ÇANAKKALE ZAFERİMİZ
20 Mart 2017, Pazartesi 07:19
Türk milleti olarak bizlerin, vatanımıza olan sevgimizi ve bağlılığımızı, diğer milletlerden üstün kılan bir özelliğimiz olup, bu farkımız tarihsel bir gerçektir. Çünkü bizim için vatan sevgisi en asil ve en yüce bir sevgidir.
Bizler vatanları uğruna, şehitlerinin ve gazilerinin kanlarıyla destan yazan, milletinin geleceğini kendi menfaatlerinden üstün tutan bir anlayışta olan ve ecdadımızın bu vatan topraklarını bizlere nasıl emanet ettiğinin bilincinde olan kutsal bir vatan sevgisine sahibiz.
Cenab-ı Hak, şehitlerin ölü değil, diri olduklarını ve O’nun tarafından rızıklandırıldıklarını bildiriyor. İnsan, ölmekle bu mertebeye yükseldiği halde, Yüce Allah, onların ölü değil, bizim anlayamadığımız bir hayat ile diri olduklarını bildiriyor ve şöyle buyuruyor:
“Allah yolunda öldürülenlere (şehitlere) ölüler demeyin. Hayır onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz”(1) “Allah yolunda öldürülenleri (şehitleri) sakın ölü sanma. Bilakis onlar diridirler. Rableri katında, Allah’ın lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşmayan (henüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler”.(2)
Şehitlik olmadan vatan olmaz. Bugün sahip olduğumuz bu cennet vatan, kahraman ecdadımızın her karışını, kanları ile sulayarak bize emanet ettikleri topraklardır. Mehmet Akif, ecdadımızın bu fedakâr gayretini şöyle ifade etmektedir:
“Zannetme ki ecdadın asırlarca uyudu, Nereden bulacaktın o zaman eldeki yurdu? Üç kıtada yer yer kanayan izleri şahid, Dinlenmedi bir gün o büyük şanlı mücahid.”
İmanın küfre, tevhidin tekniğe, manânın maddeye, haklının haksıza galip geldiği zaferin adıdır Çanakkale.
Enbiya yurdu bu toprak, şüheda burcu bu yer
Bir yıkık türbesinin üstüne Mevla titrer
denilen aziz vatanını, o zor günlerde aç susuz kaldığı halde düşman çizmeleri ile çiğnetmemek, ırz, namus ve şerefini rencide ettirmemek, minarelerden ezan sesini, mihraplardan Kur'an sesini susturmamak isteyenlerin, kemikleriyle tepeler, kanlarıyla ırmaklar, yaptıklarıyla efsaneler meydana getirerek kazandıkları bir zaferdir.
Düşmanların üstün gücüne ve gelişmiş tekniğine rağmen milletimizdeki sarsılmaz iman, sönmeyen vatan sevgisi, birlik ve beraberlik duygusu, Çanakkale’yi geçilmez yapan ruhtur. M. Akif ERSOY İstiklâl Marşı’nda bunu ne güzel ifade eder:
Garbın âfakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar!
Çanakkale muharebelerinde, bütün mahrumiyetlere ve mühimmat yetersizliğine rağmen Türk askeri, Çanakkale’nin geçilmez olduğunu ispatlayarak destan yazdıran şanlı şehitler, kahraman ecdadımız; Allahın selâmı sizlerin üzerine, sizin himmet ve şefaatiniz de bizlerin üzerine olsun. Zaferin 102. Yılında sizi minnet ve şükranla anıyoruz.
Gönülden Muhabbetlerimle.
Dipnotlar:
1-Bakara, 2/154.
2-Âl-i İmrân, 3/169-170.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.