BİR DÖNEM BU DÖNEM VE HİZMET
19 Haziran 2020, Cuma 08:52Yıllar önce elimizde ajanda ile basın toplantılarına giderdik.
Vali mi basın toplantısı yapacak, elimizde ajanda.
Belediye başkanı mı basın toplantısı yapacak, elimizde ajanda.
Milletvekili mi basın toplantısı yapacak, elimizde ajanda.
Bakan mı basın toplantısı yapacak, elimizde ajanda.
Parti il başkanları mı basın toplantısı yapacak, elimizde ajanda.
Sonraki yıllarda Selçuk Üniversitesinin eğitim-öğretime başlaması ile birlikte basın toplantısı yapma geleneğine bu şehrin tek üniversitesi olan Selçuk Üniversitesi rektörleri de ayak uydurdu.
Arada bir önemli fakülte dekanları da basın toplantısı yapardı. Elde ajanda var ama araç yok.
Ya dolmuşa binip gideceksin ya da basın toplantısı yapacak olan kurum yetkilisinin gönderdiği araca belirlenen noktada binerek gideceksin.
Bir de daha eskilerde basın toplantılarına bisikletle giden abilerimiz vardı.
Sonraki yıllarda basın toplantılarına ve habere motosikletle giden arkadaşlarımız oldu.
Gazeteci abilerimizin toru topu bir kaçının özel aracı vardı.
Sonra şehir içinde dolmuş vazifesi gören triportörler vardı.
O yıllar (1970’li yılların başı) gazeteciler o triportörlerden de faydalandı.
Bahsettiğimiz yıllardaki basın toplantıları son derece heyecanlı ve zevkli olurdu.
Sorularda sınırlama, endişe falan olmaz ve herkes her şeyi sorardı.
Siyasetçiler arasında fikirlerin çarpıştığı yıllardı, o yıllar.
Siyasetçiler arasında fikir çatışmaları olunca gazeteciler de bundan etkilenirdi.
Bizde yerelde bu geleneğe uymuştuk.
Siyasetçilere hizmetlerle ilgili ve ideolojik sorular soruyorduk.
Komünizm,
Ülkücülük,
Milli Görüş.
Solcu CHP.
Tanımlar böyle yapılıyordu. Siyasi kamplaşma zirve yapmıştı.
Çoğu zaman da söylenmemesi gereken sözler söyleniyor ve tavırlar sergileniyordu.
Sonra elimizdeki ajandalar yerini ses kaydetme kapasitesi yüksek olan sigara paketi büyüklüğünde olan teyplere bırakmaya başladı.
Bir gün, sonradan radikal İslamcı olan bir parti il başkanı kendisinin gençliğinde komünist fikirleri savunduğunu söyledi. Kaydettim. Yazdım ve kıyamet koptu.
Başka bir gün dönemin il emniyet müdürü beni aradı ve makamına çay içmeye çağırdı. Gittim. Çay içip sohbet ederken, Trafik Şube Müdürünün o aralar yeni devreye giren sürücü kursları tarafından beslendiğini söyledi. Kaydettim. Yazdım. Kıyamet koptu. İkimiz de Ağır Cezada yargılandık ama ses kaydı nasıl oldu bilmem ama delil kabul edildi ve beraat ettik.
Bir gazetenin Yazı İşleri Müdürü iken arkadaşlar hınzırlık yaptı. “Abi Refah Partisi Milletvekili Hasan Mezarcı Kız Lisesi önünde boykot yapan türbanlı kız öğrencilere beline taktığı kravatla destek veriyor. Senin gidip kendisiyle bir röportaj yapman iyi olur. (Mezarcı kravata karşıydı. Mecliste de takmazdı.)
Kalkıp gittim. Hasan Mezarcı’nın belinde hakikaten kravat vardı.
Kendisi o zamanlar genç, hırçın ve kavgacı bir siyasetçiydi.
Bugüne bakıyorum ama yerel, ama ulusal basın kelimenin tam anlamı ile çağ atlamış vaziyette. Haber alma usül ve teknikleri dijitalleşti. Haber kaydetme, haber yazma usullerinde devrim yaşanıyor. Dünyanın hangi noktasında olursa olsun bir bilgiye ulaşmak saniyelerinizi alıyor. Bu gelişmelere bağlı olarak çok gerekmedikçe basın toplantıları da yapılmıyor.
Bu özel anekdotlardan sonra o yıllarda ne yazdıklarımıza bakalım.
1970’li yılların başında en çok neyi yazıyorduk?
Üniversite,
-Konya-İstanbul arası uçak seferleri,
-TV yayınları.
-Daha sonraki yıllarda Konya-Ankara Arası Hızlı Tren.
konuları, “Konya’ya gelmesi gereken hizmetler” olarak yıllarca yazdık.
