“BİZ MAHÇUP VE ONURLU ÇOCUKLARIZ”
23 Kasım 2022, Çarşamba 00:00Sezai Karakoç:
Mütefekkir,
Fikir adamı,
Edebiyatçı,
Şair,
Yazar.
Karakoç’un ebediyete intikalinin üzerinden bir yıl geçti.
Unutulmadı.
Sevenleri ve hayranları kendisini hatırladı ve andı.
Alanında son mütefekkir, fikir adamı, şair ve yazar Karakoç’un, “Biz mahcup ve onurlu çocuklarız” sözünü bugünkü yazımızın başlığı yaptık, bizde.
Kendi tanımıyla “Dünya sürgünü” geçen yıl son buldu, büyük dava adamının.
Çile ve elemlerle filizlenen, çile ve elemlerle beslenen bir ömür sürdü Sezai Karakoç.
Eğitimliydi.
Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuydu.
Cemal Süreya ile aynı sınıfta birlikte okumuşlardı.
Üniversite eğitimlerinden sonra Karakoç ve Süreya Maliye’de müfettiş olarak çalıştılar.
Sağ ve solun bu iki büyük değeri son nefeslerine kadar arkadaş ve dost olarak kaldılar. Karakoç, Siyasalda okurken uğruna Mona Rosa şiirini yazdığı sınıf arkadaşı kıza aşıktı. Ama kızın haberi yoktu bu aşktan. Haberi olunca da gülüp geçmişti. Bu karşılıksız aşktan sonra Karakoç’un hayatında bir başka kadın olmadı. Cemal Süreya bir kitabında yazar bunları.
Necip Fazıl Kısakürek, Karakoç’un idolüydü.
Rehberi ve hocasıydı.
Kısakürek’in dizinin dibinden hiç ayrılmadı, Karakoç.
İki önemli değer arasındaki bu rabıta Kısakürek’in vefatına kadar aralıksız sürdü.
Gene Cemal Süreya’nın yazdığına göre Karakoç Maliyede çalışırken aldığı maaşla mütevazi ihtiyaçlarını giderir, sonrada kalan parasını gidip Kısakürek’e kuruşuna varıncaya kadar teslim ederdi.
Ebediyete intikalinin 1. Yıl Dönümünde Karakoç’u anarken, onu hatırlatma ihtiyacı duyanların kervanında yer almaya çalıştım karınca misali.
Büyük mütefekkir ve tavizsiz dava adamının ruhu şad, mekanı cennet olsun.
MONA ROSA-1
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Ulur aya karşı kirli çakallar,
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Mona Rosa bugün bende bir hal var.
Yağmur iri iri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.
Açma pencereni perdeleri çek,
Mona Rosa seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek.
Anla Mona Rosa ben bir deliyim.
Açma pencereni perdeleri çek.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
Bende çıkar güneş aydınlığına.
Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
Seni hatırlatır her zaman bana.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
Ellerinden belli olur bir kadın,
Denizin dibinde geziyor gibi.
Ellerin, ellerin ve parmakların.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana, Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine.
Kiminin rengi ak kiminin sarı.
Ah beni vursalar bir kuş yerine.
Akşamları gelir incir kuşları.
Ki ben Mona Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni.
O masum bakışların su kenarında.
Ki ben Mona Rosa bulurum seni.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza.
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı
Alev alev sardı her tarafımı.
Artık inan bana muhacir kızı.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak.
Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kuş tüyüne.
Bir tüy ki can verir gülümsesen,
Bir tüy ki kapalı geceye güne.
Altın bilezikler o kokulu ten.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister,
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.