BEDESTEN’DE TİCARET
29 Temmuz 2022, Cuma 00:00Bedesten Çarşısında bulunan dükkana girmeden kapısından içeriye baktım. İçeride birkaç bayan müşteri vardı. Tezgahın üzerinde de önceden kesilen ve ambalajlanan kumaşları almak üzere dükkana hızlı adımlarla girenler, çıkanlar vardı.
E, biraz bekledim kapının dışında.
Bedestenin elli yıl önce tanıdığım en kıdemli ve en şık esnafı Ahmet abi beni kapının dışında bekler vaziyette görünce içeriye buyur etti. O arada dükkana girip çıkanların sayısı da artmaya başladı. 20-25 metrekare büyüklüğündeki dükkan müşterilerine hizmette zorlanıyordu.
İçeriye son giren aile dikkat çekiciydi. Dikkat çekmeleri yabancı olmalarındandı. Konya’ya gezmek için Hatay Dört Yoldan gelmişler. Orta yaşın üstünde bir anne . Annenin yanında iki kızı ve ikide torunu vardı. Elbise diktirmek için kumaş aldılar. Hatay Dört yol ve Konya. Hatay metre işi kumaş çeşidinde bu ülkenin en zengin bölgelerinin başında gelir. Demek ki Konya Bedesten Çarşısı da bir hayli zengin bu konuda.
Ahmet abinin dükkanında kalabalık bir türlü bitmeyince sıkılmaya başladım. Ayrıca bize de sıra gelecek gibi değil. Ahmet abiye” ben 15-20 dakika sonra gelirim” diyerek, dükkandan ayrıldım. Valilik binasının arkasında bulunan Merkez Çarşısı’na gittim. Oradan da tanıdık bir dükkandan birkaç parça bir şeyler almam gerekiyordu. O dükkanda ilki kadar olmasa kalabalıktı.
İlk gittiğimiz dükkana dönmeden Bedesteni turladım. Gördüğüm bütün dükkanlar hareketliydi. Müşteri bolluğu yaşanıyordu.
Dönüp dolaşıp Ahmet abinin dükkanı yeniden geldim. Kendisi bana iki parça pantolonluk kumaş beğenecek ve o kumaşları de işine güvendiği bir terziye diktirecek. Konfeksiyon işi bizi bozuyor bu arada. Vücudumuza bir yerlerden rahatsızlık vermeye başladı çünkü.
Birkaç saat sonra zor kötek iki adet pantolonluk kumaş alabildik. Terzi çağırıldı. Ölçümüzü aldı. Terzi iki pantolonun teslimi için 10 Ağustos’a gün verdi. Buna da şaşırdığımı söylemeliyim. Ben bir kaç gün sonra teslim alabileceğimi sanıyordum.
Önceki günde Mevlana civarında bir işim vardı. Dönüşte Bedesten Çarşısına uğrayıp Ahmet abiye selam verdim. Bundan maksadım daha çok çarşıyı görmekti. Acaba çarşı gittiğim ilk günkü gibi miydi? Dükkanlarda müşteri bolluğu mu yaşanmaktaydı?
Söyleyelim.
Farklı değildi.
Bedesten Çarşısı gittiğim ilk günkü kadar kalabalıktı. Dükkanlarda da haliyle müşteri bolluğu yaşanmaktaydı.
Köy kıyafetli bir kadın girdi dükkana. Yanında da 10-12 yaşlarında bir kız çocuğu vardı. Annesi metre işi kumaş beğenirken çocukla birkaç kere göz göze geldik. Annenin de çocuğunda yüzleri, gözleri yanıktı. Bizim topraklardan olmalıydılar. Çocuğa sordum çekinmeden nereli olduklarını. Bize yakın köylerden birisindenlermiş meğer.
Biz çocukla sohbet ederken annesi birkaç parça kumaş aldı. Sonra cebinden bir tomar 200’lük çıkarıp, aldığı kumaşların parasını ödedi. Bu kadar tomar para, harman parası olmalıydı. Sonra anne kız aldıkları kumaşları diktirebilecekleri terzi tarifini sorup aldıktan sonra dükkandan ayrıldılar.
Biz dükkandan ayrılmak üzereyken anne kız olduğu anlaşılan iki müşteri daha girdi dükkana. Önceden aldıkları kumaşları diktirebilecekleri kadın terzisi bulamamışlar. Buldukları terziden birisi iş yoğunluğu sebebiyle müşteriyle bile görüşmüyormuş. Bir başkası da dikim ücreti olarak 1000 lira istemiş.
AVM’lere yenilmeyen Bedesten’de ticaret şaşırtıcı biçimde üstünlüğünü muhafaza ediyor. Gene bir çok işyerinin aksine Bedesten şaşırtıcı bir biçimde iş yapıyor ve para kazanıyor.
Şaşırdığımı söylemeliyim.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.