BUGÜNLER ÇOK İYİ GÜNLER… NİYE Mİ? YAZALIM O ZAMAN

Siyasi görüşlerimiz, inançlarımız, cemaatlerimiz, tuttuğumuz takımlar farklı farklı olsalar da bizim gideceğimiz BAŞKA BİR ÜLKE YA DA ŞEHİR OLMADIĞINA GÖRE mutlu ve huzurlu olmanın yollarını bulmalıyız.

Bunun için de fotoğrafı biraz iyi okuyup aklımızı başımıza almalıyız.

Bu işin şu parti bu parti ya da iktidar, muhalefet gibi ucuz söylemlerle de bir alakası yok.

Kim ne yapar?

Nasıl yapar?

Bilemem.

Bunun sorumlusu ya da vebali bizde değil.

AMA GİDİŞATIMIZ HİÇ DE İYİYE DOĞRU DEĞİL.

Lafı uzatmadan izninizle hemen detayları ile örnekleri ile konuya giriş yapalım mı?

AT AVRAT SİLAH

TAMAM DA BU SİLAH

İŞİNİN, BU BAŞIBOŞLUĞUN

SONU NEREYE KADAR?

Biz Türklerin ya da o benim bildiğimi sandığım Türklerin tarihlerinde, efsanelerinde, hikayelerinde bir üçleme vardı;

AT-AVRAT-SİLAH?

At..

Atın şeklini değiştirdik(!)

Avrat…

Baş tacı işlerimizi yerlerde sürüyoruz.

……….

SİLAH…

Magandalık bugün belki o yetkililerin başını, canını yakmıyor ama yakmaya az kaldı diyorum.

BİR EMEKLİ

VALİNİN EVİNİN

KURŞUNLANMASI

Bir emekli valimiz hafta sonu beni aradı.

Önce dertleştik.

Sonra başına gelenleri anlattı.

Sonra da Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Uğur İbrahim Altay ve AK Parti İl Başkanı Sayın Hasan Angı’ya yazdıklarını ve durumu özetleyen fotoğrafları paylaştı.

İşte Sayın Vali ŞEHRİN 1 NUMARALARINA şöyle demiş;  

“Sayın Başkan,

Huzur ve sükunet kenti Konya’da,

Kendi evimizde huzurla ve sükunetle oturamıyoruz.

Nalçacı Caddesi sonu, yeni gar binası karşısında şehrin ortasında, çok yoğun ve hareketli bir bölgede bulunan eski kunduracılar çarşısı içindeki metruk binalara sorumsuzca verilen ruhsatlarla faaliyette bulunan içkili yerlerdeki, rezaleti hiçbir yetkili görmezden gelemez.

GELMEMELİ.

Dünya kenti diye övündüğümüz şehrimizin bu hale getirilmesini hiçbir vicdan sahibi kabul edemez.

Bu hale getirenler de sonuçlarına katlanmalıdır.

SAYIN BAŞKAN LÜTFEN BU REZALETİ ÖNLEYİNİZ.

Kimse kimseyi evinin içinde kurşun yağmuru altında yaşamaya mahkum edemez.

Kimse kendisini sorumsuz addedemez.

28.07.2023 gecesi (musalla bağları mahallesi ……………… sk. …………. sitesi ………………….Selçuklu)

Evimizde otururken salon penceremize isabet eden kurşun önce panjuru delip camı parçaladıktan sonra salondaki kirişe çarparak duvardaki tabloyu da delmiştir.

Aile fertlerimizden herhangi birine isabet etmemesine şükretmekteyiz.

Emniyet olay yeri inceleme ekiplerinin ilk tespitlerine göre karşımızda bulunan içkili yerlerden (bar-meyhane-pavyon vb) gelmiş olabileceği belirlenmiştir.

Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin başarılı ve gayretli çalışmaları devam etmektedir.

SAYIN BAŞKAN LÜTFEN SON YILLARDA ADETA KADERİNE TERKEDİLMİŞ VE ÜÇÜNCÜ DÜNYA ÜLKELERİ SEVİYESİNE DÜŞÜRÜLMÜŞ BÖLGEYİ BİR KEZ YERİNDE GÖRÜNÜZ.

Bölgenin bu hale düşürülmesi yetmezmiş gibi üstüne üstlük meyhaneler bölgesi haline getirilmesine sebep olanlar hesap vermekten kurtulamazlar.

Eğer şehrin merkezindeki bölgenin bu durumunu aklınız ve vicdanınız kabul ediyorsa başka bir söz söylemeye gerek yoktur.

Bölge halkı bu durumdan fevkalade müzdarip ve müştekidir.

Selamlar.”

……………..

Şimdi silah kurşunlama, diyelim ki magandalık, havai fişek atmalar deyince aklımıza ya da hedefe ilk kim geliyor?

Tabii ki POLİS…

Peki POLİS ne yapıyor?

