BİRLİK ? BERABERLİK (1)
19 Ekim 2016, Çarşamba 08:33Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Saltanat dedikleri ancak cihan gavgasıdır
Olmaya baht ü saâdet dünyada vahdet gibi
Ko bu ayş u işreti çünki fenâdır âkıbet
Yâr-ı bâkî ister isen olmaya tâat gibi
Ger huzur etmek dilersen ey Muhibbî fâriğ ol;
Olmaya vahdet makamı kûşe-i uzlet gibi. ([1])
Batılıların Le Soliman Manifique-Muhteşem Süleyman diye vasıflandırdıkları, hakkında Fairfax Dovney ve benzerlerinin eserler yazdığı ([2]), bugün bile ABD senato binası salonunda rölyefleri bulunan, dünyadaki 9 kanun adamından biri olarak ([3]) ismi ve resmi bulunan koca sultan, Kanuni’nin beyitlerinin üstüne ne söylenebilir ki?
Onun celalli babası Yavuz Sultan Selim’de bu husustaki duygusunu şöyle dile getirmiş:
Milletimde ihtilaf u tefrika endişesi
Gûşe-i kebrimde bîkarar eyler beni
Osmanlının hayat felsefesini, din ve vahdet telakkisini, birlik ve beraberlik ruhunu, 600 sene dünya hâkimiyetlerinin sırrını, bugün bile kendilerini aratmalarının, özletmelerinin, düşmanlarına bile itiraf ettirmelerinin esrarını… dile getiriveren beyitler.
Şiirin sıhhatle ilgili olan ilk beytini birçok kişi biliyor ama, herkesin bilmesi gereken ve havaya suya ihtiyacımız kadar muhtaç olduğumuz, birlik ve vahdetle ilgili olan diğer beyitleri pek bilen yok. Dillerde dolaşmıyor, levhalar yapılıp dükkânlara, tezgâhlara asılmıyor, kitaplara, kaymelere basılmıyor.
Osmanlının, hayat ve yaşam prensibi ittihaz ettiği vahdet duygusunu unuttuğumuz için, bugün faturasını çok ağır ödemekteyiz. Bir akl-ı selîm’in dediği gibi: “Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik ancak bu arada çok basit bir sanatı unuttuk, kardeş olarak yaşamayı.”
Oğuz Han oğullarını çağırmış ve hepsine birer ok verip kırmalarını istemiş ve kırmışlar. Okları ikiye, üçe çıkarmış, her seferinde çoğaltınca nihayet oğlanlar kıramaz olmuşlar. İşte demiş; “birlik olur, güç ve kudretinizi bölmezseniz sizi kimse yenemez. Aksi halde kısa zamanda hezimete uğrarsınız.”([4])
Daha yakın bir tarihte Said Nursi Hazretleri konuya şöyle parmak basar: “Üç elif ittihat etmezse üç kıymeti var; sırr-ı adediyet ile ittihad etse yüz on bir kıymet alır.” Yani üç tane bir’i alt alta koyup toplarsan 3 eder. Ama yan yana toplarsan 111 eder. İşte Müslümanlar bir birinin ayağına, omzuna basarak değil, bir birine destek ve dayanak olarak, yan yana gelerek, ruh ve gönül birliği yaparak, güçlerini birleştirerek, ittihad-ı İslâm duygusuyla yücelip yükselebilirler diyor.
Dipnotlar:
Ayş ü işret: Yiyip içme, Yâr-i bâkı: Ebedi dost, Fariğ olmak: Mevki ve makamı bırakmak, boşa çıkmak, Gûşe-i uzlet: Köşeye çekilmek, dünyadan el etek çekmek.
1- Ahmet Kabaklı, “Türk Edebiyatı”, T.E.V. Yay. İst. 1997, c. 2, s. 638.
2- Fairfax Dovney. “Le Soliman Manifigue”. İ. Hami Danişmend, Tarihi Hakikatler. 1/120 .
3- A. Ragıp Akyavaş, “Derken Efendim-1” TDV Yay. Ankara 2007, s. 83.
4- R. Şükrü Apuhan, “Hedefe Yürürken”, Timaş Yay. 1987, s. 210.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.