BAYRAK SEVGİSİ (1)
23 Nisan 2018, Pazartesi 08:33Bayraklar, milletleri temsil eden sembollerdir. Hâkimiyet alâmetleridir. Hangi milletin bayrağı ise, o milletin şerefi, onuru, namusu, kutsal kabul ettiği her şeyin alâmet-i fârikasıdır. Bu sebeple bayrağa hakaret, sahibi olan millete hakarettir. Bayrağa yapılan saygı ve ihtiram, o millete yapılmış sayılır. Maddî açıdan bakınca, yarım metre bezdir ama, manevî değeri ve fazileti çok büyük, ulvi ve kutsal olduğu için ona paha yetmez. Onun için ölünür, canlar feda edilir. Çünkü o bir milletin topyekûn özü, cevheri ve mayası kabul edilir.
Ortaçağda kullanılmaya başlanan bayrak, Türkçe bir kelimedir. Divan-ı Lüğati't Türk de “Batrak” olarak geçer. Peygamber Efendimizin ilk bayrağı, Hicret esnasında Medine’ye girerken, sarıktan bozup yaptığı beyaz bir bez olmuş, daha sonra çeşitli renkleri kullanmıştır.
Genel manada dünyada üç çeşit bayrak vardır:
1-Hilâl dediğimiz ay ve yıldız motifleri ile süslenmiş bayraklar. Umumiyetle Müslümanların bayraklarıdır. Bugün Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Doğu Türkistan, Pakistan, Tunus, Cezayir, Moritanya gibi birçok Müslüman devletin bayraklarında olduğu gibi.
2-Üzerine Haç işareti olan, veya teslisi (ekanim-i selâse) üçlü bir inanç sisteminin tezahürü olan üç çizgili, üç renkli bayraklar. Bu bayrakları da Hıristiyanlar kullanmaktadır. Çoğunluğu Avrupa’da olmak üzere 16 bayrakta Haç vardır, 25 ten fazla bayrakta da üç renk veya üç çizgi vardır.
Malum olduğu üzere AB bayrağı mavidir ve üzerinde 12 yıldız vardır. Bu yıldızlar Hz. İsa’nın 12 havarisini, aynı zamanda Hz. Meryem’in tacını simgeler.(1)
3-Bu iki dinin mensuplarının dışındaki milletlerin kullandıkları bayraklar. Bunlarda değişik renkler ve figürler içerir.
Görüldüğü üzere Haç, Hıristiyan âlemini, Hilâl’de, İslâm âlemini sembolize etmektedir. Tarihte bu iki gücün kavgası hiç bitmemiş, günümüzde devam ediyor, her halde kıyamete kadar da sürecektir.
Şanlı bayrağımızdaki ay; şekliyle değil, ismiyle rumuz olmuştur. Şekliyle olsa, en parlak olduğu dönem olan dolunay şeklini benimsememiz gerekirdi. Hatta bazıları; “Türkler bitmek, tükenmek üzere olan ayı yani Hilâli sembol almışlar. Bu da devletlerinin bitmek üzere olduğuna delildir” gibi mesnetsiz fikirler ortaya atmaktadırlar. Ay eskiyince küçülür ama, bizim benimsediğimiz “Hilâl” yeni aydır. Taze, genç, dinç, güçlü, kuvvetli, büyümeye müsait ay’dır.
Türkler tarihte 16’sı büyük, yüzlerce de küçük devlet kurmuşlardır. Ayın ahvâlinde olduğu gibi birisi batarken, başka bir Türk ve Müslüman devleti tarih sahnesine çıkmıştır. Arap atasözünde denir ki; “Her kemâlin bir zevali var” Devletlerde böyledir. Kemale erince zevali başlar. Önemli olan batıp çıkabilmektir. Hilâl gibi yeniden ve daha güçlü, daha gürbüz doğabilmektir. Temeli takva ile atılan Osmanlı Devlet-i, “Devlet-i ebed-müddet” felsefesiyle kıyamete kadar devam edecek bir devlet düşüncesiyle kurulmuş, Osmanlı küçülmüş zevali yaklaşınca, yerine yeni ve büyümeye elverişli Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur.
Hilâl kelimesi ile, Allah kelimesindeki harfler aynıdır. İkisinde de harflerinden müteşekkil, hiç ilâve yapmadan Allah da, Hilâl de yazılabilir.
Bu harflerin Ebced hesabıyla(2) değerleri de yine aynıdır. Her ikisindeki harflerin toplamı 66 tutmaktadır.
Demek ki; Allah=Hilâl.
Peki yıldız ne manaya geliyor? Bir rivayete göre bir gün Peygamber Efendimiz, Cebrail’e “yaşın kaç?” diye sorar. Cebrail bir yıldızı göstererek: “Ben yaşımı bilmem ama, şu yıldız her 70 bin senede bir parlar. Ben bu yıldızın binlerce defa parladığını gördüm” buyurur. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz: “O yıldız benim” der. Hz. Peygamber bir hadisinde ashabının da her birinin bir yıldız gibi olduğunu buyurmuştur.(3)
Keza Necm Sûresinde üzerine yemin edilen yıldızın da Hz. Peygamber olduğunu, onu remz ve sembolize ettiğine, Hasan Basri Çantay ve Ömer Nasuhi Bilmen gibi âlimler işaret etmişlerdir.
Dolayısıyla; Hilâl’in Kelime-i Tevhidi anlattığını, yani Allah ve Resûlünü temsil ettiğini söyleyebiliriz.
Dipnotlar:
1- Banu Avar, “Hangi Avrupa”, Truva Yay. İst. 2008, s. 321.
2- Arap Alfabesindeki her harfe, Aritmetik bir kam verilip, ona göre hece ve kelimelerden
tarihler ve manalar çıkarılması uygulamasına denir. Fazla bilgi için bkz: İskender
Papa, “Ansiklopedik Divân Şiiri Sözlüğü”, Kapı Yay. İst. 2007, s. 128.
3 - Zafer Dergisi, sayı: 145, s. 26.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.