BİR HAYDAR KOYUNCU VARDI
05 Ağustos 2019, Pazartesi 09:28Oğlu Hasan Koyuncu ile bir kaç ay önce bir ortamda tesadüfen karşılaştık.
Ailenin mensuplarını 40 yıldır çok yakından tanımamıza rağmen kendileriyle fazla görüşemiyorduk. Önce ailenin lideri Haydar Koyuncu’nun sonra da veliaht Seyit Koyuncu’nun vefatından sonra, aile geri vites yapmak zorunda kaldı. Dolayısıyla gidenlerin yeri de doldurulamadı. Bu arada bunun kolay bir iş olmadığını söylemek lazım. Herkes farklı insan olamıyor ve esasen farklı insan da siparişle olmuyor.
Bu konuyu bir kenara bırakalım..
Hasan Koyuncu yıllar sonra tesadüfen karşılaştığımız ortamda, “Babamın kitabını gördün mü?” diye, sordu. Ben, Hasan’a “Öyle mi,bundan benim hiç haberim yok. Kitabı falan da görmedim” dedim. Doğrusu şaşırmıştım. Şayet Haydar Koyuncu’nun hayatı yazılacaksa bu konudan ilk haberi olanlardan birisi olmalıydık. Kendisinin vefatına kadar özel hayatından bazı kesitler dahil, onun siyaset ve şehir hayatında “sır” netiliğindeki bilgilere sahip insanlardan istifade edilmeliydi. Ama öyle yapılmamış. Keşke Seyit Koyuncu sağlığında, ailenin büyüğü Sefer Durmaz ve Hasan Koyuncu bu işi birilerine (AKB)’a havale etmemiş olsalardı. Çünkü kitap incelendiğinde sözünü ettiğimiz havale gerçeği ortaya çıkıyor.
Sağolsun Hasan geçen günlerde babası adına yazılan kitabı getirip gazeteye bırakmış.
“Konyalı Duayen Siyasetçi” adı verilen kitabı, bizim mesleğin eskilerinden bir ağabeyimiz kaleme almış. Konu bizim de hayatımızda önemli etkisi olan insanlardan birisi olunca kitabı oturup ayrıntılı bir şekilde inceledik ve değerlendirmeye çalıştık. Yerli yerince kullanılmayan ve maksattan uzak kelimeler, dil bilgisi kurallarının ihlali, son derece bozuk yazı tekniği, olaylar arasında irtibatsızlık, olayların kronolojik bir sıralama ile ele alınmaması, önemli referanslara vurgu yapılmaması gibi hatalar ilk bakışta dikkatimizi çekti. Oysa Haydar Koyuncu gibi son derece müstesna ve çok nadir görülen bir insanın hayatı daha köklü referanslara ve bilimsel usul ve esaslara göre yazılmalıydı. Mesela, Koyuncu’nun Çumra, Konya,Ankara hayatını her yönüyle bilen farklı siyasi görüşe mensup insanların bilgisine başvurulabilirdi. Dolayısıyla tarihe ve gelecek nesillere daha farklı belge niteliğinde, ders niteliğinde bir eser bırakılabilirdi. Kardeşi Seyit Koyuncu’nun, yakın ve kadim dostu Mehmet Acartürk’ün, Dr.Hasan Özönder’in , yazarın kitapta anlattıklarının yeterli olduğunu asla düşünmemek lazım. Haydar Koyuncu gibi bizim topraklarımızda az yetişen bir insanı onlarca akademisyen, yüzlerce bilgi sahibi insan anlatmalı ve yazmalıydı. Gelelim bizim de yakından tanıdığımız ve fikir hayatımızın ustalarından birisi olan Haydar Koyuncu’ya ..
Üç kelime ile özetleyecek olursak: Olağanüstü bir insan..
Tam bir Cumhuriyet insanı..
Moda ifade ile tam bir Cumhuriyet Projesi..
