BERAT GECESİ -3
01 Haziran 2015, Pazartesi 00:00Peygamberimiz bu gece hakkında şöyle buyurur: "Şaban ayının on beşinci gecesine ulaştığınız zaman, o geceyi ibadetle ihya edin ve gündüzünü de oruçla geçirin. Çünkü Allah Teâla o gece güneş doğuncaya kadar dünya âlemine rahmet nazarıyla tecelli eder, ve buyurur ki; İstiğfar eden yok mu, mağfiret edeyim. Rızık isteyen yok mu? bol bol vereyim. Dert ve musibetlerden kurtulmak isteyen yok mu şifa vereyim. Başka dileği olanlar yok mu, dileklerini kabul edeyim"([1])
Hz. Aişe Validemiz şöyle buyurur: “Hz. Peygamberi Ramazanın dışında hiçbir ayı tamamen oruç tuttuğunu görmedim. Yine O’nun hiçbir ayda, Şaban ayından daha fazla oruç tuttuğunu da görmedim.”([2])
Yine Hz. Aişe’den rivayet edildiğine göre bu mübarek Berat gecesinde Hz. Peygamber şöyle dua etmiştir: “Allahım! Azabından affına, gazabından rızana sığınırım. Senden yine Sana sığınırım. Ben seni senin kendini övdüğün gibi övemem”([3])
Merhum Hacı Zihni Efendi "Kitabüs Salât" isimli eserinde "Cuma gecesi haftalık, Berat gecesi senelik, Kadir gecesi de ömürlük günahları yok eder" diye yazmaktadır.
Bu gecenin kadr-ü kıymetini merhum şairimiz Arif Nihat Asya da şöyle dile getirir:
Her mümine bir kutlu berattır verilen
Nimetle huzurdur, hayattır verilen
Bilsen ne cömert olur bu gökler pazarı
Üç (Yasin) e üç çift kanattır verilen
Gerçekten bu geceler çok kıymetli ve değerli gecelerdir. Yaratıcının kullarına verdiği, önlerine serdiği en büyük fırsat ve ruhsatlardır. Az ibadetle çok ecirlerin alındığı manevi pazarlardır.
Bazı kullar var; kendini yaratan, enva-i çeşit nân-ü nimet veren Rabbi ile günde beş defa bağlantı kurar. Yani beş vakit namazını kılar, duasını eder, devamlı frekans bağlantısı halindedir. Bazı kullar var bunu haftada bir yapar. Bazıları var bunu senede birkaç defa ancak yapabiliyor ki bu mübarek geceler vesilesiyle oluyor. Bunlardan tabii ki en makbulü birincilerdir.
Kıyamette Cenâb-ı Allah: Kulum ben sana can-kan, mal-mülk, evlad-ıyal, sağlık-sıhhat... birçok şey verdim, sen benim için ne yaptın dediğinde kul; Rabbim! Fazla bir şey yapamadım ama; eşimle, sevgilimle, evlât ve ıyâlimle günde beş defa bağlantı kuramadım, telefon edemedim, hâl hatır soramadım ama, Zatına günde beş defa müracaat ettim, huzurunda en şerefli uzvum olan alnımı ta yerlere kadar eğdim, topraklara tozlara sürttüm, senden irtibatı hiç kesmedim ve senden devamlı ümit var oldum derse her halde Rahman ve rahim olan Allah’ın muamelesinin ne olacağı belli.
Ama Yaratıcısını haftalık, aylık, yıllık hatırlayanların şansı ve beklentisi her halde bu kadar ümitli ve güvenli olamaz. Ama her şeye rağmen ateistler ve inkârcılar düşünülürse o da bir erdemliliktir.
Bu mübarek gecelerde illa şu şu ibadetler yapılır diye kuvvetli delillere dayanan rivayetler yoktur. Allah ve Resûlü bu gecelerin ihya edilmesini, Yaratanın hatırlanmasını, O’nunla irtibat kurulmasını istiyorlar, bu ne şekilde olursa olsun. Tövbe etmek, kaza ve nafile namazlar kılmak, Kur’an okumak, zikir yapmak, dua etmek, tövbe etmek, nefis muhasebesi yapmak, tefekkür ve tezekkürde bulunmak şekillerinde olabilir.
Mümin kardeşlerimin kandilini tebrik eder, özellikle âlem-i İslâm’a hayır ve mutluluklar getirmesini Yüce Rabbimden niyaz ederim.
Dipnotlar:
1-“et-Tâc”,c.2,s.107.
2-Buhârî,Müslim,Ebû Dâvûd,Et-Terğîb ve’t-Terhîb,Hikmet Yay.İst.1984,c.2,s.469.
3-“Et-Terğîb ve’t-Terhîb”,Hikmet Yay.İst.1984,c.2,s.473.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.