BENCE TARIM ARTIK KANDIRMACA

Hafta sonu nasıl geçti anlayan bir adım öne çıksın.

Konya olarak hiç de alışık olmadığımız bir hafta sonu yaşadık.  

Çevre Bakanı Murat Kurum’un katıldığı törenlerden, MHP’nin gerçekleştirdiği “Adım Adım, İl İl Anadolu Programı” na, CHP, DEVA ve Gelecek Partisi’nin çalışmalarından SP’nin ziyaretlerine kadar tek kelime ile haber bombardımanı ve gelişmeler vardı.

Bakan Kurum’un Konya merkez olmak üzere ilçelerdeki tüm faaliyetlerini zaten sosyal medya aracılığı ile dakika dakika takip ettiniz.

Şimdi cumartesi sabahından pazartesi sabahına 72 saat sonra bu durumu analiz etmenin sayfa doldurmaktan başka bir anlamı olmaz.

Bu programlar için Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın muhteşem organizatörlüğüne dikkat çekip noktayı koyalım.

Çünkü Uğur Başkan Bakan Kurum ile sadece açılışlar törenler yapıp nutuklar atmadılar.

Konya’nın gelecek yılları için tarihi projeleri için kapalı kapılar ardında adeta noktayı koydular.

…………..

MHP programı ile ilgili olarak İSE bize yine diğer meslektaşlarımızdan ulaşan bilgilere göre organizasyonun güzelmiş.

Katılımcılar konuklara soru cevap şeklinde sıkıntıları not alınıp genel merkeze iletileceklermiş.

Yani hangi ilde ne sorun varsa direk Devlet Beyin masasına konulacakmış.   

İsterseniz biz resmiyetten uzak vatandaşın gündemi ile yerel konularımıza dönelim.

ULUIRMAK YOLUDA GÜZELLEŞECEK

Oradan oraya derken bizde şehri turluyorduk.

Uzun süredir geçmediğimi fark ettiğim Uluırmak yolunda çok güzel bir yol genişletme ve peyzaj çalışması vardı.

Cumartesi günü trafik yoğun olduğu için yol tek şenide düşüyor ve trafik akışı zar zor güç bela yapılıyordu.       

Ama sıkıntı bitince bu yolda köklü bir rahatlama olacağını da şimdiden görebiliyorduk.

İNŞALLAH HATIP YOLUNDA KAN AKMAZ ARTIK

Dün bir arada da Hatıp yolunda idim.

Burada da Büyükşehir mi yapıyor Karayolları bir işaret göremedim ancak yine yolun ikiye bölünmesi ve kaldırım çalışmaları tam gaz sürüyordu.

Malum bu yolda onlarca kaza oldu.

Dahası aile boyu hayatlarını kaybedenler oldu.

O zaman bu yolun Karayollarına ait olduğu bize bildirilmişti.

Bu yolu şimdi Karayolları yapıyorsa o zaman bunda da en büyük katkı İl Başkanı Sayın Hasan Angı’nındır.

Biz bu noktada bu işe tüm vesile olanlar ile yapılanlara insanlarımız adına teşekkürlerimizi iletiyoruz.

ALLAH AŞKINA BİR YETKİLİ BUNU BİZE AÇIKLAMALI

Bize inanarak yıllarca takip eden dostlarımız bilirler ki en az girip çıkmaya çalıştığım alan tarım sektörüdür.

Çünkü bu konuda temelden bir bilgi sahibi değilimdir.

Bilgilerim ya da konuştuklarım sadece inandığım insanların bana aktardıklarıdır.

Geçtiğimiz hafta sonu tarım sektöründe kendisini mükemmel yetiştirmiş genç, pratik zekalı, akıllı dostum İsmail Özkan ile Türk tarımının ARGE çalışmaları başta olmak üzere Avrupa standartlarındaki kuruluşlarından ALP TARIM’ da idik.

ALP Tarımın Beyni Alptekin İlgin Beyin misafiri idik.

Bir ara Selçuk Üniversitesinden Prof. Dr. Süleyman Soylu, Dr. Mithat Direk hocalarımız ve Ziraat Fakültesi öğrencileri tesislerde incelemeler yapmak üzere geldiler.

Üniversite heyeti gittikten sonra Alptekin Beye Türk tarımı, Konya’da tarım politikası, gıda ürünlerimizin geleceği, Dünya’da bu işler nasıl oluyor gibi sorular sormaya başladım.

Alptekin Bey bir ara kuru fasulyeden bir örnek verdi.

Anlamadım.

Bir daha anlattı.

Yine anlamadım.

Alptekin Bey benim nasıl bir mal olduğumu anladı ki ayağa kalktı yanında bulunan çalışma masasına renkli kalemler ile yazarak anlatmaya başladı.

Anlamayla çalıştığımı size aktarayım mı?

Kanada ile bizim Mersin limanının arası 11 bin kilometre imiş.

Kanada’da ki tarladan yüklenen kuru fasulye limana gelinceye kadar belli bir ödeme yapılarak limana geliyormuş.

Sonra Kanada’dan yola çıkan gemi belli başlı limanlara uğrayarak bizim Mersin limanına gelirmiş.

Buradan da karayolu için belli bir ücret ödenerek mesela Konya’ya gelirmiş.

Bütün bu on binlerce kilometre yol Kanada’dan bu topraklara gelinceye kadar verilen emek sonunda Kanada kuru fasulyesinin maliyeti bizde 8 TL imiş.

(Buna son rekor kırarak artan kur dahil. Kur enflasyonu öncesi bu rakam daha da aşağılarda imiş.)

Peki bizim Türk çiftçisinin alın teri dökerek nasırlı elleri ile ekip ürettiği kuru fasulye kaça mal oluyormuş? 

8 TL.

…………

Nasıl yani Kanada’dan buraya gelen her türlü üretimden nakliyeye fasulyenin maliyeti 8 TL.

Bizim Konya’da üretilen fasulye yani diyelim ki Çumralı çiftçide 8 TL ye satıyor.

………..

Sizce bu doğru mu?

Sizce bu mantıklı mı?

Sizce bunun izah edilen bir yanı olabilir mi?

Bu matematik mi?

………..

Sizde benim gibi saf saf (Benim ki biraz salak salak oluyordu da ) “yok olmaz” diye haykırın.

Vallahi o gün ben olmaz diye şeyimi yırttım.

Sonuç bu.

Bence buradan şöyle bir yorum yapabiliriz.

Demek ki Kanadalı çiftçi bu sofralarımızın olmazsa olmazı kuru fasulyeyi sıfır maliyet ile üretip, üstüne üstelik de 11 bin kilometre önce karayolu ile sonra deniz yolu ile sonra tekrar kara yolu ile getirip bize aynı fiyatta satabiliyor. 

İşte Türk tarımının benim için yeni bir gerçeği.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Kuş, konduğu dalın kırılmasından korkmaz; çünkü güvendiği dal değil, kendi kanatlarıdır ·

NE ZAMAN ADAM OLURUZ? 

Hafta sonları yoğunlaşan düğün konvoylarının sürücüleri Sille yolunda yolu çift şerit kapatarak bunun güzel ve eğlenceli bir iş olmadıklarını anladıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.