CEZAEVİDE YETMEZ ADLİYE BİNASIDA…
16 Eylül 2021, Perşembe 08:01Bugün biraz sıkıntılı konulara değinmek zorunda kalacağız. Kalacağız ama bunun sebebi de inanın siz değerli okurlarımızsınız.
Ama önce bu sıkıntılı konulardan önce yine değerli bir okurumuzdan gelen kendisini mutlu eden bir paylaşımdan söz etmek istiyoruz.
MERAM YENİ YOLDAKİ ALT GEÇİT
Ülke sevdalısı şehrin kara sevdalısı hassas duyarlı dostumuz Abdurrahman Özkaynak Bey görüp görüntülediği ve sevindiği konuyu bizimle şöyle paylaşıyordu;
“Uğur abi merhaba.
Uzun bir zamandan sonra Konya Büyükşehir’in mi yoksa Meram Belediyesi’nin mi sorumluluk alanında olduğu konusunda bir karar verilememiş olunsa da Meram Belediyesi tarafından, Meram Yeni Yol üzerine çöp kutuları konulması konusunda bir çalışma yapılmış olması beni çok mutlu etmişti.
Dün de battı çıktı alt geçidinden geçerken Konya Büyükşehir Belediyesinden kalabalık bir heyetin burada inceleme yaptıklarını görüp ne yapacaklarını sorduğumda; battı çıktı alt geçidinden geçen araçların zarar verdiği demiryolu köprüsünün alt kısımları için bir çalışma başlatacak olduklarını öğrenmekten de çok ama çok mutlu oldum.
Sizinle paylaşmak istedim
Saygılarımla”
……………….
Biz de Abdurrahman Beye ve duyarlı insanlarımıza yöneticilerimize huzurlarınızda teşekkür ederiz.
BU KOCA ADLİYE BİNASI DA NE OLACAK?
Dün yine çok saygı duyduğum bir avukat abimizden bu fotoğraf karesi geldi.
Baktım baktım bir şey anlamadım.
Ayıp olacaktı ama yazdım;
“Abi bu da neyin nesi bir şeycik anlamadım vallahi”
Abimiz yazdı;
“Konya adliyesinden bir levha.
Mahkemeyi üçe böldüler.
Duruşma salonu yok.
Kalemde duruşma yapıyorlar.
Burası bir de yeni bina”
…………….
Vayyyyyy
Birden bu binanın ilk yıllarına gittim.
Dönemin Cumhuriyet Başsavcısı kulakları çınlasın Fatih Özdemir Bey Adliye binası yükselirken nerede ise her gün bu binaya uğruyordu.
İnşaat ile ilgileniyor bilgi alıyordu.
Arada bir bizi de gezdiriyordu.
Bugün yetmez hale gelen o bina bana o kadar büyük o kadar lüks geliyordu ki sorup duruyordum. Çünkü odalardan koridorlardan büyüklüğe anlam veremiyordum.
Şunun şurasında kaç yıl oldu.
Düşünsenize şimdi o dev bina yapılan ek binalara rağmen ihtiyaca karşılık veremiyormuş.
………….
Şimdi yeni dev bir cezaevi projesi var.
Birileri ne gerek var diye yorumlar yapıyor.
Neymiş efendim büyük cezaevi yapılacağına fabrika yapılsın (!) mış.
Eeeee adliye yetmiyor, cezaevi yetmiyor.
O zaman gelin he birlikte nereye doğru gittiğimizi siz hesaplayın.
ADLİYE BİNASI DEMİŞKEN
Geçtiğimiz hafta düzgün, duruşlu, sözünün eri bir esnaf abimle görüştüm. Dahası tesadüf eseri sohbet etmeye başladık. Laf döndü dolaştı bu abimizin başına gelenlere geldi.
Pandemi döneminde esnafın hali malum.
Esnaf döküldü.
Perişan oldu.
Özellikle küçük ve orta ölçekli esnaf.
En başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, ilgili bakanlıklar, yerelde Belediye Başkanları bütçelerini zorlayarak bu kesime can suyu olmaya çalıştılar.
Olana oldu olmayana olmadı.
O dönem bitti ama yeni bir şey duyduk.
Pandemi döneminde 17 ay boyunca dükkan kirasını sadece üç ay ödeyemeyen esnaf abimiz dükkandan mahkeme kararı ile çıkartılmış.
O üç ay ödenemeyen kirada arka arkaya denk gelen aylar değilmiş.
Yani beş ay ödemiş bir ay ödeyememiş.
Bunun üzerine mahkemeye başvuran dükkan sahibi ön duruşmada alınan karar ile tahliye edilmiş.
