“CAN” ÇIĞLIKLARINA DİKKAT

Bugün yine konuyu vaka sayılarına, ölüm sayılarına, pandemiye, aşıya, hastanelerde ki çaresizliğe değinmek istiyorum.

İstiyorum ama bizim toplum 40 yamalı bohça gibi gittikçe parçalanmaya başladı sanki.

Mesela geçen akşam cep telefonuma düşen “Günlük vaka sayısı, şu kadar vefat” haberini endişe ile okuyunca yanımdaki abim birden sert çıktı;

“Ne olmuş yani? Bir günde kaç kişi kalp krizinden ölüyor. Kaç kişi kanserden ölüyor. Bu rakamlarda ne var ki?” deyiverdi.

……………

Vallahi biz herkesin görüşüne saygı duyuyoruz.

Ama damdan düşenin halini damdan düşen bilirmiş ya.

Alın size bir dostumuzun, bir sıkı okurumuzun bir iş adamımızın dahası yoğun bakımda can çekişip şimdi normal odada tedavi gören bir insanımızın yazdıklarını birlikte okuyalım.;    

“Sayın CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN DAHA NE YAPSIN?

SİZLERE DAHA NE YETKİ VERSİN SİZE?

SİZ UYGULAYACAKSINIZ.

KOSKOCA ŞEHRİ YÖNETİYORSUNUZ.

VE SINIRSIZ YETKİ VERMİŞ SİZE SAYIN CUMHURBAŞKANIM

UYGULAMA YETKİSİ SİZDE O ZAMAN UYGULAYIN

Neyi mi uygulayacaksınız?

- Hastaneler perişan!

-Tıp çalışanlarından ALLAH razı olsun.

Uyku durak yok onlarda kan ter içinde çalışıyorlar gözümle gördüm.

-Covidli hastalar hastanelerde koridorlarda cuma günü sedyelerde, yerlerde sürünüyorlar ve     yatıyorlar.

-Ben cuma gün covidli hasta olarak hastaneden sekiz gün yattım ve çıktım.

Çok şanslıydık eşim ve ben tedavimiz olumlu geçti.

10 günde evde karantina da geçireceğiz.

Peki bundan sonra Konya’da gelen hastalar ne olacak?

- Konya Hastane bolluğu olan bir şehir mi?

Şehir!

Oda yok, yer yok Konya hastanelerinde.

-Tehlike şehirde çok büyük.

-Bunu hissetmemek mümkün değil.

- Hastanelere gelen hasta doktor eşlerine dahi yer yok Konya da ki hastanelerde.

-Evet bu şartlarda şehrimizi yönetenler neden radikal karar almıyor?

Şehir perişan durumda iken düğün yemekleri , düğün pilavları, havaalanının yanında mangal partileri … Hatıp’da mangal alanları.

Parklarda mangal partileri.

Yüzlerce düğün salonu şu üç gün içinde tüm düğünler iptal edilebilirdi.

Kimsede Sayın Valimize, Büyükşehir Belediye Başkanımıza ya da falanca yetkiliye kimse bir şey demezdi. Şimdi böyle ciddi tedbirler alınmıyor.

Konya mahvoldu.

Konya perişan.

Bu düğünler ve mesire yerlerinden çıkacak COVİD ‘ li hastalar bonus şehrimize.

Suçlu kim mi?

BİLMEM SUÇLU KİM BİLMEM.”

………………

Bu abimizi daha sonra telefonla aradım geçmiş dileklerimi sunmak istedim.

Abimizin durumu gerçekten çok ağır geçmişti.

Hastanede ki ilk dört gün için “Ayağa kalkabilsem. Eve gidip 10. Kattan kendimi aşağıya atacaktım. Ölmeyi düşündüm. Ben böyle bir şey yaşamadım.” Diyordu.

Durumun vahametini varın siz düşünün artık.

………….

Evet Konya olarak maalesef yine çok zor durumdayız.

Hastanelerin hali perişan.

Sağlık çalışanların inanın elleri kolları artık kalkmıyor.

Bu abimizin dediklerinden bir kez daha anlıyorduk ki “millet olarak bizi bize bırakırsınız ölüm bile bize tırıs gelir tırıs gider”

Hiç unutmuyorum ülkede AIDS patladığı günlerde yol kenarında hatunlarla pazarlık yapan bir erkeğe muhabir mikrofonu uzatıyor ve soruyordu.

