İki gündür televizyon izlemek haber sitelerinde dolaşmak istemiyorum.
Çünkü şimdi de NARİN yüzünden bu millete öyle bir tiyatro oynanıyor ki sanırsınız ki inanmak istemediğim şekilde bu ülkede maalesef BAŞLAR AYAK, AYAKLAR BAŞ olmuş,
Ne kadar spiker, muhabir varsa hepsi cinayet polisi, ne kadar sözüm ona gazeteci yorumcu varsa hepsi suçüstü savcısı.
Bu işin içine daha emekli polis asker falan filan var onları dahil etmiyorum.
Bugün bu konuda kendime söz verdim.
Yorum yapmayacağım.
…………………..
Sadece yazılanlardan konuşulanlardan kafama takılanları sizlerle paylaşacağım.
Aşağıda yazacaklarımın hepsi ekranlarda canlı olarak ve haberlerde yazılı olarak iddia şeklinde olanlar.
Hepsinden kısa kısa alıntılar yapıyorum.
………………….
“Antalya'da bakkala gitmek için evden ayrılan ve çıplak cesedi 10 gün sonra Isparta'da bulunan 16 yaşındaki Sezgi Kırıt davası”
…………
Davaya KADEM müdahil oluyor.
KADEM’in avukat Pınar Hacıbektaşoğlu
“Bugün müebbet ağırlaştırılmış hapisle bir savcının mütalaasını verdiği davada, sanıklar elini kolunu sallayarak çıkabildiler" dedi.
………….
Bu neydi?
Hatırlamayanlar için hatırlatalım
“Antalya'da 3 ekmek almak için evden ayrılan Sezgi Kırıt, iddiaya göre sosyal medya hesabından tanıştığı O.K. ile buluştu. O.K, Kırıt'ı arkadaşı A.K.'nin evine götürdü.
İddialara göre ise o evde Sezgi Kırıt'a uyuşturucu enjekte edildi, şiddet ve tecavüzüne uğradı.
Aynı gece evde yaşamını yitiren Sezgi Kırıt'ın cesedi, üzerindeki giysiler çıkartılarak,
Isparta yolunda bir araziye bırakıldı.
Sezgi Kırıt'ın cesedi 10 gün sonra bulundu.
Kırıt'ın cesedi, kimliği saptanamayınca, Adli Tıp'ta yapılan otopside de şüpheli bir durum çıkmayınca, 'kimsesizler mezarlığına gömüldü.
Ailenin başvurusu üzerine mezar açıldı
İncelemede, cesedin Sezgi Kırıt'a ait olduğu saptanınca soruşturma başlatıldı.
Olayla ilgili O.K, A.K, kız kardeşi E.K. ile E.K.'nin oğlu M.M.K. gözaltına alındı.
Adli Tıp otopsi raporunda da tecavüz ve darp bulgusu belirtilmediği için şüpheliler serbest bırakıldı. Şüphelilerden A.K. 1 Kasım 2014 tarihinde vefat etti.
Ulusal Kriminal Büro'nun Sezgi Kırıt'ın ölümüyle ilgili verdiği raporda, olayın 'zorlamalı ölüm ve tecavüz' olduğunun belirtilmesi üzerine O.K., M.M.K. ve E.K. tutuklandı.
Daha önce Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve karara bağlanan davada, tutuklu sanıklar O.K. ile M.M.K.'ye ağırlaştırılmış ömür boyu ve 21'er yıl hapis, sanık E.K.'ye ise 28 yıl hapis cezası verildi.
Hacıbektaşoğlu: "Yürek acısı bitmez ama adalete olan inançlarını kazanırlar"
Dava sonrası açıklamalarda bulunan avukat Pınar Hacıbektaşoğlu,
"Bugün savcı en ağırlaştırılmış haliyle suçun işlendiğine dair çok kapsamlı bir mütalaa açıklamış olmasına rağmen, sanıkların sizler ve bizler gibi bu adliyenin kapılarından çıkıp topluma karışmalarını en yürek yakıcı durum oldu.
Ülkemizde trafik suçu işlerken bile insanlar adliyeden çıkarken tereddüt olurken, bugün müebbet ağırlaştırılmış hapisle bir savcının mütalaasını verdiği davada, sanıklar elini kolunu sallayarak çıkabildiler. En büyük endişemiz bu. Hepimiz bir çocuk katledildiğinde, bir kadın öldürüldüğünde 8 yıllık yargılamaların değil, en hızlı yargılamalara kavuşacağız. Bunu yapmak için elimizden geleni yapacağız. Yürek acısı bitmez ama adalete olan inançlarını kazanırlar" dedi.
……………..
Bu hanımefendi bir haber kanalında canlı yayında bu olayla ilgili şunu söylüyordu;
“16 yaşındaki bir kıza 4 kişi zorla ağır uyuşturucu içiriyor.
