Cehennemden Kurtuluş
03 Mayıs 2021, Pazartesi 10:52Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş ayı olan mübârek Ramazanın son on günü olan cehennemden azad günlerindeyiz. Onun için artık bu feyizli günleri çok iyi değerlendirmeliyiz."Yâ Rabbi, bizi cennetine dahil eyle!.. Yâ Rabbi bizi cehenneminden âzâd eyle!.." diye de çok dua etmeliyiz.
İnsanlığın kararan ufkunu aydınlatan Kur’an-ı Kerim bu ayda ve Kadir Gecesinde inmeye başlamıştır. Kadir Gecesi, gecelerin en feyizlisi ve bereketlisidir. Bu gece çok şerefli ve müstesnâ bir gecedir. Kur'an-ı Kerim'de müstakil bir sure ile şerefi yükseltilmiş, Kur’an’ın 97. sûresi olan “Kadir suresi” buna tahsis edilmiştir. Bu surede gece ile ilgili olarak şöyle buyurulur:
“Doğrusu biz Kur'an-ı Kadir gecesinde indirmişizdir. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu bilir misin? Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır, melekler ve ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” ( Kadir, 97/1-5.)
Kadir gecesinin Ramazanın hangi gecesi olduğu konusunda birçok görüş ileri sürülmüştür. Âlimlerin çoğunluğunun görüşü, Ramazanın yirmi yedinci gecesi olduğu şeklindedir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), “Siz Kadir gecesini Ramazanın son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız” buyurmuşlardır. (Buharî, Leyletü’l-Kadr, 2, II, 253; Müslim, Sıyam, 40. I,828; Tirmizî, Savm,72. IV,158.)
Manevi güzelliklerle dolu olan Ramazan ayı, bize sayısız nimetlerin kıymetini hatırlatarak, nimetlerin asıl sahibinin Cenâb-ı Hakk olduğunu kavratarak bizi şükre yöneltir. Oruç tutanlar nefsin aşırı derecedeki taleplerini durdurmak ve iradelerine hâkim olmak için büyük güç kazanırlar.
İşte bütün bu güzellikleri ile Ramazan, nefislerin terbiye edildiği, yoksulların görüp gözetildiği, Allah’ın af ve mağfiret deryasının adeta coştuğu bir aydır. Cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların zincire vurulduğu bu mübârek ayda, oruçlarımızı Allahın emrettiği şekilde tutmaya gayret edelim.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bu ayı, diğer aylardan daha fazla ibadet ederek, diğer aylarda verdiğinden daha fazla infak ederek değerlendirirdi. Bizler de bu ayı diğer aylardan farklı kılmalıyız. Daha fazla Allah’a yaklaşarak, daha fazla infak ederek, daha fazla tebessüm ederek, daha fazla hoşgörülü olarak, daha fazla paylaşarak, daha fazla ailemize zaman ayırarak, geçirme gayretinde olmalıyız.
Mübarek Ramazan ayı karşılıklı sevgi gösterileri için de güzel bir fırsattır. Bu da kişilerde mutluluk duygularını canlandırır; böylece toplum sağlığına yardımcı olur; milletine, dindaşlarına sadakat bağlarını güçlendirir.
Oruç insana iyi huylar kazandıran köklü bir irade terbiyesi ve ahlâk eğitimidir. Oruçlu insan; yalan, gıybet, iftira, hile, aldatma, her türlü kötü söz ve davranışlardan uzak, bütün sosyal ilişkilerinde, söz ve sözleşmelerinde, iş ve işlemlerinde dürüst ve dosdoğru olmalıdır.
Kamil anlamda oruç bütün organların iştirakiyle gerçekleşir. Oruç tutan kişi mideyi yemekten içmekten koruduğu gibi, dilini de yalandan, gıybetten, kötü ve boş sözlerden uzak tutmalıdır. Göz harama bakmamalı ve kusur aramamalıdır. Kulak yalan, dedikodu, gıybet ve boş sözler dinlememelidir. Müslüman bütün benliğiyle Allah ile beraber olmalıdır.
Oruç sosyal dayanışma ve yardımlaşmayı içinde barındıran bir ibadettir. Müslüman bu dünyada yalnız olmadığını bilir. İhtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılamanın bir görev olduğunun bilincindedir.
Mü’minlere bir ikram olarak sunulan ramazan ayı; ibadet, tövbe, dua, zikir, hakkı ve sabrı tavsiye, Kur’an’ı okuma ve anlama, arınma, sosyal yardımlaşma ve dayanışma ayıdır. Başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden azad olan ramazan ayını amacına uygun bir şekilde değerlendirelim. Gönülden Muhabbetlerimle…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.