Adamcağızın verdiği cevap hala kulaklarımda çınlıyor;

“ATIN ÖLÜ ARPADAN OLSUN”

………….

Tamam tamam cesur milletiz ama bu kadarına ne denir biliyor musunuz?

Ben diyemem.

Siz deyin.

YA AŞI YA PCR YE BİR ALTERNATİF OLABİLİR Mİ?

Gerçekten çok okuyan, analitik düşünen zeki hukukçu bir abimin yazdıklarını sizlerle paylaşarak büyüklerimize Ankara’ya şöyle bir kapı aralamak istiyorum.

“Senin “ÖLME DE; NE YAPARSAN YAP MI!” başlıklı yazınızda, Covid19’ a karşı vücutlarımıza enjekte edilmek istenen sıvılara (birilerini AŞI olarak adlandırdığı şey) karşı olanlarla “empati kurmuş olmanızdan cesaretle” bir konuya açıklık getirmek istedim.

Son genelgeyle “ya aşı ya da PCR” noktasına gelindi.

Şimdilerde otobüs, tren, uçak yolculuğu öncesi ve sinema, tiyatro, konser, spor müsabakaları öncesi diye başladı; yarın ne getirir bilen yok.

PCR testi en fazla 48 saat öncesine ait olacak.

Yani “İstanbul’ a gidip geleyim” diyen birisi bir kez giderken ve bir kez de dönerken burnuna sondaj yaptıracak.

Ben, aşı karşıtı değilim.

Birilerinin AŞI olarak tanımladığı şeye karşıyım.

Bunu vücuduna enjekte ettirmek istemeyenlere PCR testi zorunluluğu getirilmesini de anlayabiliyorum. Evet anlayabiliyorum.

Tamam test yaptıracağım ama neden PCR testi yaptırıyorum?

Neden burnumun dibine kadar sokulan çubuk ile yapılan ve sonucunun çıkması yarım gün süren PCR testini yaptırıyorum?

Bunun daha pratik bir yolu varken; neden PCR testi?

Şimdi size DIAGNOVİR’ den bahsedeyim.

BİLKENT ÜNİVERSİTESİ geliştirdi bu testi.

Üniversitenin ULUSAL NANOTEKNOLOJİ ARAŞTIRMA MERKEZİ’nde bizim bilim insanı evlatlarımızın çabaları ile üretildi.

Bu testin 3 önemli özelliği var.

Öncelikle ağızdan alınan sürüntüden test yapılıyor. Test sonucu 15 dakikada çıkıyor. Üstelik doğru sonuç alma oranınız % 99.

Diagnovir’ in üreticisi olan firmanın genel müdürü Esin AKPINAR hanım şöyle bir açıklama yaptı.

"Yeni eğitim-öğretim döneminde okullarda daha çok kapalı alanlara gireceğiz, kapalı salon programları yapılacak. Diagnovir bu süreçler için çok uyumlu bir cihaz. Çünkü toplu insan trafiğinin yüksek olduğu havalimanları, konserler, okullar, iş yerlerinde kullanılabilir. Sonucunu negatif alanlar rahatlıkla oralarda faaliyetlerine ya da çalışmalarına devam edebilir. Ürünümüzü, sosyal hayatı açma yönünde büyük bir sigorta gibi görüyoruz." diyor Esin Hanım.

Yani özetle ne mi diyorum?

Birilerinin AŞI dediği şeyi yaptırmak istemiyorum; yaptırmayanlar için azaba dönüşecek olan PCR testine de karşıyım.

Test mi istiyorlar?

Diagnovir testini kullanmaya başlasınlar; yaptıralım.

Zulmetmesinler bize.

Bir de şunu belirteyim; bundan böyle onlar kendi yoluna ben kendi yoluma.

Yani beni siyaseten tanımlamak için kullandığın her ne varsa unut abiciğim.

(Bu abimiz kanını kessen Reis ve AK Parti akan bir abimizdir. Buradan bana mesaj gönderiyor)

Saygılarımla.”

……………..

Sayın Bakan Koca bile hafta sonu rakamlarını açıklarken tehlikeye bir kez daha dikkat çekti.

Benden bugünlük bu kadar.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İstediğin kadar yüksel. Ama şunu unutma yükselmiş olmak düşmeyi önleyemez

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Mavi boyalı bisiklet yollarının olduğu bölgelerde bisiklet sürücüleri ana yoldan bisikletlerini kullanmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.