Kıza tecavüz ediliyor.
Sabah uyandıklarında kızın öldüğü görülüyor.
Kız zaten 40 kilo filan.
Kemikleri kırılarak bir bavula konuyor.
Sonra 4 kişi serbest kalıyor”
………………
Bir hukukçu KADEM adına konuşan kadın avukatın dedikleri canlı yayındaki iddiaları ve bugün için NARİN cinayetinde gelişmeler TİYATROSU haaaa
……………..
Gelelim NARİN’e
………..
“NARİN’İ ÖLDÜR YOKSA İKİNİZİ DE ÖLDÜRÜRÜM”
Hürriyet yazarı Hande Fırat, dikkat çekici bir iddiayı gündeme getirdi. “Ankara’da çok sayıda üst düzey yetkiliyle yaptığım görüşmelerden bilgiler edindim” diyen Fırat, Narin’in tutuklanan amcası Salim Güran’ın Narin’in ağabeyine “Narin’i öldür, yoksa ben ikinizi de öldürürüm” dediği iddiasının araştırıldığını kaydetti.
……………
ANNEDEN ÇELİŞKİLİ İFADE
Gözaltındakilerin sorgusu devam ederken soruşturma sürecindeki dikkat çekici detaylardan biri daha ortaya çıktı. Jandarma, Narin'e ait olduğunu düşündükleri yeşil bir tülbent buldu. Anneye bu tülbentin Narin'e ait olup olmadığı soruldu. Anne bu soruya "Hatırlamıyorum" diye cevap verdi.
Jandarma bunun üzerine Narin'in gittiği Kuran kursunun hocasına tülbenti gösterdi. Hoca o gün Narin'in bu tülbenti kullandığını söyledi. Annenin "Hatırlamıyorum" demesi şüpheleri artırdı. Annenin de bazı telefon kayıtlarını silmiş olması şüpheleri kuvvetlendirdi.
…………..
MEZARLIKTA ŞOK SÖZLER
Aile bireyleri dahil gözaltına alınanların ifadeleri sürerken, Narin'in mezarı başında ağlayan bir akrabasının sözleri dikkat çekti. Kadının, "HAVİNİME DE BÖYLE KIYDILAR" dediği duyuldu.
…………
SONER YALÇIN
Son yıllarda cinsel istismara dayalı çocuk cinayetleri sayısı hayli çoğaldı. SADECE GEÇEN YIL ADLİYEYE SEVK EDİLEN BU RAKAM 66 BİN 138.
…………
HİZBULLAH SİLAHLARI ÇIKTI İDDİASI
Öte yandan ODATV’nin güvenlik kaynaklarından edindiği bilgiye göre, köyde yapılan arama-tarama faaliyetlerinde çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirildiği iddia edildi. Silahların ise terör örgütü Hizbullah’a ait olduğu öne sürüldü. Soruşturmaya yönelik yayın yasağının da bu iddialar üzerine getirildiği iddia edildi.
………………..
HÜDA-PAR’DAN PROVOKASYON UYARISI
HÜDA-PAR, Narin Güran’ın katledilmesi olayının provokasyon ve kaosa dönüşme riskine karşı uyarıda bulundu. HÜDA-PAR’dan yapılan açıklamada, “Bu meselenin bir provokasyona ve kaosa dönüştürmek isteyenlerin sahaya inmeleri çok tehlikeli ve vahim bir durumdur. Halkı, sivil toplum kuruluşlarını ve duyarlı herkesi bu tehlikeli ve art niyetli girişimlere karşı sağduyulu olmaya davet ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.
……………….
NARİN SORUŞTURMASINDA ÖLEN ABLANIN DOSYASI AÇILDI
Narin'in cinayetindeki sır perdesi yavaş yavaş kalkmaya başlamışken yatalak ablası Tülin Güran'ın da ölmesi akıllarda büyük şüphe yarattı. Savcılık, Tülin Güran hakkında soruşturmayı yeniden başlattı. Diyarbakır Çocuk Hastanesi'ne yazı yazan savcılık bütün bilgi, belge ve dosyaları talep etti. Tülin Güran'ın ablasının merdivenden düşerek hayatını kaybettiği kaydedilmişti.
İSTİSMAR SİNYALİ DEMİŞTİ
Narin'in ablası Tülin Güran'ın yıllar önce hayatını kaybettiğini Adi Tıp Uzmanı Prof. Dr. Hakan Kar açıklamıştı. Kar, aile içinde art arda gelen böyle ölüm vakalarının 'BİR ÇOCUK İSTİSMARI' sinyali olduğunu ifade etmişti.
………………..
Sonra sosyal medya iddiaları
Abi DEM’li imiş.
