BİR GENÇ KENDİNİ NİYE ÖLDÜRÜR?

Donduran soğukta kendini ancak ısıtan bizi kandıran güzel güneşin altında yepyeni bir güne girerken şehirden gelen bilgiler ve durumlarla ilgili olarak yine birlikteyiz çok şükür.

Bizim evde karne alacak çocuk yok ama sizlerden gelenlerle bugün önemli bir gün yani karne günü olduğunu öğreniyorduk.

Bakın bir velimiz bize bugünü şöyle hatırlatıyordu;

“UZMANLAR VELİLERİ UYARDI:

 "KARNE ÇOCUĞUN ZEKA SEVİYESİNİ GÖSTERMEZ"

Yarı yıl tatili yarın başlıyor.

İlk dönemi geride bırakıp karnelerini alacak ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerini 15 günlük tatil bekliyor. Bu süreci iyi değerlendirmek adına öğrenci ve velilere tavsiyelerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Ömer Faruk Tavşanlı, karnenin çocuğun zeka seviyesini göstermediğini vurguladı.

Ve geliyor bizim veli müsekkini haberler.

Bayılıyorum söyle önden gönderilen veliyi sakinleştirici bilim adamı açıklamalarına.

Aslında karne günleri eskisi kadar sürpriz olmuyor biz velilere.

MEB'in şahane bir uygulaması var.-e okul veli bilgilendirme sistemi, MEB'de herhalde tıkır tıkır işleyen tek şey.

Dönem boyunca çocuğun notlarını, şube ortalamasını, devamsızlık bilgilerini takip edebiliyoruz.

Bu nedenle eski karne günleri yok artık. Çocuğun notlarını karnesinde görüp dellendiğimiz günler de tarih oldu....”

……………..

Ne diyelim bugün için yüzbinlerce öğrencimize ve velilerimizi gün hayırlı uğurlu olsun inşallah

SAĞLIKÇILAR ÇOK DERTLİ ÇOOOOK

Bunu birkaç kez daha yazdım.

Sağlıkçılar çok üzgün.

Çok kırgın.

Hatta çok sitemkârlar.

Vallahi bunun nedenini tam olarak anlayabilmiş değilim.

Bakın dün bu konuda sosyal medyada ismimiz etiketlenerek şöyle deniliyordu;

“Uğur Bey dükkanında esnaflık yapan insana ve mahalleye zerre katkısı olmayan insana asgari ücret vermek, dayak yiyen hamile hemşireye hakarettir.

Zira ona da aynı ücret veriliyor.

Muhtar yerine her mahalleye bir bekçi koysalar daha faydalı olur.”

………………..

GÜLİZ ARIKOĞLU VE EKİBİNİ TEBRİK EDİYORUM

Dün güne MEVLANASİFED’in Başkanı Güliz Arıkoğlu Hanımın daveti ile bir oteldeki toplantıya katılarak başladık.

Toplantı öncesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil Bey ile de uzun uzun sohbet etme imkanını bulduk.

Toplantıyı sonuna kadar takip edemedim. Ama sabahın ilk görüntüsünde Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu üyesi olan federasyonların kapasitesini geliştirmeyi ve sivil toplum bilincini artırmayı ve ortak akıl ile bölgesel kalkınmayı hedefleyen Sivil Toplum Destek Programı III kapsamındaki Bölgesel İş Ağları Projesi toplantısına katılan davetlilerden aldığım ilk intiba MEVLANASİFED’in yakın zamanda Konya ve Karaman için güzel şeyler yapacağı yönünde idi.

BİRİLERİ BİZDEKİ TAKSİCİ İMAJINI ZEDELEMESİN

Hafta içerisinde şehrin tanıdığı bir ismin taksi ücreti ile ilgili serzenişini bize aktarıldığı gibi köşemize taşımıştık.

Gazeteye öğleden sonra geldiğim zaman yazıma konu olan taksici arkadaşın bizi üç defa aradığını ve telefon numarası bıraktığı notu iletildi.

Hemen aradık.

Telefon numarasını bırakan arkadaş o taksi durağındaki söz konusu olan şoför arkadaşmış.

Her şeyden önce bu arkadaş ile 1o-15 dakika anlaşmamız mümkün olmadı.(!)

Ardından kendi dediklerini tek tek not aldım.

Şöyle diyordu;

“Bir, ben taksi metreyi duraktan açmadım. Çağrılan yerden açtım.

İki, taksi metrem ayarlanmıştı. Aldığım para ona göre idi.”

………………..

Buraya kadar anlaştık.

Ondan sonra film koptu.

Çünkü benimle konuşan arkadaş telefonunun sesini açıp dışarıya verdiği için arkadan bir seste sürekli olarak konuşmamıza katılıyor ve ikisi birden özür yazısı yazmamızı istiyordu.

Biz kendilerine yalan ya da yanlış varsa mahkemeye verebileceklerini söylesek de işin dozu artıyordu ve bir müddet sonra ben telefonu kapatmak zorunda kaldım.

Şoför arkadaşın dediklerini dahası öfkesi içerisinde dedikleri ve iddiası bu.

Bu konuşmadan sonra mağdur olduğunu bize aktaran dostumuzu aradık. Şoför arkadaşın iddialarını ona da ilettik.

