BU KAÇINCI İMAR AFFI? KAÇINCI DEĞİŞİKLİK?
10 Şubat 2023, Cuma 00:00Siz değerli okurlarımızdan gelen her bilgi, her eleştiri benim için yani vicdanen çok önemlidir.
Her türlü yorum ve eleştiriye açığımdır.
Her yorumdan kendime bir ders çıkartmaya çalışırım.
Bu yüzden bugünkü köşe yazımı da MECZUBUN BİRİ ve ABDURRAHMAN rumuzlu okurlarımızın paylaşımından esinlenerek bir şeyler yazmak istiyorum.
Ama buraya gelmeden önce sağlık ile ilgili bir bilgi paylaşımı yapmak istiyorum.
Çünkü bu konu yerel ve ulusal bazda bugüne kadar hiç gündeme gelmedi.
Biz ise bu konuyu Salı gününden bu yana dostlarımızın sayesinde birebir takip ediyorduk.
SAĞLIK İL MÜDÜRÜ
MEHMET KOÇ’A
ÖZEL TEŞEKKÜR
Her zaman olduğu gibi bu felaket acı döneminde de şovdan reklamdan gösterişten uzak Allah rızası ile görevini Devlet adamı ciddiyeti ile yapan bürokratlarımızdan Sağlık İl Müdürü Prof. Dr. Mehmet Koç ve ekibi inanılmaz bir çalışma içeri indeler.
Tekrar altını çizerek söylüyorum Salı gününden dün öğle saatlerine kadar değil Sağlık İl Müdürü Koç Konya’da ki hiçbir sağlık çalışanı ile telefon görüşmesi yapmamıştım.
Çünkü söyleyeceklerim yanlış anlaşılabilir.
………………
Taki dün “BU ÇOCUKLAR NİYE KONYA’YA GETİRİLMEDİ?” diye bir sağlık çalışanına soruncaya kadar
Felaketin duyulması ile harekete geçen Konya’da Sağlık İl Müdürlüğü de dün itibari ile aralarında 75 uzman doktor olmak üzere 52 ambulans. Bu ambulanslar 4 yataklı paletli dört çeker olmak üzere. 10 UMKE aracı. Bu araçlarda acil ve komuta merkezleri olmak üzere. Temiz su için Halk Sağlığı ve Çevre sağlığı ekipleri ile. 120 UMKE gönüllüsü ile bölgede.
İl Sağlık Müdürlüğü yine dün öğle saatleri itibari ile bölgeye 5 tır ilaç medikal malzeme tıbbi malzeme göndermiş durumda.
…………
Salı günü bize şöyle bir bilgi geldi.
Depremden kurtarılan anne ve babası olmayan 26 bebek Konya’ya kargo uçağı ile getirilecekti.
Ve bu işi de yine reklamsız şov yapmadan İl Müdürü Sayın Koç bizzat yönetiyordu.
(Tüm bilgiler bize deprem bölgesinden geliyordu.
Yani Konya ile hiçbir alakası yoktu
Kargo uçak bile hazır idi)
Bu çocukları emdirecek anneler bile bulunmuştu.
Ama dün resmi görevlilerden olmasa da işin içindeki dostlardan öğreniyordum ki mevzuat hazretleri yine galip geliyor ve bu bebeklerimiz Ankara, Eskişehir ve Kayseri’ye gönderiliyorlardı.
Bunun nedeni de öğrendim.
Bu işler eğer Allah rızası için yapılmaz ise Cenab-ı Allah’ım sebebini sorar.
Ve soracaktır.
……………..
Resmi görevlilerden öğrendiğim son bilgi ise Konya’ya önümüzdeki günlerde yine böyle müdahale yapılacak bebeklerimiz gelecekmiş.
Bu vesile ile Sayın Müdürümüz Koç’a ve ekibine insanlık adına Allah razı olsun diyorum.
…………….
MECZUBUN BİRİ rumuzlu okurumuz dün şöyle yazmış;
“Haddime değil nacizane bu seferde ateş düştüğü yeri yakacak.
Tok açın halinden yine anlamayacak.
Herkes vicdanını rahatlatmak için şunu bunu yaptım diye paylaşacak.
3 ay sonra insanlar oralarda kendi kaderleri ile baş başa kalacak.
Yazıktır günahtır vebaldir.
Bu kaçıncıdır?
Neden ibret alan yoktur?
Aç gözlülüğü insanoğlunun kendi kıyametini kopartmakta lakin insanoğlu ders almamaktadır.
Azıcık vicdanı ahlakı edebi olan şu günde susmalı haline şükretmeli ve tövbe etmelidir.”
……………….
Yazarken ABDURRAHMAN Bey ise;
“Depremi dahi siyaset sahnesi olarak gören yok ben yaptım yok o yaptı diyerek kendinden olanı olmayanı bugünde dahi ayırt eden en tepeden en aşağıya kadar herkes...
Unutulmasın herkes bir gün gelecek ölecektir.
Rabbim ölümün dahi hayırlısını nasip etsin diye dua ederken, kötüler için de yaşasın cehennem demekten başka bir şey söylemek istemiyorum.”
………………….
Ve dün sabah Almanya’dan gelen ve ayarımı bozan önce bir telefon görüşmesi sonra da bu yazı oldu;
“Canım Abim,
Herkes gibi moralimiz çok bozuk.
Rabbim Depremde hayatını kaybedenlere Rahmet, yakınlarına sabır, yaratılara acil şifa versin.
Tabii ki depremin büyüklüğü etkilediği alan tartışılmaz ancak alınması gereken önlemler ile aza indirilemez miydi?
33 yıldır Almanya’da yaşayan biri olarak AF kelimesini pek duymadım.
