlığın baharını hep kış kıyamette tutmayı yeğleyen kısır anlayışıyla çelik kalelere hapsettiği zihniyetiyle, basiret mevhumunu yitiren batı kapsülü kabil postunda hala direnmenin icraatıyla, son kullanma tarihi insani ölçülere göre sona ermesine rağmen Mekkeli müşriklerin inat damarıyla köklerine tutunmaya çalışmakta, lakin insanlığın can suyunu da tutunmaya devam ettiği müddetçe bu gidişle kurutacağa benzemektedir.
Vahşet kan kin ve işkence işgal ve sömürü edinme gayesi batıyı insanlığın ölçüsünü elinde tutma reklamına rağmen iflas etmiş hatta kendi icraatları ile kendilerini çürümüştür. Açtığı dünya savaşları ile sömürü yarışını acımasız yok edişle insanlığa olan kin ve nefretini tescil eden batı, sözde bilim ve tekniğin insanlığa yararı şeklinde kullanma tarzında değil de öldürme tarzında kullandığından artık tüm dünyanın bundan kurtulması zamanı gelmiştir. Şu son dönemlerde yaşadığımız olaylara bi bakın dünyamızı tehdit eden, yaşam alanlarını yok eden çevreyi kurutan havadaki atmosfer değerlerini dahi tehlike altına alan hep batının hırs ve sömürü kaynaklı uygulamaları değil mi?
Ürettikleri covid-19 virüsünü bilerek insanlığı yok etme ekonomik dengeleri bozma ve dünyayı üç beş ailenin geleceği için tehlikeli bir boyuta sürükleme nasıl bir aklın ürünüdür. Bir yılı aşkındır saldıkları korku tüm geleceği sanki paranoyaklık karamsarlığına yol açmış insan kendi kendinden bile şüphelenir duruma gelmiş, her gün medya aracılığı ile verilen demeçlerle hayat bir zindana dönüştürülmüştür. Dünya Sağlık Örgütü denilen teşkilatı da istedikleri gibi kullanan üç beş ailenin baskı ve tahakkümü ile önceden senaryosu oluşturulan korku endişe imp. luğu hezeyanları, şimdi de aşı üretme konusunda birbirinden farklı senaryolar oluşturarak, güvenilirlik gibi bir mevhumu tamamen yok etmeye ve kendine olan güvenilirlik gibi bir farkında lığı devamlı kaybettirmeye matuf uygulamaların mimarı olarak azgınlığına her gün bir yenisini ekleyerek şeytani hilelerini sürdürmektedir. Aslında batı kendi geleceği için de en büyük tehlikenin yine kendisi olduğunun farkında lakin şuursuzca düşmanlık tohumlarını ekmeğe ve yok ediciliğini kullanarak kendi sonunu da hazırlamaya devam etmekte kararlı görünmektedir.
Burada asıl düşünülmesi gereken, halkının çoğunluğu Müslüman olan toplumlarda, halkın batı ile ilgili olan bu körü körüne yanlışa olan inanış, düşünüş ve ilanihaye bu yanlışı görme konusunda göstereceği tutum ve kararlılık ve asla bu hayat ilkelerini benimsememe gibi olası bir durumu olmasına rağmen, maalesef çoğunluğun tepki göstermemesi ve kendini geliştirmemesi ve hatta uydum kuru kalabalığa felsefesiyle sanki oluşan hayat düzeyi böyledir gibi yaygın bir kanaat anlayışına sahip ve teslim olup, vurdumduymazlığa bürünmesi ki insanı üzen ve asıl yanlış olan bu olmasına rağmen hala inatla direnenlerin ve savunanların bulunmasıdır..
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.