Bu kez bu abimiz şöyle diyordu;

“HAYIR 61. TL NİN ÜZERİNE 10 TL DAHA İSTEDİ VE BEN 70 TL VERDİM”…

İsteyen olursa bundan sonrasını hukuk çerçevesinde devam ettirebiliriz.

Yalnız bu satırları yazarken şuna üzülüyordum.

Kulakları çınlasın Bekir Duvarcı’dan bugün Muharrem Karabacak’a kadar hep Konyalının taksi kültürü olması için yıllardır kendi adımıza verdiğimiz mücadelenin karşılığında bugün eğer telefonla dahi bir taksici esnaf ile konuşarak anlaşamıyorsak ben hata yapmışım.

Çünkü bu arkadaş ve arkasından konuşarak konuşmamıza karışan ikinci ses bize ne yazık ki gazeteciliği öğretiyordu (!)

Yapacak bir şey yok.

Bizde bundan sonra ona göre hareket ederiz.

Bunu da hepimize zaman gösterir inşallah.

“VATANDAŞ” DEVAM EDİYOR

Sıkı takipçilerimizden ve zaman zaman bizi yerden yere vuran VATANDAŞ rumuzlu okurumuz bundan böyle madde madde yazacağım dediği Konya meselesine dün şöyle devam ediyordu;

“Bu şehir ne zaman adam olur?

2-Her yıl sökülüp yeniden yeniden yeniden mermer, taş, vb. malzemelerle döşenen kaldırımların estetik olması bir yana üzerinde yürürken oynamayan altında biriken suyu yürüyen kişi veya diğer kişilere sıçratmayan şekilde döşenmiş olması gerekmez mi?

Nerede daha çok kısa bir süre önce tamamlanan Alaeddin civarı kaldırımları üzerinde bir yürüyün de görün.

Daha dün özellikle eski Zafer Çay bahçesinin batısında yer alan ve yayaların yoğun olarak kullandığı bölgeden geçtim.

Maalesef ortalık tarla gibi.

Belediyecimiz benim paramla billboardlarda boy boy ilan, reklam ve algı yönetmek yerine belediyeci gibi çalışsın ve bu işleri düzeltsin lütfen.”

………………..

Tüm bunları yazmaya çalışırken sağlık camiasını ve insanlığı kalbinden

vuran acı son dakika haberi geliyordu.

“İstanbul Kartal’da bir aile sağlığı merkezine silahla gelen sabıkalı Rahmi Uygun, 33 yaşındaki hemşire Ömür Erez'i başından silahla vurarak öldürdü.”

……………

Allah rahmet eylesin. Sağlık camiasının başı sağ olsun.

BU GERÇEKTEN BU KADAR DOĞRU MU?

Bu haberi dün sabah evden çıkarken bir TV kanalında izlemiştim.

Ama o kanal hükümete zaman zaman muhalefet yaptığı için sabahın köründe onların söylediğine inanmadım. Dahası inanmak istemedim.

Ama öğle saatlerinde bir iş adamı abimiz aynı haberi bu kez harfiyen bize iletiyordu; 

“Sayın Sanayicimiz;

Ülkemizin İran’dan temin ettiği doğalgazın İran kaynaklı teknik bir arızadan dolayı temin edilememesi nedeniyle BOTAŞ tarafından tüm sanayi tesislerinde geçerli olmak üzere bir kısıntı talimatı yayınlanmıştır.

Günlük tüketim miktarınız, sözleşmenizdeki miktarın %60' ı ile sınırlandırılmıştır.

Tüketimlerinizi bu hususu dikkate alarak gerçekleştirmeniz önem arz etmektedir.”

………………

Konya sanayisi ve üreticisi için çok acı bir haber.

Dua edelim sıkıntı kısa sürede çözülsün.

BU İNTİHARLAR NEDEN?

Çarşamba günü ikindiye doğru Konya’mızın en büyük AVM sinden korkunç bir intihar fotoğrafı geldi. Bize iletilenlere göre genç bir adam kendini o AVM nin en üst katından zemine atlayarak yaşamına son vermişti.

Dün gazetelere baktım.

Tek satır yoktu.

Yerel TV kanallarına da sordum.

Onlarda bu acı ölümü vermemişler. (Öğrenebildiğim kadarı ile)

Sosyal medya için bazı arkadaşlara sordum. 

Bir iki ya da küçük paylaşımlar olmuş.

Bizim basın adına üzgünüm.

İnsanlık adına endişeliyim.

Allah rızası için şehri yönetenlere, yerel siyasetçilere buradan yalvarıyorum.

Özelde birebir de millet olarak nereye doğru gidiyoruz? Bu konuda endişelerimi birazcık vicdan sahibi biri olarak Allah’tan korkan bir insan olarak acı şekilde aktarıyorum.

Ne olur dünya işlerini parayı pulu makamı bir kenara bırakın.

Allah hiç kimseye evlat acısı yaşatmasın.

Ne kadar büyükseniz vebalde o kadar büyük.

Demedi demeyin.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İnsan insanın sevdasıdır. İnsan insanın belasıdır. İnsan insanın sınavıdır. O açıdan “Allah iyi insanlarla karşılaştırsın” duası güzel bir duadır. 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Hız sınırı 82 km olan İstanbul yolunda 60 km hızı sabitleyerek yolun en sol şeridini parsellemediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.