Zafer işareti yapıyormuş.
………………..
Benim bildiğim Doğu ve Güneydoğu Anadolu insanı inançlıdır merttir yiğittir.
Bu bölgenin coğrafi yapısı gereği saf insanlarımız zaman içerisinde PKK’nın da Hizbullah’ında DEAŞ’ında üyeleri olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından tespit ve teşhis edilmişlerdir.
Buradaki aşiret kavramı zaman zaman Devlet kavramının önüne geçmiştir.
Buradaki korucular Devlet için canlarını vermişler asker ile polis ile yan yana aynı cephede her türlü vatan hainlerine karşı çatışmışlardır.
Tüm insanlık ve Devlet adına güzel diyebileceğimiz tespitlere rağmen bu coğrafyada maalesef din ile birlikte gayri ahlaki konular da yaşanmıştır.
SONUÇ ?
Yorum yapmayacağız dedik yaa.
Siz düşünün siz yorumlayın.
Haaa bir de Allah muhafaza bu güzel kadersiz NARİN’İ Diyarbakır sokaklarında köpek parçalasa idi bugün TÜRKİYE, bakanlar iktidar ve muhalefet isimleri neyi konuşurdu?
…………
Bugün bu konuda sorular benden cevaplar sizlerden.
GELELİM KONYA’DA
DEVRİM NİTELİĞİNDEKİ
YENİ YAPILAŞMAYA
Yerel seçimlerden önce hatta daha da öncesinden yüz de yüz doğru ve birinci ağızlardan bir bilgi almıştım.
Konya’nın bir dönem en şaşalı görkemli binaları iş merkezleri olan DEMİRCİ, KEMERLİ ve NÜVE YIKILACAK.
Bunu yıkmak için siyasetçi de olsanız.
Belediye Başkanı da olsanız.
Sizde MANGAL gibi bir YÜREK olması gerekirdi.
Allah var bu yıkımı yapacak olan konumları gereği iki Başkan vardı.
Birincisi Büyükşehir Belediye Başkanı UĞUR İBRAHİM ALTAY.
İkincisi de Selçuklu Belediye Başkanı AHMET PEKYATIRMACI.
………….
Zaman içerisinde her iki Başkan da bana birebir ayrı ayrı bu iş merkezlerinin yıkılacağını söylediler.
Allah var inanmadım.
İnanamadım.
Çünkü önce Türkiye bir ekonomik sarmala girecekti.
Ki girdi.
İkincisi NARİN olayında tahminlerimi bile yazamadığım bir KONYA GERÇEĞİ vardı ki paran da olsa buraları yıkamazdınız(!)
……….
Yerel seçimlerin ardından bizim duyduklarımız yavaş yavaş fısıltı halinde bu iş merkezlerinde oturan mali müşavirlerden tutun hukukçulara, terlik ayakkabı satanlardan elbise çamaşır satan esnaflara kadar kulaktan kulağa ağızdan ağıza yayıldı.
………….
Artık herkes biliyordu ama bir tek Allah’ın kulu bu yıkıma ihtimal dahi vermiyordu.
Veremiyordu.
………………..
Devletine ve Devleti temsil eden resmi kurumların gücüne inan bir yaşlı gazeteci olarak bunu önce kendimizde uyguladık(!).
İş merkezindeki gazetemizi patronum Erdal Kara’yı ikna ederek ilk biz terk ettik.
……….
Biz orayı terk ettik.
Terk ettik ama birileri bizimle hala dalga geçiyorlardı.
Tebligat var mı?
Bu masal yıllardır var hiç kimse bir şey yapamaz (!)
Nerede buraları yıkacak yürekli?
……………..
Ardından bayram sonrası bu iş merkezlerinin yıkım haberi sosyal medyada yer almaya başladı.
Sosyal medya paylaşımlarını gösterdiklerim yine bizimle dalga geçiyorlardı.
Hani sosyal medya suya yazılanlar gibiydi yaa.
…………
Aha şimdi bu iş merkezlerinin yıkım haberleri gazetelerde yani tarihe not düşen sayfalarda yazılmaya çizilmeye başlandı.
NE OLACAK ŞİMDİ?
…………..
Yıkım işi ayyuka çıktı.
Üstelik gazeteler yani yazılı basın yazarak tarihe not düşüldü.
Belediyeler tarafından iş yeri büro ofis sahiplerine resmi tebligatlar başladı.
…………….
Bu saatten sonra Uğur Başkan ile Ahmet Başkan korkup geri adım mı atacaklar?
Bugünkü köşe yazımıza NARİN ve bir sürü açıklama ile mahsustan başladım.
Hokus pokus yaptım.
Bende kendimce oyun oynadım.
………….