Sanki bütün derdimiz bundan ibaretmiş gibi. Oysa başka hizmetler de gerekiyordu.
Neyse 1975’de Selçuk Üniversitesi çıkartılan bir kanunla kuruldu.
Konya-İstanbul arası uçak seferleri ağır aksak başladı.
TV yayınları 1970’li yılların 2. Yarısında test edilmeye başladı.
Sonra tutturduk yine “Konya’ya gelmesi gereken hizmetler”
Öyle ki basın toplantısı yapan kişi ve kurum kim olursa olsun, bu “hizmetler” sözü, vaz geçilmesi imkânsız olan tek sözdü.
İlin valileri, belediye başkanları, milletvekilleri, bakanları bu sözden bıkmış olmalıydı.
Ama başta ben de olmak üzere birçok abi ve arkadaşımız basın toplantılarında “Konya’nın ihtiyaçları. Konya’ya yapılması gereken hizmetler” demeyi bir kaç yıl öncesine kadar dilimizden hiç düşürmedik. Bugün düşünüyorum ve kendi kendime bazı çevreler rahatsız olsa da ‘İyi ki hizmetlerin takipçisi olan yerel bir basın var Konya’da diyorum.’
Organize Sanayi Bölgesi yoktu Konya’da.
Sanayi, bugünkü Karatay Belediyesinin yakınında olan eski garajın sokak aralarındaki küçük dükkânlardan ibaretti.
1970’li yılların başında dönemin belediye başkanı Yılmaz Kulluk 1. Organize Sanayi için arsa tahsisi yaptı ilk olarak. Sonra 2,3,4. Organize Sanayi Bölgesi derken 5. Organize Sanayi Bölgesinin arsa tahsisleri yapıldı ve alt yapı işleri hızla ilerliyor.
Öte yandan çok sayıda Özel Sanayi Bölgeleri kuruldu.
Üniversitemiz yoktu. Sonra bir üniversitemiz oldu.
Bu iktidar döneminde üniversite sayısı 5’e çıktı.
ANAP döneminde toplu ulaşım için tramvay hizmete girdi.
ANAP döneminde dev kanalizasyon hizmetleri yapıldı.
ANAP döneminde başta kampüs ve kampüsteki binalar olmak üzere, Maliye Sarayı gibi, Büyükşehir Belediyesi binası gibi binalar yapıldı. Beyhekim Sağlık Kompleksi için Milli Emlak’tan arazi tahsisi sağlandı ve hastane inşaatlarına başlandı.
ANAP döneminde ilçelere de önemli hizmetler götürüldü.
Merkezde iş yerleri açıldı. Yeni konut alanları imara açıldı.
ANAP döneminde tarımsal sulamaya önem verildi.
Ak Partinin genelde siyasi duruşunu, icraatlarını, aldığı siyasi kararları ve tavırlarını beğenin ya da beğenmeyin ama bir hakkı teslim etme noktasında siz siz olun cimrilik ve haksızlık yapmayın.
Bırakın başka yerleri biz Konya’ya bakalım. Yazıdan maksat zaten Konya. Ayrıca Türkiye’de yapılan her alandaki hizmetler de apaçık ortada duruyor. Gözle görülüyor ve elle tutuluyor.
“Konya’ya yapılması gereken hizmetler. Konya’nın ihtiyaçları..”
Son 18 yılda merkezi yönetim ve yerel yönetimlerin yaptıkları hizmetlere bakmakta fayda var.
Tahir Akyürek 15 yıllık Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde şehre fiziki anlamda çağ atlattı. Başkan çok sayıda alt ve üst geçitler yaptı. Toplu ulaşıma modern anlamda çözüm getirdi. Şehir trafiğini rahatlatmak için alternatif yollar açtı. Ayrıca başkan Adalet Sarayı gibi, Şehir Hastanesi gibi, Kültür ve Spor Merkezleri gibi, Türkiye’nin en modern stadyumu gibi kıymetli hizmetlerin bu şehre gelmesinde en etkili isim oldu. Konya-Ankara arası Yüksek Hızlı Tren rüyası gerçekleşti.
Mevcut başkan Uğur İbrahim Altay.. Ak Partili Milletvekilleri, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, il başkanı Hasan Angı son bir kaç yılda gündeme gelen farklı alanlardaki hizmetlerin tamamlanması için olağanüstü bir çaba içindeler. Mesela METRO, Banliyö, yeni güzergâhlarla Hafif Raylı Sistem, Şehir Hastanesi ve yeni kamu binaları ile hizmetler zinciri aralıksız ve büyük bir hızla devam ediyor.
Bu hız sürerse “ Konya’ya yapılması gereken hizmetler. Konya’nın ihtiyaçları” diye, haber ve yazı yazmak tarih olabilir.
E.. Zaten bizim de, halkın da istediği bu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.