ÇANAKKALE GÜNLÜKLERİNDEN PASAJLAR (1)
16 Mart 2016, Çarşamba 08:53Mehmet Sinan Bey, günlüğünün bir yerinde şunları yazar: "Bittabi bu şerâit (şartlar) altında hareket etmenin ve hatta yaşamanın bile imkânı yoktu. Nitekim kolordu mıntıkasında harp ikinci plana düşmüş, iaşe derdi ön safta bütün zihinleri işgal etmiş bulunuyordu… karınları doymayan efrâd (fertler, askerler) karınca yuvalarını kazarak tane bulmaya ve buldukları kemikleri ezerek (ve ebegümeci otu) yemekle savaşıyor, başıbozuklar ise açlıktan ölen her nevi hayvanların leşlerini paylaşıyorlardı.”([1])
Çanakkale Savaşları esnasında " Cepheden Cepheye" ismiyle günlük tutan muhariplerden, Mümin Mustafa hatıralarının bir yerinde şöyle der: "…Ah bir damla sirke. Bir parça şeker ne enfes bir şeymiş. Dünyanın bu nefis gıdalarını görmesek, kokusunu duymak da yetişir. Ah bir tabak salata!"
O günkü ecdadımız ile bugünkü torununun hayat felsefesi ne kadar farklı. Çanakkale’de çarpışan askerlere verilen çok cüz’i miktardaki maaşı bile;“Tütünü ve yemeği bulduktan sonra ne yapacağız biz parayı” diyerek reddedenler olmuştur.([2])
Günlerdir boğazından hiçbir şey geçmemiş, aç bir vaziyette savaşırken ağır yaralanan Mehmetçiğe ekmek verdiklerinde şöyle demiştir:“…Kardeşlerim şimdi benim bu ekmeği yemem uygun düşmez. Ben birazdan öleceğim için bu ekmek ziyan olmasın (boşa gitmesin). Gavurla çarpışan bir arkadaş yesin de ona enerji olsun.” ([3])
Giyecek hususunda da Mehmetçiğin çektiği sıkıntıları, yaşadığı imkânsızlıkları anlatan birkaç anekdot sunuyorum: “…Bazı askerlerin ayağında iple tutturulmuş çarıklar bulunuyordu. Bazıları ayaklarına çaput bağlamıştı. Kiminin ayağı ise çıplaktı. 19. Tümen Kurmay Başkanı Yarbay İzzettin (Çalışlar) 59. Alayın talimini izlediğini, her taburda ayağı tamamen çıplak 50-60 asker gördüğünü söyler.”([4])
“Erat için istenen sayıda haki üniforma bulunamamıştı. Bu erler kendi giysileri ile hizmet etmek zorunda kalmışlardı. Birliklerin büyük bir bölümü kaputsuzdu. Özellikle ayakkabı yokluğu duyuluyordu. Dayanıklı ayakkabı azdı. Eratın pek çoğu çarık giyiyordu. Bir bölümü ise daha perişandı. Yalın ayak yürüyenler vardı. Çamaşır durumu da iyi değildi. Köyünden kentinden getirdiği eşya, kullanılmış ve yenilemek olanağı bulunamamıştı. Böylece er, yırtık ve acınacak durumdaki giysisini iç çamaşırsız giymek zorunda kalmıştı.”([5])
Şu olayda ne kadar ibretli: İki taburu daha önce Anzakların karşısında tamamen şehit olan, fakat Anzaklar’a geçit vermeyen "... 57. Alayın komutanı, Bombasırtının güney eteklerinden aşağıya baktığında çok garip bir şekilde, arazide yayılmış küme küme beyazlıklar görür ve hemen tabur komutanını çağırarak sorar: "Bunlar ne?"
Tabur komutanının cevabı ilginçtir:
"Efendim, onlar, fecre az bir zaman kala emriniz ile hücuma geçecek erlerimizin iç çamaşırlarıdır."([6]) Onlar kendilerinin mutlaka şehit olacaklarını biliyorlar ve yine biliyorlar ki, geride kalan, düşmanla çarpışacak Mehmetçik kardeşlerinin çoğunun giyecek iç çamaşırı yok. Hiç olmazsa boşa gitmesin, onlar giysinler diye geride bırakıyorlar.(Yazımıza yarın devam edeceğiz.)
Dipnotlar:
1- Mülâzım Mehmet Sinan, “Harp Hatıralarım”, (Çanakkale-Irak- Kafkas Cephesi)
Hazırlayanlar: Hasan Babacan, Servet Avşar, Muharrem Bayar, Vadi Yay. Ankara 2006. s. 98.
2 -Harp Mecmuası, Hazırlayanlar: Ali Fuat Bilkan, Ömer Çakır, Kaynak Kitaplığı, İst. 2004, s. 142.
3 -Türk Dünyası Tarih Dergisinde yer alan Aydın Ayhan’ın Tespitlerinden naklen Mustafa Turan, a. g.e.s.125.
4- Yusuf İzzettin Barış, “Çanakkale Savaşları”, s. 95.
5 -Binbaşı Muhlman, “Çanakkale Muharebesi”, Çev. Alb. Halil Kemal, Askeri Matbaa,İst. 1927, s. 4.
6 -Necdet Muallimoğlu,“Düşünen İnsana Hazire”,Şahsi Basım,İst.1996,s.1106.Yeni Düşünce Dergisi,sayı 7, 1981, a. g. yazı dizisi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.