DEVLET…
Benim bildiğim ve inandığım DEVLET
DEVLET isterse eğer isterken de kimsenin gözünün yaşına bakmaz ise cesedi de katili de binayı da merkezide 24 saatte SORUNU çözer.
Ama önce DEVLET İSTEYECEK.
…………
Bakmayın şimdi insanlarımız aç.
Açlıktan nefesimiz kokmaya başladı,
Çaykur çaya bile zam yapıyor.
İnsafsızca bilmem kaç ayda üçüncü çay zammı.
Simide zam.
Ekmeğe zam.
…………
Sonra da neymiş efendim enflasyon düşecekmiş?
Çay zamları alınıp yarıya mı indirilecek?
Yoksa ekmek simit fiyatları mı yâri yarışa düşürülecek?
Bonfileden tere yağdan söz etmiyorum.
Çaydan simitten ekmekten örnek veriyorum.
………….
Her gün her şeye zam.
Her gün her gün hayat daha da pahalı ve acımasız hale gelecek.
Siz biz onlar bunlar ve şunlar ne acıdır ki.
Her gün bir yeni tiyatro sahnesi izleyeceğiz.
Bazen de bir günde üç yeni tiyatro oyunu ile gelip geçeceğiz.
Ama artık bir tek şuna inanıyoruz ki,
BİR GÜN BİR GÜN HERKES YAPTIĞININ HESABINI ÖBÜR TARAFTA VERECEK.
Veremesinler inşallah.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Mensubu olduğu partinin her türlü yanlışını körü körüne hiçbir şeyi kabul etmeyen ve hala savunan kişiye DAVA ADAMI denmez. Partizan denir dalkavuk denir yalaka denir
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Dolmuşlarda yaşlılara ve kadınlara yerimizi vermemek için elimizdeki cep telefonuna gömülme numarası yapmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.
Yorumlar
Salih
12-09-2024 22:03Tebrikler, başınız göğe erdi mi Uğur bey? Bu çarşıların yıkılmasından neden zevk alıyorsunuz? Rampalı Çarşı, Zafer çarşısı, Konaltaş, İhsaniye, Şatoform, Nalçacı daha mı çok sağlam? Burada kul hakkı denmeden nasıl bir gasp yapılacak göremiyor musunuz?
Sariyakup
12-09-2024 15:15Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyorum yeniden. Dağ başı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa sormasa beni. Sen gelsen yeter.”Orhan Veli
Emekli bürokrat
12-09-2024 11:10Mangal yürekli başkanlara söylermisin, İstanbul büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı gibi Konya'yada Kent Lokantaları açsa da fakir fukara yemek yese. Üstelik iktidarın tüm desteği yanında
Oguz Oguz
12-09-2024 09:34Yav bu iş merkezlerine yatırım yapan adamları ve mal sahiplerini de bir düşünen vardır inşallah. Bu binaların bir kısmı kürünerek yol Şefik Can alt gecidine bağlanmalıdır. Sefik Can alt gecidi deyince de gecen gün 2-3 tane genc cocuk alt gecitten gecerken, uzerime legen ve pet siselerle, plastik bardaklarla su döktü. Bisikletli bir arkadaş yardimcı oldu ama ben ugrasmak istemedim. Sehrin edep ve guvenligi bu kadar. Neyse, Mangal yürekli başkanları ve ha bire Şefik Can parkını öven, ama yola park eden bir iki aracı ve Kibrit Cami kavşağını beğenmeyen Uğur abe ve buradaki bir kısım kaldırımın kaldırılarak kavsagin daha da genisletilmesini isteyen bir takipçisini de bir gün iç taraftan Elmas Cami tarafından Tatlar okuluna doğru geçip, pazar yerini de bir incelemelerini rica ederim. Bakan beyin ana babası Sefik Can caddesinde oturunca, parkın ve iç tarafların yol, okul, saglık ocağı, pazar yeri , çeşme, cöp vb sorunları çözülmüyor maalesef. Dun yazınca ilk anda aklıma gelmisti, ama girmek istememistim.5000 ton ham yağı önce hüpleten , sonra gümleten ekibe de hiç şaşırmadım. Güzide bir olcme, degerlendirme, metroloji ve gozetim kurumumuza da zarar vermişti bu insanlar bir kaç sene önce. Kuran kurslarında, hoca cenazelerinde, Ticaret ve sanayi meclislerinde boy sallamakla olmuyor demek ki. Allah islah etsin.
kemancı
12-09-2024 06:21Yav dede sen Din İşleri Yüksek Kurulu’nun "Fiyatları tayin eden Allah’tır" fetvasını duymamışsın galiba. Çaya çorbaya zam geldi diye niye iktidarı suçluyorsun ki? Sen karıştırma o işleri, Başkanım çok yaşa, Reisim çok yaşa de, ortada yuvarlan git.