Cumhuriyeti, Atatürk’ü ve devrimleri içine sindiren, muhafazakar ve dindar bir insan olmasına rağmen yüzü batıya açık çağdaş bir insan.
Devlet ve demokrasi denince, canını ortaya koyan bir insan.
Bir köy çocuğu olduğu halde ülkeyi aydınlatacak ve geliştirecek fikirlerlerle beslenerek büyümesi ve bütün hayatı boyunca bunun mücadelesini vermesi, ders kitaplarına girecek kadar önemli bir örnek
Cesur, atak ve bilgili bir köy çocuğu. Köyde mahalle arkadaşları, bilye oynadığı, top oynadığı, koyun-kuzu güttüğü arkadaşlarının çoğu olduğu ve doğduğu yerde kalırken o, oralara sığmayan ve hayatının her anında sürekli koşan ve örneğine az rastlanan bir insan.
Haydar Koyuncu ülke siyasetinde son 50 yılda etkili olan isimlerin başında gelir.
Adnan Menderes’in Demokrat Partisi’ne mensup iyi bir Demokrat Partili ve sıkı bir Menderes’ciydi. 1960 darbesine karşı çıktı.Darbeden sonra tutuklanan dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve arkadaşlarını Kayseri Cezaevi’nde cesaret gösterip ziyarete gitti. Sonraki dönemde sıkı bir Adalet Partili. Adalet Partisi’nde il 2. Başkanlığı. Uzun yıllar il genel meclis üyeliği. Demirel ile çok yakın dostluk. Sonra Adalet Partisi’nden ayrılan 41 milletvekili ile Demokratik Parti’nin kurulmasında etkili olan yine o yani Haydar Koyuncu. Demokratik Parti’nin Konya il başkanlığı. 1983 yılında Milliyetçi Demokrasi Partisi’nden Konya Milletvekilliği, ANAP’tan milletvekilliği. Çok uzun yıllar Konya’da siyasetin kaderini belirleyen insan. Başkentin ileri gelen siyasetçilerine önemli konular karşısında, “Bu konuda İçeri Çumra siyasetçileri ne düşünüyor?” dedirtebilecek kadar kudretli bir siyasetçi.
Yıllarca sağ hükümetlerde bir takım genel başkanların, bakanların kaderini belirledi. Kimin genel başkan, bakan ve milletvekili olup/olamayacağına o karar verdi. Ona soruldu, ona danışıldı. Milletvekili olmak isteyenler yurdun dört bir yanından gelerek ondan icazet almaya çalıştı. Kimin belediye başkanı olacağını ya da olmayacağını o belirledi. Sağdan, soldan, milliyetçisinden, muhafazakarından her kesiminden siyasetçi ile dost oldu. Bu şehirde onun döneminde yaşayan herkes ona saygı duydu. Hayatı boyunca daha çok kamu hizmeti yapmak ve bu şehre hizmet getirmek gibi vazgeçilmez bir sevdanın da sahibiydi. Bu konuda hiç bir zaman “Bana ne” demedi. Üniversitelerin açılmasında, fakülte ve yüksek okulların açılmasında, kamu hastanelerinin yenilenmesi ve yenilerinin yapılması konularında çok ama çok etkili oldu. Kamu yararına bir çok vakıf ve dernekte yöneticilik yaptı. Mesleği avukatlık olmasına rağmen çiftçiyi hiç unutmadı. Pancar Ekicileri Kooporetafi’nin başkanlığını ve uzun yıllar Pankobirlik Başkanvekilliğini yaptı.
Haydar Koyuncu bu şehirde “ağabeylik” geleneğinin ilk ve son örneği olarak şehrin hafızasına kazındı. Etrafında onun liderliğini kabul eden yüzlerce insanla bu şehre, bu ülkeye gerçekten çok hizmet etti.
Keşke türünün son örneği olan böyle bir insanın adına yazılacak kitap daha ciddi ve daha profesyonel olabilseydi. Sadece, AKB aklıyla değil, geniş katılımlı ortak akılla bir kitap çıkabilseydi ortaya.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.