(Bu alan benim de gıcıklık alanım olduğu için yazmasam da hep bu işin üzerindeyim)

Birileri bu şehirde gece gündüz, sabah gece yarısı sürekli tabanca tüfek sıkar?

Adı düğün dernek pilav çetnevir ya da en basitinden doğum günü kutlaması diye yine havaya sıkar havai fişekler atarız.

…………….

Ama biz 30 yıl ya da 20 yıl önce böyle değildik.

Çünkü havaya sıkacağımız merminin kuruşunu hesap eder boşa sıkmazdık.

Havai fişek diye bir şey yoktu ki.

En basit patlatma (!) işi yılda iki dini bayramda atom, füze, mantar tabancası çatapatlardı ….

Bu şehirde ortalık mermilerden havai fişeklerden yıkılırken polisin elinde armut toplamıyor sabah kadar o adres bu sokak, bu düğün, bu çetnevir baskın yapıyorlar.

Sonuçta ne olur?

Polis çuval çuval ruhsatlı ruhsatsız tabanca tüfek topluyor.

Bakın polisin düğün derneklerden topladığı tüfek ve tabancalardan sadece ikisi

(Bu konuda arşivim sıkıdır)

Birde şöyle bir durum var.

Duyarlı vatandaş yandaki evden silah atılıyor diyor adresi veriyor.

Polis geliyor silahı alıp gidiyor 

Adam yarım saat sonra havai fişek atmaya başlıyor.

Bu mahalledeki diğer insanlarda sanıyor ki polis gelmiyor, ya da polis gelse de bir şey yapmıyor çekip gidiyor.

………….

Son dönemlerde bir şeye dikkatinizi çekmek istedim hep.

Bir; bu iş yasalar başta olmak üzere diğer sosyal, toplumsal faktörlerin devreye girmesi ile polisi hızla etkisizleştiriyor.

İki; Polis bir yerden sonra heyecanını mücadele gücünü yitirmeye başlıyor.

Allah’tan devlet otoritesi bu zincirin kırılmasını engelliyor.

Allah muhafaza bundan sonrasını düşünmek dahi istemiyorum.

…………….

Peki bu iş neden bu hale geldi?

Yarın bu hızla daha da korkunç gerçeklerle karşı karşıya geleceğiz.

Peki neden? Neden?

……………..

İstanbul’u Ankara’yı Diyarbakır’ı Van’ı bilmem ama Konya neden?

Çok basit.

Gerçek ortada ama hiç kimsenin o acı gerçeği görme gibi bir niyeti yok.

Bakın bu devletin valisi hem de AK Parti iktidarlarında valilik yapmış emekli vali, Konya için gerçeği vurgulamış ama kimin umurunda?

………………

Konya’da bu alkollü ya da daha başka isimler altındaki sıkıntılı mekanlar niye hızla çoğalıyor?

Ben Konya’nın 40 yılını kusura bakmayın ama sizlerden daha iyi bilirim.

Bu dönemde hiç CHP’li bir belediye bu şehre hizmet etmedi. 

Eeeee burası da dağ başı olmadığına göre,

Zehirli mantarlar kendiliğinden bitmediğine göre;

Muhafazakar Konya’mı kim hangi bilinmeyen gizli el karıştırıyor?

………………

Sizce bu soruyu kendimize sormamız gerekemez mi?

Ya da şöyle bir kenara çekilip aynaya bakıp şapkayı önümüze koyma zamanımız gelmedi mi?

……………

Sıkıştık mı polis… polis…

O da olmadı mı yasalar böyle hakim böyle savcı böyle…

…………

Olmuyor değerli büyüklerim gerçekten olmuyor.

Trafiğinden şu sıkma işlerine kadar bu işte en büyük vebal tepeden başlar en aşağıya bizlere kadar iner.

Her tıkanan trafikte.

Her kazada.

Her yaralamada ya da şu… bu… nedenlerde ölümlerde vebaliniz var.

…………..

Kızıyorsunuz bana biliyorum.

Ama bunları dile getirmezsem bende vebal altında kalırım.

Kızdığınız için bana kırıldığınız için bende üzülüyorum.

Ama yüce Rabbimin vebalinden daha çok korkuyorum.

Beni siz yine affedin olur mu?

……………………….

Başlığımızdaki “BU GÜNLER ÇOK İYİ YARIN DURUM DAHA KÖTÜ OLACAK” örneklerimize yarın kaldığımız yerden devam edelim olur mu?

Sizleri çok seviyorum.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Ne seveni sevebildik ne de sevdiğimize kendimizi sevdirebildik. Ya sevmesini bilemedik ya da haddinden fazla sevdik.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Havaya tabanca tüfek saydırırken havai fişekleri patlatırken o sokakta uyumakta olan bebeklerin olduğunu ya da yatağa mahkum yaşlıların olduğunu bu patlamalarla bu insanların korktuğunu idrak edebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.