Bayram gelmiş neyime!

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü; Türkiye'de, basın emekçilerinin sosyal ve ekonomik haklarını güvence altına alan 212 Sayılı Basın Yasası'nın 1961'de yürürlüğe girdiği gün olan olarak kutlanıyor.

Peki önce bayram sonrasında gün olarak kutladığımız 10 ocak çalışan gazetecilerin gerçekten sosyal güvencelerini ve ekonomik haklarını veriyor mu?

Hayır.

Kocaman bir hayır çünkü; sahada olan gazeteciler haricinde tüm patronlar, yazarlar da çalışan gazeteci statüsüne girmiş durumda. Bırakın bir gün çalışanların yani bizlerin olsun. Diğer 364 gün zaten sizin günümüz olarak biliniyoruz. O günümüze de sahip çıkmayın.

Sosyal haklarımız bugün sadece basın kartı olanlara veriliyor. Örneğin yıpranma payı. Yıllardır bu işi yapan sahada çalışan ve basın sigortası olanlar basın kartı olmadığı için yıpranma alamıyor. Yıpranma alamadığı içinde erken emeklilik hakkını kazanamıyor. Bir tek rengi bugün sarı bile olmayan bir kart yüzünden bunca emeğin çalındığını söylesek hata yapmış olmayız.

Bunun yanında basın sigortası olan EYT’liler bulunuyor. Bari basın sigortası olan basın kartlı veya basın kartsız hepsini günü dolduğunda emekli ediniz.

Emekli ediniz ki, iletişim fakültelerinden çıkanlar da iş bulsun. Polis yada sözleşmeli asker olmasın. Başka sektörlerde iş aramasın.

Bir de iletişim fakültelerini birkaç dönemliğine kapatın. En az 8 sene mezun vermesin ki, bu sektörün işsizliği de ortadan kalksın.

Patronların iki dudağı arasında şartlar bu çalışırsan çalış mantığı da ortadan kalksın.

Daha iyi şartlarda çalışan gazetecilerin günü gelecekte hiç olmayacak gibi görünüyor. İnternet haberciliğinin yayılması ile haber yap mantığı ortadan kalktı ve kopyala yapıştır gazeteciliği başladı. Bunun da sağlıklı bir şekilde gitmeyeceği kesin.

Bütün bunları ve daha birçok sorunu ortadan kaldıracak vicdanlı kanunların yürürlüğe girdiği dönemlerin gelmesi ümidiyle.

Sağlıklı kalın, hoşçakalın…