Suçun büyüğü küçüğü olmaz SUÇ SUÇTUR mantığı ile her alanda caydırıcı cezalar var burada.
Size bir örnek veriyorum;
1 ay önce bir tanıdığımı yeni yaptırdığı 3 kat binanın imarda -Bodrum katı onaylanan yeri oturulacak yere getirdiği için -evin etrafında yeterince yeşil alan bırakmadığı için,
-merdivenlerinin basamağını 1.5 cm yüksek yaptırdığı için tam 22 BİN AVRO CEZA yedi.
Hem de yapılan HATALARI DÜZELTME ŞARTI ile.
Onun için cezalar caydırıcı olmalı.
Bu ülkede Cumhurbaşkanı Christian Wulf hakkında yolsuzluk iddiaları üzerine “görevimi bu şartlarda “ yapamam deyip israfa etmiş ki sonra tüm iddialar karşısında aklanmıştı.
Bu ülkede 2 milletvekili ( Mark Hauptmann, Karin Strenz ) Koronavirüs salgınında Azarbeycan’dan alımı için lobi yaptıkları gerekçesi ile önce partilerinden sonra milletvekilliğinden ihraç edildi.
Bu ülkede daha 1 ay önce Savunma Bakanı Lambrecht oğlunu Askeri Helikopter ‘de yanına alıp tatil yerine bıraktığı için önce parti içinden gelen tepkiler, sonra Federal meclis içinden gelen tepkiler nedeni ile istifa etti.
…
Daha ne yazayım?”
………………
Bugün için bizim konuşmamız gereken 1.5 cm ve yeşil alan konusunda 22 EVRO CEZA…
Hem de HATALARI DÜZELTME ŞARTI ile….
…………..
Önceki gün gerçekten dürüst düzgün bir inşaat mühendisi abim ile deprem inşaat konusunda konuşurken
Abimiz Türkiye’de bugüne kadar 1947, 1953, 1961, 1968, 1975, 1998 ve halen yürürlükte olan 2007,2018 ve 2019 olmak üzere, deprem yönetmelikleri toplam 9 kez yenilendiğini söylüyordu.
İnanamadım.
Dahası inanmak istemedim.
Zorlayınca abim internete girdi hepsini tek tek gösterdi.
Büyük Marmara depreminden sonra 2007, 2017 ve 2019 da bir daha bir daha.
Hey Ya rabbim.
Durun daha bitmedi ki.
İmar Barışı kapsamına 31 Aralık 2017 tarihinden önce ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapılmış kırsal ve kentsel alanlardaki tüm yapılarda yasallaştı değil mi?
Eeeee şimdi hepimiz ekran karşısında ağlıyoruz.
Ekran karşısında peynir ekmek yerken sıcacık çorbamızı içerken kendimizi suçlu gibi hissediyoruz.
Enkaz altında kalan binlerce can.
Buradan kurtulan yaralılar.
Ve yaralar sarıldıktan sonra (!) psikolojisi bozulmuş on binler.
Sizce deprem ülkesi olan Türkiye’mizde biz nerede hata yapıyoruz?
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İnsana aklı, dertlerinden kurtulması için verilmiştir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Vicdanlarımızı rahatlatmak için uğraşacağımıza vicdansız işler yapmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
İsmail Hakkı Yaman
10-02-2023 17:14Yorum yazmaya çalışıyoruz,yazımız bitmeden sayfa kendini yeniliyor,buna lütfen bir çözüm bulun...Bu güne kadar çok yaşadım,insan doğru düzgün düşüncelerini ifade edemiyor
bir bilen
10-02-2023 16:56hiç bir zaman ayrımcı olmadım hiç kimseyi ötekileştitmedim.hayatımda kimseye kin tutmadım ama eğer devlet bu geçiçi statüdeki göçmenlerle ilgili bir acil karar vermez ise bu sorun hem hükümetin sonunu getirecek hem bir milli güvenlik meselesi olacak.buraya not düşüyüm.
Kitabın Ortası
10-02-2023 09:56Yanlışların affı, geleceğin idamıdır.
KONYALI HASAN
10-02-2023 09:38KÖŞE YAZISINI HERGÜN OKUYORUM VE BAZEN YORUM YAZIYORUM.TAM BUGÜN DE AYNISINI YAPMAK İSTEDİM VE YORUMUMU YAZMAYA BAŞLADIM. SON CÜMLELERİM KALMIŞTI Kİ, SAYFA KENDİNİ YENİLEDİ VE BÜTÜN YAZDIKLARIM SİLİNDİ. BU BİRKAÇ DEFA OLDUĞU İÇİN ARTIK YORUM YAZMAYI BIRAKTIM. SAYIN EDİTÖRE DUYRULUR.
Abdurrahman
10-02-2023 01:23Bu ülkede nasılki Fahri Trafik müfettişleri var ve bunlar trafikte egosuz bir şekilde farkındalık ve kurallara uyma bilinci oturtmaya çalışıyor ve bunu yaparken de bağımsız ve çıkarsız calışıyorlarsa, benzer şekilde Fahri vergi müfettişleri, Fahri Belediye Müfettişleri Fahri Zabıta Müfettişleri, Fahri süpermarket fiyat müfettişleri gibi çok sayıda alanda bağımsız ve çıkarsız müfettişlere ihtiyaç var. Bağımsız STK ve örgütlü toplum olmak yanında bağımsız ve çıkarsız fahri müfettişler bizim hayatımıza girmeli ve bizi muasır medeniyetler seviyesine yükseltecek çaışmaları artık bir an önce hayata geçirmeliyiz. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın, her koyun kendi bacağından asılır vb. sözleri artık hayatımızdan çıkaralım!