Şimdi önce hukukun üstünlüğü.
Kimse hukukun üstüne çıkamaz.
Bunun siyaset ile zenginlik fakirlik, varlık yokluk ile bir alakası asla olamaz.
Şeriatın kestiği parmak da acımız.
Ben sadece bu abimizi dinlerken empati yapmaya çalıştım.
17 ay içerisinde üç ay kiranı ödeyemeyip kapı dışarı bırakılınca bu insan ve ailesi için şimdi pandeminden daha ağır bir yaşama mücadelesi başlamış.
Tekrar altını çiziyoruz.
Hukuk ne derse o.
Ama günümüzde hukuk adına adalet adına bazı gelişmeler ülkemizin ve insanlarımızın geleceği adına adalet denilen o tartışılmaz kavram adına üzülüyorum.
Çünkü insanlar artık zaman zaman “hukukun üstünlüğümü mü?” yoksa “Adaletin üstünlüğü mü?” diye soruyorlar.
Bunları benim cahilliğime ve bilgi kirliliğinden kaynaklanan salaklığıma verin.
Şimdi adam köpeği eziyor.
Mahkemeye çıkıyor.
Serbest kalıyor.
Ulusal basın bir yaygara yapıyor.
Adam bu kez tutuklanıp cezaevine gönderiliyor.
…………
Yine adam eşini dövüyor, komşusuna şunu yapıyor bunu yapıyor.
Mahkemeye çıkıyor.
Yargılanmak üzere serbest kalıyor.
Ulusal basın yine adalete bir yaylım ateşine başlıyor.
Ertesi gün adamın tutuklanıp cezaevine gönderildiği haberlerini izliyoruz.
İşte ben bu noktada insanların hukuka adalete olan güven ya da bakışlarından endişe duyuyorum.
Her ne kadar basın mensubu da olsam, bir kişinin tutuklanıp tutuklanmamasına basının baskısının etkisine karşıyım.
Çünkü bu iş bir yerde de vicdan meselesi değil mi?
………..
Yeni derin sulara giriyorum.
Hadi bana Allahaısmarladık.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İyilere yaklaş ki onlardan olasın. Kötülerden uzaklaş ki şerlerinden kurtulasın.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Özellikle Karatay Sanayi Meram sanayii gibi araç yoğunluğunun çok ve sıkıntılı olduğu bölgelerde bazı yaşı küçük sanayi çalışanı sürücüler o dar sokaklarda tekerlekleri öttürüp otomobillerle şov yapmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Semih
16-09-2021 13:26Ülkemize ait bir tehdit iması vardır: Seni mahkemeye veririm, süründürürüm. Bu sözü söyleyenin haklı olup olmaması hiç önemli değildir üstelik. Özellikle ticari ilişkilerimize dair mahkemelerin yıllarca bitmemesi iş hayatını yavaşlatan önemli etkenlerden biridir. Bugün alacağımı on yıl sonra alsam ne olur? Giden ömürden, enerjiden gider.
Ertunç
16-09-2021 12:20Uğur abi vekilin babasınıb şirketinin selçuklu belediyesinden aldığı dairenin imarı 2 kattan 23 kata çıkmış. Doğrumudur bunun hakkında iki satır yazabilecek gazeteci varmıdır ? Ne dersin
Ali DEMİRHAN
16-09-2021 11:46Yazının özü suç işle yargılanmak üzere serbest kal sonra ulusal basın adalete bombalarını atmaya başlayınca suçluyu bulup hapset bazen de bulamazsın işte bizdeki adalet biz buysak adaletimiz de bu saygı ile
Oğuz Oğuz
16-09-2021 10:12Esnaf abimiz haklı, ne yapacak caddede tezgah açsa oda yasak. Öğrenciler için yurtlarda yer yok, apartlar deli para olmuş, okul,kıyafet,defter,kitap ateş pahası. Yurt Kur'da yer bulamayan öğrenciler Üniveriste kapısına yatak atıp açık havada uyumaya başladı. Kütüphanelerde yaşamını sürdüren öğrenciler var, şaka değil. Bir öğrenci 4 senede aldığı 28 bin TL KYK kredi borcunu 48 bin TL, ve bunu iş bulup ay ay faizi ile ödemek zorunda ki 48 bin TL nin aylık faizi zaten 1000 TL den aşağı değil . Çocuğu üniversiteyi kazanamadığı için sevinen babalar var.. Gelir dağılımında adaleti sağlamak lâzım. Müşterek refah'ı ilke edinip , bir an önce fiili uygulamaya geçmek lâzım. Gören göz olmak lâzım.